markanın sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “YEDİTEPE” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından yapılan itirazın MDB ve YİDK kararı ile reddedildiğini, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu ve başvuru konusu markanın tanınmış markalarıyla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK kararının iptali ile tescili halinde markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir....
(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada ... (Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/12/2015 tarih ve 2013/270-2015/250 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili müvekkilinin “WAIO” markası ile davalının “VAIO” markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer, hatta aynı kabul edilecek ibareler olduğunu ve bu durumun müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek davalı adına 2008/17251 sayı ile tescilli "VAIO" ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, tecavüzün tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini istemiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ( FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA) Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2014 tarih ve 2013/444-2014/270 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin tescilsiz kullandığı ve kullanımla ayırt edicilik kazandırdığı, tanınmış, aynı zamanda ticaret unvanında da bulunan “...” ibaresinden oluşan markasını davalının kötüniyetle adına tescil ettirdiğini ve tescil ettirdiği tarihten itibaren de kullanmadığını ileri sürerek, davalı adına tescilli “...” markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile markanın müvekkili adına tesciline karar verilmesini...
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her iki markanın aynı sınıfta tescil edildiği, İstanbul'un bir semti olan "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığı, buna göre asıl unsurun "..." ibaresinin olduğu, bu sözcüklerin jenerik olduğu yönündeki savunmanın kanıtlanamadığı, davalı işletmesinin davacının bir şubesi sanılacağı, tescilli kullanım halinde tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli ... sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, tazminat ve ilan talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile birleşen marka hükümsüzlüğü davası 08.01.2018 tarihinde açılmış olup, dava tarihi itibariyle somut olaya 6769 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği, hükümsüzlüğü istenen markaya, başvuru aşamasında itiraz edilmemesi aynı markanın 25 inci madde uyarınca hükümsüzlüğü istemine engel olmayacağı, davalı adına tescilli 2015/97002 sayılı ve "... Mutfak" ibareli markanın 08.09.2016 tarihinde davalılardan ... adına tescil edildiği, marka hükümsüzlüğü davasının ancak sicilde marka sahibi olarak kayıtlı bulunan kişiye karşı açılabileceği, davalı ...'...
markanın 35 ve 41. sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir....
FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/32 KARAR NO : 2021/96 DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü DAVA TARİHİ : 25/01/2021 KARAR TARİHİ : 07/04/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketinin "......." markasının TPMK nezdinde maliki ayrıca bu markayı ilk kez kullanan gerçek sahibi olduğunu, müvekkilinin ...... ve ..... tescil numaralı "........." ibareli markaların maliki olduğunu, davalı tarafın TPMK nezdinde ....... tescil numaralı ile tescilli "....... " markasını kendi adına tescil ettirdiğini, tescil ettirdiği tarihten bu yana kullanmadığını iddia ederek, davalı adına tescilli ...... tescil sayılı "......." ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir....
ile tescil edildiğinin öğrenilmesi üzerine 09.06.2009 tarihli ihtarname ile markanın kullanımına son verilmesinin ihtar edildiğini, ancak davalı tarafça kabul edilmeyerek, kendilerinin markanın sahibi İtalyan firmanın Türkiye distribütörü olduğunun savunulduğunu, davalı adına tescilli markanın müvekkili firmaya ait marka ile aynı olup müvekkili gibi özellikle çantaların üzerinde kullanıldığını ileri sürerek, davalı adına tescilli anılan marka tescilinin hukuka aykırı ve haksız olduğunun tespitini, hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini; davalının kendisini müvekkili firmanın distribütörü olarak tanıtmasının müvekkili firma aleyhine haksız rekabet yarattığının tespitini, bu fiillerin durdurulmasını ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını; dava konusu markanın davalı tarafından kullanımının önlenmesini talep ve dava etmiştir....
İSTANBUL 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/204 KARAR NO : 2022/138 DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ DAVA TARİHİ : 18/06/2019 KARAR TARİHİ : 20/10/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Dava konusu "..." markasının, müvekkili adına tescilli “...” markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, aynı ve benzer mal ve hizmet sınıfları için tescil edilmek istendiğini, dava konusu “...” markasında; müvekkiline ait "..." markasının yalnızca tek bir harfinin değiştirildiğini, tüketici zihninde müvekkilinin "..." markaları ile anılan markanın iltibasa mahal vereceğini, tescili istenen markanın ortasında yapılan harf değişikliği ile fonetik anlamda güçlü bir ayırt edicilik sağlanamadığını, zira her iki markadaki tek farklılığın ortada yer alan "..." ve "..." harfleri olduğunu, söz konusu markaların Türkçe'de...
+K+şekil” ibareli marka arasında oluşan düşük düzeyde benzerlik, malların aynılığı ve aynı tüketici kitlesine hitap etmeleri nedeniyle çağrıştırma ve bağlantı kurma suretiyle tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açtığı, davacı tarafça haksız rekabet iddiasında bulunulmuş ise de, davalı tarafça tescilli markalarının, tescil edildiği şekliyle ve tescil edildiği sınıfta kullanıldığı, bu nedenle terkin edilinceye kadar tescilli bir markanın kullanılmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalı adına tescilli 2009/19129 no'lu "K." ibareli markanın 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi gereğince tescilli olduğu 12. sınıf bakımından hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine, davalı adına tescilli 2009/19811 no'lu markanın hükümsüzlüğü, davacı tarafın haksız rekabete ilişkin talepleri ile sair istemlerinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....