Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının hükümsüzlük dışındaki talepleri yönünden ise mahkememizin kesinleşen 2014/353 Esas 2016/62 Karar sayılı ilamı bulunduğu gibi marka tescili dışında davalının bu markayı fiilen ticari etki doğuracak şekilde kullandığı ispatlanamadığından reddine" kararı verilmiştir....

    Dava, davalının, davacıya ait "..." esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzün tespiti, men ve ref'i talebine yöneliktir. SMK'nun 6/1 md'sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md'sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK'nun 6/1 md'sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK'nun 25/1 md'si gereğince hem 5.md'de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md'de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir....

      GEREKÇE: Asıl dava, haksız rekabetin ve markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, karşı dava ise, markanın hükümsüzlüğü taleplerine ilişkindir. Dosya içeriğinden davalı adına ... ibareli herhangi bir marka ya da marka başvurusunun bulunmadığı, davacı adına ise ... ibareli markaların 3.sınıfta tescilli olduğu anlaşılmıştır.Dosya içeriğinden davalı tarafın davacının markasını aynı ürünler için kullandığı, bu durumun iltisaba sebebiyet vereceği ve davacının marka haklarının ihlal edildiği ve bu durumun aynı zamanda haksız rekabette teşkil ettiği kanaatine varılmış olup, davalı karşı davacının asıl davaya yönelik istinaf talepleri yerinde değildir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada marka hakkına tecavüzün bulunmadığı tespiti ile markanın iptali ile hükümsüzlüğü, karşı davada marka hakkına ve ticaret unvanına tecavüzün tespiti, meni ve önlenmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (556 sayılı KHK) 14, 42 ve 74 üncü maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 55 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1. İlk Derece Mahkemesi’nce asıl davada davacı ... Ltd....

          Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/02/2015 tarih ve 2013/126-2015/26 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ''...'' markasını 18.08.2012 tarihinde... nezdinde tescil ettirdiğini, söz konusu markanın tüketici nezdinde de tanınmış olduğunu, davalı şirketin www...... sitesinde müvekkilinin markasıyla birebir benzer ve ayırdedilemez nitelikte "..." markasını kullandığının tespit edildiğini, davalı eylemlerinin tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek marka hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, malların toplatılmasına ve ilanına; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla...

            karar ile hükümsüz kılındığı gerekçesi ile itiraz ettiğini, oysa sözü geçen kararın henüz kesinleşmediğini, kesinleşmeyen kararın dikkate alınmayacağını, müvekkilin halen " markasının sahibi olduğunu, davalının bu eyleminin 556 sayılı61. maddesi anlamında marka hakkına tecavüz olduğunu ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, giderilmesi ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir....

              Davalı vekili 28/01/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişinin müvekkilinin ticaret unvanında ....... ibaresinin bulunduğunu ve bu ibarenin bulunduğu ... ticaret unvanının 14/01/2013 yılından beri tescilli olduğunu tespit etmesine rağmen müvekkilinin marka hakkına tecavüzde bulunduğuna kanaat getirdiğini, müvekkilinin ....... ve ....... Grup markalarının davacının ....... markasından önce tescil edildiğini, davacının hükümsüzlük ve ticaret unvanının terkini taleplerinin bilirkişinin de tespiti doğrultusunda reddine, davacının marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti yönündeki taleplerine yönelik bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına, karar verilmesini talep etmiştir....

                Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, Davalının kullanımlarının tescilli markaları için hükümsüzlük kararı verilmesi halinde veya hükümsüzlük değerlendirmesinden bağımsız olarak SMK m.155 kapsamında da tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacının tecavüz ve haksız rekabetten kaynaklı taleplerde bulunabileceği görüş ve kanaatlerini belirtmiştir. İş bu dava SMK ve TTK hükümleri kapsamında marka hükümsüzlük ve markaya ve haksız rekabetin tecavüzün tespiti, durdurulması önlenmesi, ortadan kaldırılması taleplerine ilişkindir....

                  Marka hakkına tecavüzün mevcut olup olmadığının tespiti yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgisi ile çözümlenmesi mümkün olan hususlardan olup, HMK 266. maddesi uyarınca hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan hususlarda bilirkişiye başvurulamaz. Marka hakkına tecavüz oluşması için markanın aynı veya benzerini, aynı veya benzer hizmet sınıflarında kullanılması yada farklı sınıfta kullanım varsa, tecavüz edildiği iddia edilen markanın tanınmış marka olması gerekir. Davalı ve davacı markasındaki esaslı unsurun "Ekol" ibaresi olduğu tespit edildiğinden, markaların aynı olduğu sübuta ermiş ise de tecavüz edildiği iddia edilen davalı- karşı davacının markasının tanınmış marka olmadığı da dosya kapsamı ile sabittir....

                  Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez....

                    UYAP Entegrasyonu