MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (556 sayılı KHK) marka korumasının tescil yolu ile elde edileceğini kabul etmiş olmakla beraber, açılan böyle bir davada, tescilsiz marka sahibinin tescilli marka sahibine karşı, dava konusu edilen markayı tescilsiz kullanmak sureti ile marka üzerinde öncelik hakkına sahip olduğunu, derdest davada def’i yolu ile ileri sürmesini yasaklayan yasal bir düzenleme mevcut olmadığı, ... hak sahipliği ilkesinden hareketle, bir markaya konu işareti tescilden önce ilk defa ihdas eden ve kullanan kişilerin bu kullanıma dayalı olarak markanın başkalarınca tescil ettirilmek istenmesine itiraz edebilecekleri gibi tescilden sonra da hükümsüzlük davası açabilecekleri veya önceye dayalı haklarını tescile itiraz ve hükümsüzlük davası açmak yerine kendilerine karşı markanın tescilinden sonra açılan tecavüz iddialarına karşı da bu haklarını def'i olarak ileri sürebilecekleri...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada marka hakkına tecavüzün bulunmadığı tespiti ile markanın iptali ile hükümsüzlüğü, karşı davada marka hakkına ve ticaret unvanına tecavüzün tespiti, meni ve önlenmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (556 sayılı KHK) 14, 42 ve 74 üncü maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 55 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1. İlk Derece Mahkemesi’nce asıl davada davacı ... Ltd....
Davalı vekili 28/01/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişinin müvekkilinin ticaret unvanında ....... ibaresinin bulunduğunu ve bu ibarenin bulunduğu ... ticaret unvanının 14/01/2013 yılından beri tescilli olduğunu tespit etmesine rağmen müvekkilinin marka hakkına tecavüzde bulunduğuna kanaat getirdiğini, müvekkilinin ....... ve ....... Grup markalarının davacının ....... markasından önce tescil edildiğini, davacının hükümsüzlük ve ticaret unvanının terkini taleplerinin bilirkişinin de tespiti doğrultusunda reddine, davacının marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti yönündeki taleplerine yönelik bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına, karar verilmesini talep etmiştir....
Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/02/2015 tarih ve 2013/126-2015/26 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ''...'' markasını 18.08.2012 tarihinde... nezdinde tescil ettirdiğini, söz konusu markanın tüketici nezdinde de tanınmış olduğunu, davalı şirketin www...... sitesinde müvekkilinin markasıyla birebir benzer ve ayırdedilemez nitelikte "..." markasını kullandığının tespit edildiğini, davalı eylemlerinin tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek marka hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, malların toplatılmasına ve ilanına; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla...
karar ile hükümsüz kılındığı gerekçesi ile itiraz ettiğini, oysa sözü geçen kararın henüz kesinleşmediğini, kesinleşmeyen kararın dikkate alınmayacağını, müvekkilin halen " markasının sahibi olduğunu, davalının bu eyleminin 556 sayılı61. maddesi anlamında marka hakkına tecavüz olduğunu ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, giderilmesi ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir....
Davacı adına tescilli 2011/116762 sayılı marka 20 sınıfta yer alan, "yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar", 2016/97265 sayılı marka ise 35 inci sınıfın 5 inci alt gurubunda yer alan, "müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyaların bir araya getirilmesi" hizmetlerinde tescilli olup davaya dayanak yapılan diğer markalar mobilya ürünlerinde ya da bu ürünlerin mağazacılığında tescilli değildir. 3.Davalı vekili, 2011/116762 sayılı marka hakkında kullanma nedeniyle iptal, 2016/97265 sayılı marka hakkında ise hükümsüzlük davası açtıklarını belirterek bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiş, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının Hatemoğlu markalarının giyim sektöründe tanınmış olduğu, davalının aynı ibareyi mobilya sektöründe kullanması halinde, bu kullanımdan haksız bir yarar sağlayabileceği, belirtilen...
Marka hakkına tecavüzün mevcut olup olmadığının tespiti yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgisi ile çözümlenmesi mümkün olan hususlardan olup, HMK 266. maddesi uyarınca hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan hususlarda bilirkişiye başvurulamaz. Marka hakkına tecavüz oluşması için markanın aynı veya benzerini, aynı veya benzer hizmet sınıflarında kullanılması yada farklı sınıfta kullanım varsa, tecavüz edildiği iddia edilen markanın tanınmış marka olması gerekir. Davalı ve davacı markasındaki esaslı unsurun "Ekol" ibaresi olduğu tespit edildiğinden, markaların aynı olduğu sübuta ermiş ise de tecavüz edildiği iddia edilen davalı- karşı davacının markasının tanınmış marka olmadığı da dosya kapsamı ile sabittir....
Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, Davalının kullanımlarının tescilli markaları için hükümsüzlük kararı verilmesi halinde veya hükümsüzlük değerlendirmesinden bağımsız olarak SMK m.155 kapsamında da tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacının tecavüz ve haksız rekabetten kaynaklı taleplerde bulunabileceği görüş ve kanaatlerini belirtmiştir. İş bu dava SMK ve TTK hükümleri kapsamında marka hükümsüzlük ve markaya ve haksız rekabetin tecavüzün tespiti, durdurulması önlenmesi, ortadan kaldırılması taleplerine ilişkindir....
Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez....
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir ------ kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet olduğu belirtilmiştir....