Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2005 yılında kurulduğunu, 200 den fazla tescilli markası ve ürün yalpezesinin bulunduğunu, davacının procsin.com internet sitesi haricinde ... vb. satış yerlerinde ürünlerini satışa sunduğunu, hal böyle iken davalıların, davacının devir yoluyla hak sahibi olduğu, ... ve ... numaralı ... ve ... ibarelerini, davacının ürünleriyle iltibas yaratacak surette, ürün üzerinde ve satış açıklamalarında kullandıklarını, internet adreslerinde yapılacak incelemede bu durumun tespit edileceğini, tüm açıklamaları sebebi ile öncelikle davalıların bildirilen internet, link ve adreslerinde, dava dışı internet satış mecralarında delillerin tespitine karar verilmesini, tecavüzün tespiti halinde, muhtemel tecavüzün önlenmesine...

    haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, öte yandan davalı ...’nın ortaklık ilişkisi sürmekte iken gizlice ve kötüniyetli şekilde “... ...” markasını tescil ettirmiş olduğunu, bu markanın müvekkili markaları ile iltibasa neden olduğunu, “...” ibaresindeki öncelik hakkının müvekkillerine ait olduğunu, bu nedenle anılan markanın da hükümsüzlük şartlarının oluştuğunu ileri sürerek marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, davalı ... adına tescilli “... ...” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir....

      ettiğini ileri sürerek davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne, davalının eylemlerinin davacıların marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile tecavüzün önlenmesine, aynı zamanda bu eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin men'ine, ref'ine ve her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, hükmün ilânına karar verilmesini talep etmiştir....

        FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/325 Esas KARAR NO : 2021/193 DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) DAVA TARİHİ : 05/10/2020 KARAR TARİHİ : 05/11/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin 1952 yılından beri "......" marka ve ticaret unvanı ile Türkiye'de ve birçok ülkede baklava, lokum, pasta, kurabiye, sütlü tatlı gibi gıda ürünleri üretimi ve pazarlamasını yapan büyük bir firma olduğunu, müvekkilinin tesisleri için baklavasını tanıtmak için birçok yatırım yapmış ve yıllarca hizmet verdiğini, işbu ...... markasının müvekkili sayesinde Türkiye'de ve dünyada tanındığını, TPMK nezdinde ve yurtdışında birçok ülkede tescil edilmiş tanınmış bir marka olduğunu, müvekkili şirketin tescilli ...... markasının görsel ve işitsel olarak aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzerini, herhangi...

          Bu sebeple benzerlik nedeni ile, tanınmışlık sebebi ile ayrıca davalının tescilli kötü niyetli olduğu iddiası ile davalı adına tescilli -----numaralı markanın hükümsüzlüğüne ayırca davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunu iddia ederek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile menine ve önlenmesine karar verilmesini talep ettiği, davalı tarafından davanın reddinin talep edildiği. Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök ve ek raporunda davacı markanın tanınmış marka olmadığı, markalar arasında ------ itibari ile birebir benzerlik olduğu. ----- tescilli sahibi olduğu....

            Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkin olup, davalının işbu davanın açılmasından önce yapmış olduğu 2012/... no'lu, '' ...+...'' ibareli marka başvurusunun yargılama devam ederken tescil ile sonuçlandığı anlaşılmıştır. 556 sayılı KHK'nın 40. maddesi uyarınca tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren başladığından tescille sonuçlanan başvurunun dava tarihini de kapsayacağı kabul edilmelidir....

              Bölge Adliye Mahkemesince, Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 25. maddesinin 2. fıkrasında; "Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır....

                ihtimali bulunduğu gerekçeleriyle davacının davasının hükümsüzlük ve tecavüzün tespiti yönünden kabulüne, bozma ilamı gereğince davalının tescilli markasını kullanmasının haksız rekabete sebebiyet vermeyeceğinden haksız rekabete ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....

                  seri marka oluşturduğunu, davalının ... ibareli ile iltibas yarattığını, hem marka hem tasarım haklarının ihlali olduğunu ayrıca haksız rekabet teşkil ettiğini, müşterilerin yanıltılarak karıştırılmaya sebebiyet verilme amacı taşıdığını, davalının adı geçen markalara vaki tecavüzünün tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesini, davalının haksız rekabet teşkil edem eylemlerinin tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                    İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ancak mahkemece hükümsüzlük talebi bakımından davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı sonucuna ulaşılmışsa da, marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığının tespit edildiği hallerde sessiz kalma yoluyla hak kaybından söz edilemeyeceği, tarafların marka olarak kullandıkları işaretler benzer olduğu gibi, tescil kapsamlarının da aynı tür ve ilişkili mal ve hizmetlere ilişkin olduğu, davacı markalarının, davalı tarafından ilk marka başvurusunun yapıldığı 2005 tarihinde tanınmış olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalının en başından itibaren markalarını tescil edildikleri şekliyle değil davacı markalarına yaklaştırarak kullandığı, belirtilen hususun marka tescilinin davacının tanınmışlığından haksız olarak istifade etme amacıyla ve kötüniyetle yapıldığını gösterdiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı...

                      UYAP Entegrasyonu