Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KHK nin 9/1 - b maddesi kapsamında tecavüzün gerçekleşmesi için; tescilli markanın aynısının ve/veya benzerinin, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılması ve bu benzerliğin halk tarafından irtibat kurmakta dahil olmak üzere karıştırılma ihtimaline ilişkin 3 şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Yapılan inceleme sonunda davalı kullanımının, davacı markası ile benzer olmadığı tespit edildiğinden, markaya tecavüz için bulunması gereken üç unsurdan biri olan marka ile ayniyet taşıma veya benzer olma koşulu gerçekleşmemiştir....

    halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının ticaret unvanının davacıların markalarının kapsamındaki mal ve hizmetler için kullanıldığının ispatlanamadığı, ayrıca davalı şirketin tescilli----- ticari ---------ayırt edilmesini sağlayacak şekilde ------- davalının bu kullanımının TTK'nun 52. maddesi uyarınca hukuka uygun bir kullanım olduğu, davalının kullanımının ----- bir kullanımı olduğu iddia edilmekle birlikte böylesi bir kullanımın davacı tarafça ispatlanamadığı, bu nedenle davalının davacıların marka haklarına tecavüz ettiği iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılmış, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının reddine karar vermek gerekmiştir....

      Rehberi''nin marka olarak kullanımının, yanyana geldiğinde belli alanı kimsenin tekeline verilemeyecek ve herkesin kullanımına açık bir ifade olup bu iki kelimenin davacı şirketle özdeşleştiği ve ayırt edicilik kazandığının da sabit olmadığı, bu nedenle davacı adına tescilli markanın 38. sınıfta tamamen, 16. sınıfta ise “basılı evraklar, basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar, kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç)” emtiaları yönünden marka tescili, mutlak red sebebi sayıldığından bu sınıflarda davacı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerektiği, markanın hükümsüzlüğü geçmişe etkili olup, davalıların eylemi asıl dava yönünden, markanın hükümsüz sayılması nedeni ile kullanım alanı dikkate alındığında markaya tecavüzün söz konusu olmayacağından yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir...

        Öte yandan, böylesi bir durumda, markanın ve unvanın korudukları değerin aynı olmaması, en basit anlatımla markanın mal ve hizmeti, unvanın ise işletmeyi koruyan niteliği gereği, tescilli ticaret unvanının kullanımının, kamuca tanınmış bir hakka dayalı olmakla, sicilden terkin edilmediği sürece haksız rekabete vücut vermesi de söz konusu olamaz. Tüm bu hususlar gözetildiğinde, Daire kararında sözü edilen diğer bozma nedenleri yanında, davalı yan vekilinin yukarda açıklanan hususlara ilişen temyiz itirazlarının da kabulü gerektiği kanısına vardığımdan, davalı vekilinin bir kısım temyiz itirazlarının reddi cihetindeki Daire çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum....

          • Önceki markanın ayırt edici gücünün, tanınmışlığının derecesi. • İnceleme konusu mal ve hizmetlerin tüketicilerinden oluşan ortalama tüketici kitlesinin bilinç ve dikkat düzeyi. Yukarıda sayılan genel prensipler ve mevzuat hükümleri incelendiğinde, marka hakkına tecavüzün gerçekleşmesi bakımından, öncelikle davacı adına tescilli markaların davalı tarafından kullanımı aranmaktadır. Yukarıdaki mevzuat hükümleri incelendiğinde (6769 sayılı smk, m.7-2, (a), (b), (c) bentleri), ilgili hükümlerde tekrarla markanın kullanımı hususu vurgulanmaktadır. Öte yandan yine SMK’nun 9 ncu maddesi ile markanın kullanımının ne şekilde gerçekleşeceği açıkça tanımlanmıştır. Buna göre, “(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir: a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması. b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması....

            Sayılı kararı ile; "... davalının kullanımının davacı markasıyla iltibas teşkil eder şekilde olmadığı, markasal kullanımının 27/05/2015 başvuru tarihli davalı şirket yetkilisi ... adına olan ... tescil nolu marka kapsamında olduğu, davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren hizmet sınıfında olmadığı, davalının, markanın kapsadığı hizmetin satışının teklifine yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğurmayacağı, davalının tescilli markaya dayalı kullanımının, davalı markasının tescil tarihi ile birleşeceğinde gözetildiğinde SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz ve bu suretle haksız rekabet oluşturmadığı, davalının ticaret unvanı kullanımının, ünvansal nitelik arz ettiği, unvandaki ekin taraf unvanları arasında benzerlik ve iltibas riski doğurmayacağı, haliyle davacı ticaret ünvanına tecavüzün ve bağlantılı olarak haksız rekabetin söz konusu olmayacağı ve terkin şartlarının...

              Marka incelemesi için oluşturulan bilirkişi kurulundaki bilirkişilerin birbirleri ile çelişkili olan iki farklı rapor verdikleri, muhasip bilirkişi raporuna da itiraz edildiği, davalı adına tescilli markanın tescil edilmiş olduğu, amaca aykırı kullanılarak davacının markasına kullanmak itibariyle tecavüzde bulunduğu iddia edildiğinden, davalının markasının reklam ve sair tanıtımlarda kullanma durumunun davacının markasına tecavüz teşkil edip etmediğinin, iki markanın farklı sektörlere ait olması da göz önünde bulundurularak rapor tanzimi için dosya yeni bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 24/05/2012 tarihli raporlarında, "davalının uyuşmazlık konusu kullanımının, kendisinin ... sayılı başvurusundaki markanın aynısı olması sebebiyle söz konusu marka başvurusunun tescil işlemi ile sonuçlanması neticesinde artık davalının bu markanın başvuru tarihi olan 20/10/2010 tarihinden sonraki kullanımlarının davacının markalarına tecavüz teşkil etmesinin söz konusu olamayacağı; söz konusu...

                tespiti, önlenmesi ve şimdilik 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Davacı; davalı şirketin ... adresinin kullanımının marka tescilinden kaynaklanan haklarını ihlal ettiğni iddia etmiş ise de, bilişim uzmanı tarafından yapılan incelemede: İlgili mail hesabı üzerinden, ya da başkaca bir veriden davalının markasal kullanımını gösterir herhangi bir unsura rastlanmadığı, davalının, davacının herhangi bir markasal hakkına tecavüz ya da davacı ile haksız rekabet teşkil eder kullanımının saptanamadığı, bu nedenle davalının; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir....

                    Davacı; davalı şirketin ... adresinin kullanımının marka tescilinden kaynaklanan haklarını ihlal ettiğni iddia etmiş ise de, bilişim uzmanı tarafından yapılan incelemede: İlgili mail hesabı üzerinden, ya da başkaca bir veriden davalının markasal kullanımını gösterir herhangi bir unsura rastlanmadığı, davalının, davacının herhangi bir markasal hakkına tecavüz ya da davacı ile haksız rekabet teşkil eder kullanımının saptanamadığı, bu nedenle davalının; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu