DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı dava dilekçesinde mehir olarak vaad edilen ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ve kendisinin aldığı eşyaların da iadesini talep etmiş, yargılama sırasında eşyalardan bir kısmına dair fatura ile birlikte ziynet eşyalarını gösterir video ve iki adet düğün fotoğrafını dosyaya ibraz etmiştir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı tarafından dosyaya herhangi bir mehir senedi ibraz edilmediği, bağışlama vaadinin geçerliliğinin yazılı şekle tabii olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, TBK 288/3 maddesi gereğince, şekle uyulmaması sebebi ile geçersiz olan bağışlama sözü verme bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde elden bağışlama hükmündedir. HMK 31 maddesi gereğince hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil göstermesini isteyebilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Hasan evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senedin davalılar Nebi ve Ali tarafından da kefil sıfatıyla imzalandığını, senet ediminin yerine getirilmediğini belirterek 500 gram altının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılara 01/09/2020 tarihinde usulüne uygun tebligat yapılmış, davalılar süresinden sonra verdikleri cevap dilekçesinde özetle; davalı Nebi ve Ali'nin kefaletinin Türk Borçlar Kanunu 584.maddesindeki şartlara uygun olmadığını, bu nedenle geçersiz olduğunu, 500 gram mehir altınının davacıya verildiğini, ayrıca altınların değerinin fahiş hesaplandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedinde mehri müeccel olarak kararlaştırılan 170 gram 22 ayar altının ifa edilmediğini belirterek şimdilik 6.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğunu, taraflar arasında mehir senedi imzalanmadığını, ibraz edilen belgenin evlilik akdi sözleşmesi olduğunu, belgede tarih bulunmadığını, kefalet tarihi belli olmadığı için davalılar Yasin ve Mahmut Sami'nin kefaletlerinin geçersiz olduğunu, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek davanın usulden, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davacının altınlarını giderken beraberinde götürdüğünü, bu nedenle altınlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı Coşkun'un mehir senedinde geçerli bir kefaletinin olmadığını, kaldı ki eşyaların davacı tarafa teslim edilmesiyle davalı Coşkun'un sorumluluğunun sona erdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir olarak kararlaştırılan 22 ayar 200 gram altının davacıya teslim edildiğine dair senet içeriğinde tarafları bağlayıcı herhangi bir beyan ve imza bulunmadığı, davacının mehir ediminin yerine getirilmediğini iddia etmesi karşısında ispat külfetinin senet kuvvetindeki bir belge veya yemin delili ile davalıda olduğu, senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemeyen davalının kendisine verilen sürede yemin delilini de kullanmadığı, cevap dilekçesinde bağıştan rücu definde bulunulmadığı için boşanma davasının bekletici mesele yapılmasının da zorunlu olmadığı, işbu davanın mal rejiminin tasfiyesi davası olmaması sebebi ile davacının her zaman mehirden kaynaklı alacağını talep edebileceği, her ne kadar davalı ıslahın kesin süreden sonra yapıldığını iddia etmiş ise de, ıslah nedeni ile kesin süre verilebilmesi için tarafın ıslah ettiğini bildirmesinin gerektiği, ıslah ettiğini bildiren tarafa ıslah dilekçesini...
Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan ....vli olduklarını, düğün esnasında mehir senedi düzenlediğini, davalıların (koca ve kayınpeder) mehir senedindeki altın ve eşyaları bağışlamayı birlikte taahhüt ettiklerini ancak müvekkili baba evine geldiğinde altınların ve eşyaların davalılarda kaldığını belirterek, altın ve eşya bedeli olarak toplam 26.000 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili cevabında; davacının müşterek haneyi terk ettikten sonra ailesi ve yakınları ile gelerek kimseyi yanlarına almadan eşyaları toplayıp gittiğini, davacının ailesinin elindeki altınları alıp tanıdıkları kuyumcuya bıraktığı, altınların davalı ...'a babası tarafından teslim edildiği, altınların da davacıda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davacı vekili dilekçesi ile; 23.08.2008 tarihli mehir senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 2.000 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalılar vekili cevabında; dava dilekçesinde yazılı dört adet halıdan ikisinin davacı tarafından götürüldüğünü, diğer eşyaları teslime hazır olduklarını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalı ... aleyhine açılan davanın mehir senedinde yazılı bir adet saat dışındaki eşyalar ve çeyiz eşyaları hakkındaki davadan dolayı husumetten reddine, bilirkişinin 04.06.2012 tarihli raporunda belirtilen mehir senedine dayalı eşyaların bedeli olan 6.935,00 TL ve şahsi eşyalara ait bedel olan 2.926,00 TL'nin ve bir adet saat bedeli olan 60,00 TL toplam, 9.921,00 TL'nin davalılardan (davalı ...'...
, altınların bedelinin de verilmediğini iddia ederek; 18.10.2008 tarihli mehir senedindeki altın ve eşyaların bedeli 22.000,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
KARAR Davacı, davalıların eşi ve kayınpederi olduğunu, evlenirken her iki tarafın ve şahitlerin huzurunda mehir senedi imzalandığını, 440 gr 22 ayar altının verilmediğini, bu nedenlerle altınların aynen teslimini veya dava tarihindeki bedelinin en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Davalı, mirasbırakanın 05.05.1989 tarihli ve “mehir senedidir” başlıklı belge ile ... Mevkiinden en az 18 dekar tarlayı kendisine devretmeyi vaat ettiğini, ayrıca kendisinden 150- 180 gr. altın aldığını ve iade etmediğini, dava konusu devirlerin borca ve mehir senedine karşılık olarak yapıldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; murisin çekişmeli taşınmazı davalıya mehir olarak verdiğinin saptanması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir."gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....