Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/02/2014 tarih ve 2013/284-2014/34 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin 2007/... sayılı "..." ibareli tescilli markanın sahibi olduğunu, ...'...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE : Dava, davalının davacının tescilli markasına yönelik tecavüzün tespiti, ref'i ile TPMK nezdinde tescilli ... tescil numaralı "...... " ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, ..... tescil numaralı "......" esas unsurlu markaların davacı adına, ....... tescil numaralı "....... " ibareli markanın davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. 6769 Sayılı SMK'nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez....

      Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 2010/22582 sayılı başvuru ve 2011/11623 sayılı markasının "..." sözcüğünden oluştuğu, bu ibarenin davacı markaları ile görsel, işitsel ve genel izlenim olarak benzer bulunduğu gibi, çekişmeli malların/hizmetlerin de aynı veya aynı tür oldukları, bu nedenle KHK'nın 8/1-b hükmü koşullarının davalı başvurusu ve 2011/11623 sayılı markası yönünden ayrı ayrı gerçekleştiği, ulaşılan bu sonuca göre olayda KHK'nın 8/4 ve 8/5 hükümlerinin tartışılmasına ihtiyaç bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile ... ...'in 2013-M-722 sayılı kararının kısmen iptaline ve dava konusu markanın da kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir....

        D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli olan ---------markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini davasıdır....

          FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/14 KARAR NO : 2021/217 DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin DAVA TARİHİ : 15/01/2019 - BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/18 ESAS SAYILI DOSYASI - DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin DAVA TARİHİ : 15/01/2019 - BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/20 ESAS SAYILI DOSYASI - DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin KARAR TARİHİ : 21/10/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2021 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 2004 yılından beri piyasada faaliyet göstermekte olan bir şirket olduğunu, kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetlerinde tanınmış bir marka haline geldiğini, müvekkilinin "....." ibareli markalarının hak sahibi olduğunu ve söz konusu markaları TPMK nezdinde tescilli sahibi olduğunu, tüketiciler nezdinde maruf hale getirmek amacıyla ciddi bir çaba harcadığını, davalı şirket...

            Sınıfta marka başvurusunda bulunduğunu ve davalı yanın başvurusunun 17/01/2020 tarihinde tesciline karar verildiğini, dava konusu "......" markası ile müvekkilinin "......" ve "......" markalarının birebir benzer olduğunu, müvekkilinin "....." ibaresi bakımından gerçek hak sahibi olduğunu ve 1993 yılından bu yana ilgili ibareyi kullandığını, müvekkiline ait markaların asli ve ayırt edici unsurunun "......" ibaresi olduğunu, müvekkili markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkiline ait RTÜK yayın lisansı göz önüne alındığında, davalı markasının tescilli olduğu sınıfta hizmet veremeyeceğini, davalı tarafın müvekkiline ait markanın bilinirliğinden yararlanmak amaçlı dava konusu markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini iddia ederek, davalı adına ..... sayı ile tescilli markanın tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir....

              markanın sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “YEDİTEPE” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından yapılan itirazın MDB ve YİDK kararı ile reddedildiğini, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu ve başvuru konusu markanın tanınmış markalarıyla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK kararının iptali ile tescili halinde markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir....

                (KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada ... (Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/12/2015 tarih ve 2013/270-2015/250 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili müvekkilinin “WAIO” markası ile davalının “VAIO” markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer, hatta aynı kabul edilecek ibareler olduğunu ve bu durumun müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek davalı adına 2008/17251 sayı ile tescilli "VAIO" ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, tecavüzün tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini istemiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ( FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA) Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2014 tarih ve 2013/444-2014/270 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin tescilsiz kullandığı ve kullanımla ayırt edicilik kazandırdığı, tanınmış, aynı zamanda ticaret unvanında da bulunan “...” ibaresinden oluşan markasını davalının kötüniyetle adına tescil ettirdiğini ve tescil ettirdiği tarihten itibaren de kullanmadığını ileri sürerek, davalı adına tescilli “...” markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile markanın müvekkili adına tesciline karar verilmesini...

                    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her iki markanın aynı sınıfta tescil edildiği, İstanbul'un bir semti olan "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığı, buna göre asıl unsurun "..." ibaresinin olduğu, bu sözcüklerin jenerik olduğu yönündeki savunmanın kanıtlanamadığı, davalı işletmesinin davacının bir şubesi sanılacağı, tescilli kullanım halinde tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli ... sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, tazminat ve ilan talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu