Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ibareli markaların davacı adına tescilli olduğunu, davalı ve davacı markalarının birbirine benzemesi ve aynı emtiaları kapsaması sebebi ile, hükümsüzlüü istenen 2011/46481 numaralı ... ibareli markanın 29/ 30 /32.sınıf emtialarının tamamında hükümsüzlüğü, hükümsüzlüğü istenen 2011/46481 numaralı ......

    Markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından davalı şirket vekili cevap dilekçesi ile birlikte kullanmama def'i ileri sürdüğünden, bu husus; markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından ön sorun olarak incelenmiştir. Zira; 6769 sayılı SMK m.25/7 hükmüne göre; 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar....

      gerçek hak sahibi olduğunu, “...” ibareli markalarını Avrupa Birliği, İsviçre, Norveç ve Türkiye’de yaygın şekilde kullandığını, aslen gıda taşımacılığı ve gıdalar ile bağlantılı ürünlere yönelik lojistik hizmetlerinin verilmesi alanında çalıştığını, alanında Almanya’nın en büyük şirketi olduğunu, bu doğrultuda müvekkilinin ve “...” markasının dünya çapında büyük bir tanınmışlığa sahip olduğunu, bu tanınmışlığın Paris Sözleşmesi tahtında korunduğunun açık olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca dava konusu markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, dava konusu markanın sahibinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin uzun yıllar üzerinde emek ve para harcayarak tercih edilirliğini son derece yükselttiği “...” ibareli markasına ayırt edilemeyecek derecede benzer olan davaya konu “...” ibareli markanın başvurusunu yapan şirket tarafından taşımacılık, nakliyat ve lojistik hizmetlerinin verilmesi amacıyla kurulduğunu, dava konusu markanın sahibi olan şirketin Suudi Arabistan menşeli...

        Sınıflarda... başvuru numaralı "..." ibareli markanın 28/04/2011 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Markanın %50 hissesinin sahibinin davalılardan ... olduğu, ancak ... 16. Noterliği'nin ... tarihli ... sayılı Marka Devir Sözleşmesi ile hissesini diğer hissedar ...'a devrettiği, devrin TPMK'ya tescil edilerek markanın tamamının ... adına tescil edildiği anlaşılmıştır....

          Her markanın belirli düzeyde ayırt edicilik ve reklam işlevi bulunmakla birlikte bu düzey tanınmış markalarda daha yüksektir. Bir markanın tanınmış olup olmadığı ve tanınmışlık düzeyi, sonraki tarihli markanın başvuru tarihi esas alınarak, her bir dosyada bunu ileri süren tarafça ve dosyaya sunulacak delillerle ispat edilmelidir. Bir veya birkaç ülkede tanınmış olan markanın, diğer tüm ülkeler yönünden de tanınmış olduğu kabul edilemez. Bu anlamda, markanın bir çok başka ülkede tescil edilmiş olması da tek başına yeterli değildir. Markaların ülkeselliği ilkesi itibariyle, hangi ülkede markanın tanınmışlığına dayanılmış ise o ülkedeki ilgili çevre yönünden tanınmışlık ispat edilmelidir....

            , ilk etapta akılda kalan ve göze hitap eden unsurun .... olduğu, ... unsurunun ön planda ve belirleyici unsur olarak görüldüğü, dolayısıyla markanın sadece davalının ismini değil davacının da markaların esas unsurunu ihtiva etmesi sebebiyle davalı markasının ve kullanımlarının SMK 7/5 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, Davalının hükümsüzlüğü talep edilen markasını KÖTÜNİYETLE tescil ettirmek istediğine somut veri tespit edilemediği" hususlarını tespit ve rapor etmiştir....

              Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-) Davacı, iltibas ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak davalı adına tescilli 2005/09459 sayılı “cream” ibareli markanın hükümsüz kılınmasını istemiş, mahkemece yazılı gerekçeyle davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Ancak hükümsüzlüğü talep edilen marka 28.03.2006 tarihinde tescil edilmiş olup, davalı markayı 29.04.2013 tarihinde ilk sahibinden devir almış, işbu dava ise markanın tescil edildiği tarihten sekiz yıl sonra 18.04.2014 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca ve tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiği de gözönüne alındığında, davacının Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yerleşik içtihatlarına göre sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığının kabulü gerekir....

                FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/392 KARAR NO : 2021/205 DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Durdurulması, Men'i, Ref'i, Tazminat DAVA TARİHİ : 06/03/2019 KARAR TARİHİ : 07/10/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2021 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA ; Davacı vekili Ankara ..... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin .........

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE : Dava, davalı adına tescilli olduğu iddia edilen ...... tescil numaralı markaların hükümsüzlüğü, mümkün değil ise bu markalardan "......." ibaresinin terkini, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, ..... tescil numaralı "......." ibareli markanın 06/04/2009 tarihinden itibaren, ...... tescil numaralı "......." ibareli markanın 17/08/2010 tarihinden itibaren, davacı adına tescilli olduğu, .... tescil numaralı "......" ibareli markanın 03/06/2015 tarihinden itibaren, ..... tescil numaralı "....." ibareli markanın 05/04/2019 tarihinden itibaren davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu markalardan 2020/26708 tescil başvuru numaralı markanın, davanın ikame edildiği tarihte ve dahi halihazırda tescilli olmadığı, inceleme aşamasında olduğu anlaşılmıştır. 6769 Sayılı SMK'nın 25....

                    GEREKÇE: Dava, markanın ve tasarımın hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men'i ile maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemenin 15/11/2019 tarihli ara karar ile davacının tazminat talepleri yönünden dosyanın tefrik edildiği Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 15/11/2019 tarih, 2019/361 Esas - 2019/385 Karar sayılı kararı ile bu talepler yönünden davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu