Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi ile beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye'de ciddi biçimde kullanılmayan markanın iptaline karar verileceğinin bildirildiğini iddia ederek, davalı adına tescilli olan ...... tescil numaralı "......" ibareli markanın, kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun yurt dışı tebligatının yapıldığı, ancak davaya herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE : Dava, davalı adına tescilli ...... tescil numaralı "......" ibareli markanın kullanmama nedeniyle iptali ve sicilden terkini taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, ...... sayılı "......+Şekil" ibareli markanın, 03. sınıfta 23/03/2007 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. 6769 Sayılı SMK'nın 9....

    na devrinin husumet yönünden bir etkisinin olmayacağı, davalının kullanma olarak iddia ettiği markanın devrinin, lisans verilmesinin ve turizm imarlı arsanın varlığının markanın esaslı kullanımını göstermeyeceği, markasal kullanımda birincil amacın markanın tüketici nezdinde algılanabilir şekilde ekonomik kullanılması olduğu, bir markanın tescilinin belirlenmesinin veya devredilmesinin kullanma hali sayılmayacağı, markanın yenileme işleminin bir idari işlem olduğu ve markasal kullanım niteliğini taşımadığı, davalıya ait .... no’lu "..............." markasının 42. sınıfta yer alan "geçici konaklama hizmetlerinde" 556 sayılı KHK'nın .... maddesi kapsamında ciddi olarak kullanılmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile,davalı adına 2001/06739 no ile tescilli "..............." markasının 42. sınıfta yer alan "geçici konaklama hizmetleri" yönünden 556 sayılı KHK'nın .... m. gereğince iptali ile sicilden terkinine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

      Markanın kullanımının SMK'nun 7. Maddesinin ikinci fırkasının a,b.c bentlerinde ön görülen modelde olmak üzere anılan maddenin 3. Fırkası ile 9. Maddenin 2. Ve 3. Fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir. Kullanmama nedenine dayalı iptal davası açabilmek için hak düşürücü bir süre bulunmamaktadır. Önemli olan dava tarihinden geriye doğru tescil anına kadar 5 yıllık sürenin dolmuş bulunmasıdır, bu nedenle dava süresindedir. İptali istenen markanın kullanımının söz konusu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir....

        Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....

          Bu bakımdan, öncelikle 90663 sayılı markanın asıl davada tecavüzün başlangıç tarihi olarak iddia olunan 1999 yılından geriye doğru 5 yıllık sürede ciddi biçimde kullanılıp kullanılamadığı, başka bir anlatımla 556 sayılı KHK 14. maddesi uyarınca 90663 sayılı "..." markasının 1999 yılı itibariylede iptali koşulların mevcut olup olmadığı hususunda bilirkişi heyetinden ek görüş istenilmesi, bu tarih itibariyle anılan markanın iptali koşullarının oluşmadığı belirlendiği takdirde tecavüz olgusunun ileri sürüldüğü 1999 yılı ile .......

            Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu markanın kullanıldığının davalı tarafça ispatlanması gerektiğini, ispat yükü davalıda olmasına rağmen taraflarına ait delilden vazgeçmesi nedeni ile davanın reddedilemeyeceğini, davalı tarafça bilirkişi incelemesi talebinde bulunulması ve ücretinin yatırılması gerektiğini, davalı tarafın böyle bir talebi yoksa davalının kullanımı kanıtlayamaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, dava konusu markanın tescilinden bu yana hiç kullanılmadığını, dava konusu markanın iptali gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini isteniştir. GEREKÇE : Dava, kullanmama nedenine dayalı marka iptali ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

                Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın KHK’nin 14.maddesi kapsamında dava konusu markanın ciddi şekilde kullanıldığına ilişkin delilleri sunamadığı, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içerisinde kullanımın ispat edilemediği, gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına tescilli markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi gereğince markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir....

                  Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması, markanın asli ve ayırt edici unsurunun, farklı renk veya boyutta ya da önemsiz eklemelerle, şekillerle ya da önemsiz eksikliklerle birlikte kullanılmasıdır. Ancak, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da değiniliği üzene, markanın asli ayırt edici konumda olan sözcük unsuruna yine ayırt edici niteliğe sahip ikinci bir kelime unsurun eklenmesi ve bu iki sözcüğün birlikte kullanılması halinde markanın “ayırt edici karakterinin değiştirildiği” kabul edilecektir. Bu kapsamda somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, davalının kullanımına ilişkin delil sunduğu ibarenin “... ... ...” olduğu iptali talep edilen markanın ise standart yazı karakterlerinde “...” ibaresinden oluştuğu görülmektedir....

                    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava ... kararının iptali ve marka hükümsüzlüğüne ilişkindir. Uyuşmazlık konusu markaya itiraz aşamasında davacı şirket lehine müktesep hak oluşturduğu ileri sürülen 148410 sayılı marka hakkında 556 sayılı KHK maddesine dayalı olarak açılan iptal davası neticesinde anılan markanın hükümsüzlüğüne dair karar bulunduğu ileri sürülmüş ve 148410 sayılı markanın başvuran şirket lehine müktesep hak oluşturmayacağı iddia edilmiştir. Gerçekten de, iptali istenen...kararının verildiği 24.02.2014 tarihi itibariyle sözkonusu 148410 sayılı markanın iptaline karar verilmiş, iptal kararı Dairemizce de onandıktan sonra karar düzeltme aşamasında olduğu anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu