Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargılama sırasında davaya konu markanın üçüncü bir kişiye devredilmesi halinde taraf teşkilinin yeniden sağlanmasının gerekeceği, bunun da yargılamayı uzatacağı ve tarafların hakkını elde etmesini güçleştirebileceği, davalı tarafa ait markanın tescil kaydı üzerinde üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir koyulmasının davalı tarafın marka kullanımını ve ticari hayatını etkilemeyeceği, kaldı ki markanın devri için haklı bir gerekçe sunmaları halinde ihtiyati tedbir kararının yeniden gözden geçirilebileceği ilk derece mahkemesi kararından anlaşılmakla, yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine karar verilmiştir....

Mahkemece, her ne kadar marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve tazminat talebine ilişkin olarak dava açılmışsa da, ...' ye yapılan başvuru ve itiraz sonuçlarının bildirilmesi amacıyla yazılan müzekkereye verilen cevapta davalı ... tarafından Türk Patent Enstitüsüne 2014/03716 numaralı başvuru ile "... " markasının kullanımı amacıyla yapılan başvuru sonucunda bahsi geçen markanın davalı ... adına 16.01.2014 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle tesciline karar verildiği, davacının davalı adına tescil edilen markaya itirazının Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunda görüşüldüğü ve itirazın reddine davalı tarafından yapılan başvurunun tesciline karar verildiği bildirilmekle davacının davasının hukuki dayanağı kalmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, tescilli marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir....

    , buna göre herhangi bir ayırt ediciliği olmayan,---- ürünlerin veya hizmetlerin özelliklerini içeren ve------ herkes tarafından kullanılan--- münhasıran ya da esas unsur olarak tescilinin mümkün olmadığını,----------- yüksekliğinin tedavisi ve önlenmesi,----- zehirlenmesinin tedavisinde kullanıldığını, bu nedenle SMK’nun 5. maddesi uyarınca bu ibarenin marka olarak tescilinin ve kullanımının mümkün olmadığını, ancak ayırt edicilik sağlayacak başka bir esas unsur ile ve ancak marka olarak tescili ve kullanımının mümkün olduğunu, SMK’nun 9. maddesinde hangi durumların markayı kullanım olarak kabul edilebileceğinin sayıldığını, bu maddenin (a) bendine göre “markanın --- değiştirilmeden--- şeklinde olduğunu, davalının marka kullanımının SMK’nun 9/1-a maddesine aykırı olduğunu, ---- kararlarının da bu yönde olduğunu, davalının “--- yana ----- kullanmadığı, tescilli ------- iptal edilmesi gerektiğini belirterek, öncelikle davanın kabulü ile, davalının eylemlerinin---kapsamında marka hakkının...

      Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen davada, davalı adına tescilli markanın markasal kullanımının bulunmadığını ileri sürerek, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, Dairemizin ....09.2007 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, asıl davada, davalının davacının markasını işletme adında kullanmak suretiyle tecavüz ettiği, birleşen davada davalının hizmet markasını kullanımının devam ettiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalının davacının marka hakkına tecavüzünün durdurulmasına ve yasaklanmasına, 1.086,71 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir....

        müvekkiline devredilmesine/ tahsisine ayrıca teminat alınmaksızın ...com.tr alan adına erişimin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bununla birlikte ---- ortamındaki----- adresinden servis verdiği, davacının alan adının davalı alan adından daha önce oluşturulduğu, davacıya ait ------- ait olduğu, davacı markası ---------- esnasında davalı yetkilisi tarafından sunulan evraklarda görüldüğü, davalı kullanımının davacıya ait tescilli markalara iltibas yaratacak derecede benzer olduğu, fakat davalının markasının----- olmasından dolayı, markanın kullanımının markaya tecavüz oluşturup oluşturmadığının takdirinin Mahkememize ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir....

            Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davalı tarafından tescil ettirilen "..." ibareli markanın davalı tarafından tescil tarihinden önce kullanılmaya başlandığını, davalı tarafın daha önceki "Y Yeşilköy" ibareli markalarının farklı olduğu, bu nedenle Y + çelenk logosu ile tescil ettirilen markada üstün hak sahibinin davacı olup üstün hak sahipliği nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne, karşı davada ise davacı kullanımının marka taklitçiliğinden daha önceki tarihe dayandığı gerekçesiyle tüm taleplerin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davalıya ait 2016/31802 numaralı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, markanın devir talebi yerinde olmadığından reddine, karşı dava yönünden ise davacı - karşı davalının kullanımının tescilden önce üstün haka dayalı olup bu kullanımın herhangi bir tecavüz teşkil etmediği gerekçesiyle tüm taleplerin reddine karar verilmiş, kararı davalı - karşı davacı vekili istinaf etmiştir....

              Şti.’nin “Back Street” ibaresini adına tescilli aynı ibareli markaya dayalı olarak kullandığı ve bu hali ile davalı kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine dair karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen 2008/610 E, 2009/31 K. sayılı dava dosyasında açılan davanın reddine, birleşen 2008/291 E., 2008/353 K. sayılı dava dosyasında açılan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı birleşen davaların davacısı Mar Bar Tur. İşl. ve Tic Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir. Asıl dava, davalı adına tescilli markanın iptali ve davalı tarafın davacı markasına tecavüzünün önlenmesi, birleşen 2008/291 E. sayılı dava, asıl davanın davacısı Tekin Tur. Org. Ltd. Şti. adına tescilli 2004/44205 sayılı markanın hükümsüzlüğü ve birleşen 2010/610 E. sayılı dava, davacı karşı davalı ... Tur. Org. Ltd. Şti.’nin markaya tecavüzünün önlenmesi istemine ilişkindir....

                İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap hakkı beklenmeden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müvekkili şirketin ''...'' ibareli markayı kesintisiz olarak kullandığını, aktif olarak ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkili şirketin markanın tescil amacıyla 08.11.2013 tarihinde başvurduğunu, 17.06.2015 tarihinde marka tescil edildiğini, 31.06.2015 tarihinde ise yayınlandığını, markaya dair fatura, belge, katalog ve güncel web sitesi de mevcut olduğunu, davalı yanın markayı kullandığına dair son belgelerin 2005 yılına ait olup markayı aktif olarak kullanmadığını, davacının itirazının hem markalar dairesi kararı ile hem de yeniden inceleme ve değerlendirme kurulu kararı ile markanın kullanımının süreklilik arzetmediği ve 8-10 yıllık sürece ilişkin ciddi bir kulanımı gösterir delilerin bulunmaması karşısında , itiraz sahibinin kullanımının başvurunun tescil engelleme hakkı verecek nitelikte olmaması gerekçesiyle reddedildiğini, davacının bu karara karşı...

                  , 35. sınıf yönünden kullanımının durdurulması talep edilmiş ise de davalı firmanın ortaklarının da ... ibaresi üzerinde tıpkı davacı gibi önceye dayalı yaygın kullanımda bulundukları, kura paylaşımında bu markanın kullanımının engeli konusunda tarafların açıkça uzlaşıp anlaşmadıklarının görüldüğü, davalılarca geçerli bir şekilde devir alınan markanın kapsamının 35. sınıf ile ilişkilendirilebileceğinden davalının 35. sınıf hizmetler yönünden kullanımının engellenemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiş, birleşen dava yönünden, davalı firmanın ......

                    UYAP Entegrasyonu