ULUDAĞ, ERBAK ULUDAĞ ibareli tanınmış markaları olduğunu, davalının ise ULUDAĞ ZEYTİN ibareli markayı adına tescil ettirdiğini, markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, tanınmışlıklarından haksız yarar sağlanacağını ileri sürerek, markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ULUDAĞ ZEYTİNLERİ ibareli 1991 tescil tarihli markası bulunduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen marka için bu durumun kazanılmış hak teşkil ettiğini, seri marka niteliğinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının 1991 tescil tarihli aynı sınıftaki markasının hükümsüzlüğü istenen marka yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği, markanın serisi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin "NAMLI" ibaresini 21.02.1991 tarihinden itibaren ticaret unvanı olarak, 02.08.1996 tarihinden itibaren de marka olarak kullandığını, söz konusu markanın gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu savunarak reddini istemiştir....
Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/167 esas sayılı dosyasında işbu davanın davacısı aleyhine açılan “...” ibareli markanın hükümsüzlüğü davasında, mahkemece, KHK’nın 7/g maddesi gereğince markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği, yine dava dışı ... tarafından işbu davanın davalısı aleyhine .... 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/128 esas sayılı dosyasında “...+Şekil” ibaresinin hükümsüzlüğü davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece yukarıda anılan davaların dava “...” işaretinin sahibi olan ... tarafından açıldığı gözetilip, bu davaların sonuçlanması beklenerek, oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE : Dava, davalı adına ....... sayı ile tescilli "........" ibareli markanın 16. sınıftaki tüm emitalar bakımından hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, dava konusu ..... tescil numaralı "........." ibareli markanın 16, 20, 21 ve 35. emtia sınıflarında 05/07/2017 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. 6769 Sayılı SMK'nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez....
7/2. maddesi uyarınca münhasıran marka sahibine ait olduğunu, 2001/042234 tescil sayılı markanın sahibinin davacı olmadığını, bu sebeple sahip olmadığı bir markaya dayanarak markanın hükümsüzlüğü davası açma hakkının olmadığını, davacının taraf sıfatının haiz olmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Maddesine göre iptali ile sicilden terkinini ve davalı adına tescilli markanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 5, 6 ve 25. maddeleri nedeniyle hükümsüzlüğü ile sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi, tensip tutanağı ve ön inceleme duruşma gün ve saatinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davalının dava ile ilgili herhangi bir yazılı yanıtta bulunmadığı gibi duruşmalara da iştirak etmediği anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, davalı adına olan ....... nolu " ......." esas unsurlu markanın kullanmama nedeniyle iptali ve 6769 Sayılı SMK'nın 5, 6 ve 25. Maddeleri nedeniyle hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, ....... sayılı " ......." ibareli markanın, 25 ve 35. Sınıflarda 04/07/2013 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu, ..... sayılı "......" ibareli markanın, 25....
İSTİNAF: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının yetki itirazları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Sınai Mülkiyet Kanunu'nda öngörülen davalarda ve dosya kapsamında görülen markanın hükümsüzlüğü ve iptali davasında genel yetki kurallarından ve HMK 'dan farklı düzenlemeler bulunduğunu, HMK'ya göre genel yetki yer mahkemesi davalının ikametgahı iken Sınai Mülkiyet Mevzuatında 'hak sahibi' sisteminin benimsendiğini, Sınai Mülkiyet Kanunu'nun156/3 ve 156/5 maddeleri incelendiğinde markanın her durumda marka hakkı sahibinin yerleşim yerinde görüleceğinin düzenlendiğini, Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 156/3 maddesi gereği markanın hükümsüzlüğü davasında davayı tescilli marka sahibi açıyor ise davacının yerleşim yerinin yetkili mahkeme olacağını, Yargıtay tarafından marka hukukumuzda kabul edilmiş olan "Gerçek Hak Sahipliği İlkesi" ile “marka üzerindeki öncelik hakkı, o markayı ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişiye aittir....
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalı adına ---- sayılı markanın hükümsüzlüğü davasıdır. Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından sunulan--- tarihli raporda sonuç olarak;------- markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verildiğinde, bu kararın dava tarihi itibariyle hüküm ve sonuç doğuracağı, diğer bir anlatımla, kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilen markanın, başvuru tarihi ile davalı tarihi arasındaki dönem için marka koruması sağlayacağı, buna göre ---ilişkin kararın,----markaların hükümsüzlüğüne ilişkin kararın ise --- tarihi itibariyle sonuç doğuracağı, somut olayda kısmen hükümsüzlüğü talep edilen -------- markasının hükümsüzlüğü talebinde bulunmasının yerinde olmadığı, dosya kapsamında yapılan incelemelerde, davalının marka tescilinin kötüniyetli olduğunu gösterir bir bilgi ve belgeye rastlanmadığına dair raporunu sunmuştur....
Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile davalının haksız rekabetinin tespiti ile men'i talebine yöneliktir. Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede; SMK'nun 25.md'si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md'deki mutlak red; ve 6.md'deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir. SMK'nun 6/1 md'sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir....
R." şeklinde adına tescil ettirdiğinin öğrenildiğini, bu markanın bir süre sonra davalı şirkete devredildiğini, tescilde ve devirde kötüniyetle hareket edildiğini, davalının müvekkilinin ününden haksız yarar sağlamayı amaçladığını, marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markayı ihdas ve istimal eden müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin marka başvurusuna davalının dava konusu markayı gerekçe göstererek itiraz ettiğini ileri sürerek davalı adına tescilli bulunan "P. R." ibareli markanın müvekkiline ait "P. L." ibareli marka ile benzerliğinin tespitini, "P. R." ibareli markanın 31. emtia sınıfı bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya ait marka ile müvekkili adına tescilli markanın benzemediğini, davacı markasının tanınmadığını, tescilde ülkesellik ilkesi gereği müvekkili tescilinin hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin herkese ait evrensel sözcükleri apayrı bir biçimde tescil ettirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir....