incelenmediğini, bu nedenle bilirkişi tarafından yapılması gereken tek şeyin tecavüzün tespiti neticesinde zararın miktarını hesaplamak olduğunu, bilirkişilerin de bunu yaptığını, ilk derece mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak; ana dosyada davanın tamamen kabulüne, birleşen dosyada itibar ve maddi tazminat bakımlarından eksik hesaplanan vekalet ücretine hükmedilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin "..." ibaresini 1999 yılında ... nezdinde marka olarak tescil ettirdiğini, "..." markasının tanınmış bir marka olduğunu, davalının 31...2010 tarihinde sona eren distribütörlük sözleşmesi ile aralarındaki ilişkinin tamamen sona erdiğini, ancak davalı şirketin herhangi bir izin almaksızın "..." markasını kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek davalıya ait 2010/14590 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin "..." markasının Türkiye'de tescilli hak sahibi olduğunu, Türkiye'de tanınmasını sağlayanın da müvekkili olduğunu, ... tescilinin davacıya bir hak vermeyeceğini savunarak birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davanın markaya tecavüzün tespiti, birleşen davanın ise markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, taraf marka ve işaretlerinin "......
nin ... tescil no'lu markalarının hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu kabulünün Mahkeme'nin taktirinde olduğu bildirilmiştir. Marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve durdurulması istemleri yönünden dava tarihi itibari ile uygulanması gereken 6769 sayılı SMK'nın 7. maddesine bakıldığında; ''(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir....
-----maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması mark----- maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir. ---- ise başkasının malları,-----karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet olduğu belirtilmiştir. Markaların karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir....
nun ... markası üzerinde önceye dayalı ve halen devam eden markasal kullanımını kanıtladığı, her ne kadar birleşen davada davacı şirket marka tesciline dayanmakta ise de marka üzerinde gerçek hak sahibi olan kişiye karşı bu hakkını ileri süremeyeceği için birleşen davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, birleşen tecavüz davasının önce açıldığı için hükümsüzlük davasının bu davada birleşmesi gerekirken tam tersinin gerçekleştiği iddia edilmişse de 6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birini fıkrasında ilk açılan "mahkemede" birleştirmeden bahsedildiği, aynı mahkemede açılan davalar yönünden açık bir düzenleme getirilmediği, birleşen davada tecavüzün tespiti, önlenmesinin yanı sıra maddi tazminat da talep edildiği, dava yığılması gözetilerek birleşen davada davalı ... yararına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının reddi nedeniyle 3.931,00 TL, maddi tazminat davasının reddi nedeniyle 1.000,00 TL red vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece 3.931,00 TL vekalet ücretine...
G E R E K Ç E: Asıl dava, markayı devir sözleşmesi ile devralana karşı açılan marka hükümsüzlüğü, birleşen 2019/223 Esas sayılı dava marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, birleşen 2020/87 Esas sayılı dava ise markayı devretmesine rağmen markanın halen adına tescilli olduğu kişiye karşı açılan marka hükümsüzlüğü davasıdır.Mahkemece asıl davada ... şirketi aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının husumet nedeniyle usulden reddine, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasının kabulüne, birleşen davada davalı ... şirketi hakkında açılan marka hükümsüzlüğü davasının kabulüne karar verilmiş, asıl davanın taraflarınca asıl davayla ilgili istinaf yoluna başvurulmamış....
İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/192 Esas KARAR NO : 2021/264 DAVA : : Marka hakkına tecavüzün önlenmesi, tazminat DAVA TARİHİ : 02/01/2013 KARAR TARİHİ : 09/06/2021 Taraflar arasında Marka hakkına tecavüzün önlenmesi, tazminat davası Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1 sırasına kayıtlanmış ve yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ,dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/192 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir....
G E R E K Ç E:Dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.Davanın Ankara 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2019/315 Esas sayılı dosyası ile açıldığı, davacının marka hakkına tecavüzün tespiti ve tazminat talepleri yönünden anılan dosyada yargılamaya devam edildiği, ancak hükümsüzlük talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkisizlik ile ilk derece mahkemesine (Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi) gönderildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından, "... hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatiyle davacının davasının kabulüne, davalı adına kayıtlı 2017/106206 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine" karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
SMK'nun 6/1 md'sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK'nun 25/1 md'si gereğince hem 5.md'de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md'de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK'nun 7/1-b md'sine göre ise, marka sahibi "tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir....
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının dava konusu "..." ibaresi üzerinde müvekkilinden eskiye dayanan kullanımının bulunmadığını, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, hükümsüzlük davası açılması için gereken beş yıllık sürenin geçtiğini, dava konusu ibare üzerinde öncelik haklarının bulunduğunu, markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, mahkemece reddedilen talepler yönünden müvekkili lehine tek vekalet ücretine hükmedildiğini, oysa reddedilen manevi tazminat talebi yönünden de ayrıca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE : 1- Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi, ticaret unvanının terkini, manevi tazminat ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir....