Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, markaya tecavüzün tespiti ile men ve ref'ine, taklit ürünlerin masrafı davalıdan tahsil edilmek suretiyle imhasına ve karar kesinleştiğinde özetinin ilanına dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Davalı, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalının HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. .../......

    Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne açtığı 2010/80 esas sayılı markaya tecavüzün tesbiti ile marka tescilinin hükümsüzlüğü talepli davaya ilişkin 17/05/2012 tarihinde verilen "davanın kabulü ile davalı ... adına tescilli 2006/64917 nolu ... markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, davalının adına tescilli markayı tescil ettirdiği biçimde kullanmamak suretiyle gerçekleşen davacının marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile durdurulmasına" dair hüküm 11.02.2014 tarihinde kesinleşmiş olup, Sanık ... adına tescilli bulunan .... numaralı "...." adlı markayı, ürünlerinin bulunduğu ambalajlara tescil belgesindeki şekliyle değil de katılana ait .... numaralı "stahl" markasına benzeyecek şekilde "..." şeklinde ve aynı renklerle yazarak kullandığı görüldüğünden ve dosya kapsamına uygun bulunan konusunda uzman bilirkişinin düzenlediği raporda da "müştekiye ait tescilli markanın iltibas (karıştırılabilecek şekilde taklit ) edilmesi suretiyle kullanıldığı ürünlerde,...

      kalıp kalmadığının belirlenmesi için dosyaların birleştirilerek karar verilmesinin gerekmesi, 2- Katılan firmanın sanık ... aleyhine Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine açtığı 2010/80 esas sayılı markaya tecavüzün tesbiti ile marka tescilinin hükümsüzlüğü talepli davaya ilişkin 17.05.2012 tarihinde verilen "davanın kabulü ile davalı ... adına tescilli 2006 64917 nolu ŞİTALL markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, davalının adına tescilli markayı tescil ettirdiği biçimde kullanmamak suretiyle gerçekleşen davacının marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile durdurulmasına ” dair hüküm 11.02.2014 tarihinde kesinleşmiş olup, Sanık ... adına tescilli bulunan 64917 numaralı "ŞİTALL" adlı markayı, ürünlerinin bulunduğu ambalajlara tescil belgesindeki şekliyle değil de katılana ait 124227 numaralı "stahl" markasına benzeyecek şekilde "şitall" şeklinde ve aynı renklerle yazarak kullandığı görüldüğünden ve dosya kapsamına uygun bulunan konusunda uzman bilirkişinin...

        Bu kez davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1-Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27/01/2016 gün ve 2015/330 - 2016/39 sayılı kararı onayan-bozan Daire'nin 06/02/2018 gün ve 2016/6713 - 2018/816 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, “Alpino” markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının müvekkili şirketin markasını taklit ederek “Alpimo” markasını kullandığını, davalı şirkete ihtarname çektiklerini, davalının marka kullanımının devam ettiğini ileri sürerek markaya tecavüzün tespiti, men'i ve ortadan kaldırılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

            +şekil" ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının ise .... markasının sahibi olduğunu, ancak davalının adına tescilli markayı tescil edildiği gibi değil de müvekkili markasına yaklaştırarak ... şeklinde kullandığını, bu durumun haksız rekabete ve marka hakkına tecavüze yol açtığını ileri sürerek markaya vaki tecavüzün tespitine, men'ine, ref'ine, haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tescilli marka kullanımının haksız rekabet yaratmayacağı kaldı ki davacı emtiaları il müvekkili emtiaların birbirinden farklı olduıunu savunarak davanın reddini istemiştir....

              için ..., ... vb. ... firmalarına müzekkere yazılmasını, ... telefon numarasının kime ait olduğunu öğrenmek adına...A.Ş'ye müzekkere yazılmasını, davalı şirket tarafından kullanılan www,... adlı alan adının iptalini, markaya tecavüzün önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, masraf, yargılama, vekalet ücreti ve sair tüm giderlerinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

                Mahkemece alınan bilirkişi raporunda her iki işaretin ve hizmet sınıflarının ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğu, davalı/karşı davacıların markaya ayırt edicilik kazandırıp kazandınmadığı, maruf ve meşhur hale getirip getirmedinin mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Mahkemece davacıya ait marka ile davalı logosonun benzer olmadığı kabul edilerek markaya tecavüzün tespiti ve meni davası reddedilmiştir....

                  Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, marka sahibi tarafından davalı marka sahibi aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün men ve refi, marka hakkına tecavüz oluşturan fiillerin durdurulması, tecavüzün giderilmesi ve davalı adına tescilli bulunan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından, hükümsüzlük talebi yanında markaya tecavüzün giderilmesi de talep edildiğine göre, 556 sayılı KHK'nın 63/1. maddesi uyarınca dava, davacının ikametgâhı mahkemesinde veya suçun işlendiği veyahut tecavüz fiillerinin etkilerinin görüldüğü yerde açılabilir. Davacı yabancı menşeili şirket olup, Türkiye'de ikametgahı bulunmadığından ve davayı suçun işlendiği ve tecavüz fiilinin etkilerinin görüldüğü yerde açmış olduğundan davanın ilk açıldığı ... 2....

                    Asıl dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, birleşen dava ise marka hükümsüzlüğünün tespitine ilişkindir. Mahkemece, birleşen davanın davacıları Zaralılar Arıcılık Gıda Tarım Hayvancılık Üretim Pazarlama Sanayi Ticaret A.Ş., Zara Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı, Zara Belediye Başkanlığı, Zara Kalkındırma ve Geliştirme Derneği, Zara Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı, ...,’nın karar başlığında gösterilmeksizin ve davayı markaya tecavüzün tespiti olarak göstermek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asıl ve birleşen dava birbirinden bağımsız olup, birleştirilmesine rağmen bağımsızlıklarını korurlar....

                      UYAP Entegrasyonu