olduğunu, marka hükümsüzlüğü davasının, sadece sicile tescil edilmiş marka için açılabileceğini, müvekkilinin 2019/29920 sayılı marka tescil başvurusunun dava tarihi itibariyle sicile marka olarak tescil edilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Kişilere yönelik kötü niyetli sonuçlar doğurmadığı müddetçe- marka sahibine hükümsüzlük davası yönünden hak tanındığı, davacının marka hak sahipliği iddiası olmadığı gibi buna dayalı olarak hükümsüzlük talebinde bulunmayacağı gözetildiğinde buna dayalı talep yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı savunulabilir ise de taraflar arasında davalı adına tescilli markadan doğan henüz kesinleşmemiş bir tecavüz davası da olduğu, kötü niyet iddiası dikkate alındığında davacının mevzuat kapsamında hükümsüzlük şartlarının oluştuğundan bahisle -mevcut davada olduğu gibi kötü niyetli tescile dayalı- dava açmakta menfaatinin olduğu sonuç olarak açılan dava yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunduğu davalının bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Hükümsüzlük iddiasının ele alınması; Davacı tarafın hükümsüzlük iddiaları SMK 25....
da kurulan bir şirketin markasında AYDER ibaresine yer vermesinin kötü niyetli ve aldatıcı marka tescili olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davalı ... yönünden ise, hükümsüzlük istemli davalarda ...'nin davalı gösterilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,... TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarında yapılan incelemede, davacı adına... sayılı ve “... lezzetin en saf hali şekil” ibareli marka başvurusunun 12.12.2017 tarihinde Resmi Marka Bülteni’nde yayınlandığı, itiraz süresi olan iki aylık süre içinde davacı tarafından yayıma herhangi itirazda bulunulmadığı ve başvurunun 02.04.2018 tarihinde tescil edildiği, Sonuç olarak, davacının, davalıya ait... sayı ile tescilli marka bakımından idari başvuru yolunu tüketmediği dolayısıyla somut olayda Türk Patent ve Marka Kurumu kararı aleyhine artık yargı yoluna da başvurulamayacağı, 2017/109275 sayılı marka yönünden hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı bakımından değerlendirme: Dava konusu uyuşmazlık 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25. Maddesi “(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.” hükmü kapsamında 6....
Kullanmama nedeniyle hükümsüzlük veya iptal davalarında markayı kullandığını marka sahibi ispat etmelidir. Bu kullanım ciddi olmalıdır. Ciddi kullanım için SMK m. 9'da örnekler verilmiştir. Aslolan marka ile devamlı olarak bir ticari faaliyette bulunma iradesinin yansımasıdır. Davalının ticari defter ve belgelerinde 39. Sınıfta ciddi olabilecek bir kullanımına rastlanmamıştır. Başka bir delil de ortaya konulmamıştır. O halde davalının markası için 39. Sınıfta hükümsüzlük koşulu oluşmuştur. Davalının kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de bu yönde bir delil de bulunmamıştır....
Sınıfta "sempozyum konferans kongre ve seminer düzenleme idare hizmetleri yönünden YİDK kararının iptaline, asıl davadaki hükümsüzlük talebi yönünden, asıl davada tescilli markanın 556 sayılı KHK 7/1-c den hükümsüzlüğü ile ilgili açılan davada ... Kurumundan başka tescilli marka sahibi taraf olarak hükümsüzlük davasında davalı olarak gösterilmediğinden ve hükümsüzlük davası yönünden dava açıldıktan sonra asıl davalı yönünden ayrı dava açılıp birleştirilmek suretiyle davada taraf teşkili sağlanamayacağından (tescilli markanın hükümsüzlük talebi yönünden) asıl dava yalnızca Kurum aleyhine açılmış olup tescilli markanın hükümsüzlüğünü yönündeki talep yönünden tescilli marka sahibinin husumet yöneltilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi yönünden asıl davada dava şartı yokluğu nedeniyle hükümsüzlük talebinin reddine, asıl dosyaya taraf teşkili için birleştirilen Ankara 4. FSHHM'nin 2014/519 esas sayılı dosyasında taraf gösterilen davalı ......
DAVACI : VEKİLLERİ : DAVALI : DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük Taraflar arasında görülen davada Ankara 2....
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, Davalı adına tescilli ---- numaralı marka ile tescili devam eden ----- numaralı markalara haksız rekabet teşkil edip etmediği, etmesi halinde tespiti, önlenmesi ile maddi manevi tazminat talebi ile davalı adına tescilli ---- numaralı markanın iltibas ve kötü niyetli tescil ve ---- maddesi uyarınca hükümsüzlük davasıdır....
Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır....
Takibe dayanak mahkeme kararının incelenmesinde; marka hakkının ihlali, hükümsüzlük ve tazminat istemli açılan davada verilen maddi ve manevi tazminat kararı ile ilam vekalet ücreti ve yargılama gideri alacağının tahsili için takip başlatıldığı, takibe konu kararın kesinleşmediğinden bahisle davacı tarafın takibin iptali istemli şikayette bulunduğu görülmüş olup takip dayanağı ilamda haksız rekabetin tespiti yönünde hüküm bulunması bu nedenle şahsın hukuku ile ilgili olması sebebiyle kesinleşmeden takibe gidilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesi kararı yasaya uygun olmakla davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....