Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/340 Esas KARAR NO : 2023/181 DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) DAVA TARİHİ : 14/09/2022 KARAR TARİHİ : 07/04/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili 14/09/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı ...'...

    Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....

      DELİLLER: * 26.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda; "...davalı adına tescilli ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... markalarının iptali istenen 29. ve 30. sınıflarda yer alan "kuru bakliyat; fasulye, bezelye, nohut, mercimek,soya; tuz piriç, bulgur, keşkek,yarma, gıdalar için mal, hububat" emtialarında ciddi biçimde kullanıldığının ispatlanamadığı, mahkemece uygun görülmesi halinde kullanmama nedeniyle kısmen iptali koşullarının somut olay açısından oluştuğu" tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. GEREKÇE: Dava, markanın iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, "... davalıya ait dava konusu markaların iptali talep edilen mal ve hizmetler için dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde ciddi ve etkin bir şekilde kullanılmadığı, bu nedenle SMK'nun 9/1. maddesindeki iptal koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabulüne" karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

        Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır....

          Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır....

            Olduğu, davanın ise marka hükümsüzlüğü ve YİDK kararının iptali istemlerine ilişkin olduğu, yapılan yargılama sonunda 2006/267e.-2011/206K. Sayılı 08/10/2013 tarihli karar ile 2001/21028 sayılı marka ile davacının fiili kullanımlarının birebir aynı olduğu, 2004/36136 sayılı marka başvurusunun kötü niyetli olduğu, YİDK kararının iptali ve tescil edilen 2004/36136 sayılı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu gerekçeleriyle asıl davanın kısmen kabulüne, 2001/21028 sayılı markanın TPMK tarafından yapılan terkini işlemlerinin iptaline, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 8283,73 TL tazminatın davalılardan tahsiline, fazlaya dair istemlerin reddine, birleşen davada ise davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının iptaline ve 2004/36136 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11....

            Olduğu, davanın ise marka hükümsüzlüğü ve YİDK kararının iptali istemlerine ilişkin olduğu, yapılan yargılama sonunda 2006/267e.-2011/206K. Sayılı 08/10/2013 tarihli karar ile ... sayılı marka ile davacının fiili kullanımlarının birebir aynı olduğu, ... sayılı marka başvurusunun kötü niyetli olduğu, YİDK kararının iptali ve tescil edilen ... sayılı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu gerekçeleriyle asıl davanın kısmen kabulüne, ... sayılı markanın TPMK tarafından yapılan terkini işlemlerinin iptaline, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 8283,73 TL tazminatın davalılardan tahsiline, fazlaya dair istemlerin reddine, birleşen davada ise davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının iptaline ve ... sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11....

              Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....

                Zira aksi hal, kullanılmadığı halde bir markanın salt tescilli olması nedeniyle yenilendiği sürece ve sonsuza kadar, bu markanın başkaları tarafından alınmasını engelleme hakkının marka sahibine verilmesi anlamını taşıyacaktır. Burada ispat külfeti davalıda olup, davalı dava konusu olan markayı kullandığını ispatlaması gerekir. Ancak davalı tescil ettirdiği markasını kullandığına ilişkin delil sunmamış, markayı kullandığını ispat edememiştir. Şu halde, dava tarihi 13/04/2022 olup, 27/03/2013 tarihinde tescil ettirdiği markasını 24/12/2021 tarihinde yenilemesine rağmen Türkiye’de ciddi biçimde kullanımı bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı markasının tescil edildiği tüm mallar açısından 6769 sayılı SMK m.9 maddesi uyarınca iptali koşullarının gerçekleştiği sonuç ve kanaatine ulaşmıştır....

                  Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....

                    UYAP Entegrasyonu