olan davalılar hakkında da manevi tazminata yönelik talep için ihtiyati haciz kararı verilmesine yönelik olduğu anlaşılmıştır....
Limited Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada kusur ve zarar tespiti yapılmadığı, böylece likit ve muaccel bir alacak bulunmadığından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemiyle açılan davadada, manevi tazminat davası yönünden verilen ihtiyati haciz ara kararının kaldırılması talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir....
İlk derece mahkemesince; adli yardımlı olan davacının 3.000TL maddi, 50.000TL manevi tazminat talebi yönünden davalı ... aleyhine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bu karara karşı davalı ... vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusura ilişkin Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/1002 E....
KARAR Davacı, davalı bankanın kredi kartı Borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptığını, haciz esnasında icra takibinden haberdar olduğunu, kimlik bilgileri kullanılarak kredi kartı alındığını, rızası dışında borçlandırıldığını, davalının gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden dolayı ağır kusurlu olduğunu, haciz nedeniyle manevi zarara uğradığını ileri sürerek, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı ve 3.500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davacının yapılan hacizden sonra itiraz etmesi üzerine herhangi bir işlem yapmadıklarını,kötüniyetli olmadıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat istemi, zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalıların murisinin icra takibinde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Olayların yukarıda açıklanan gelişimi dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işleminin yapıldığı başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez. Şu durumda, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Davacıların manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış olup davalının istinaf talebi kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin 09/02/2020 tarihli ihtiyati haciz kararı ile 29/04/2021 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazın reddi kararının, duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve ihtiyati haciz isteyen davacıların ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1- b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma...
Şu durumda, açıklanan nedenle maddi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalının manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının oluşması gerekir. Somut olayda; davacı şirket aleyhine alınan ihtiyati haciz kararının, ... 9....
Dava haksız fiil nedenine dayandığından dava dilekçesi içeriğinde tanık deliline dayanıldığının anlaşılmasıyla Mahkememizce dinlenen davacı tanıkları beyanlarında genel olarak haciz esnasında davacı müşterilerinin işyerine geldikleri, haciz işlemine şahit oldukları, davacı çalışanları arasında haciz işleminden dolayı tedirginlik yaşandığı, aynı yerde kiracının bulunduğu, haciz işleminin yapıldığı gün kiracının balo yemeğinin olduğu, bazı çalışanların haciz sebebiyle katılamadıkları ifade edildiği anlaşılmış davacı şirketin iş yerlerinde uygulanan hacizler ve eşyaların muhafaza altına alınması işlemlerinin davacı yönünden manevi zarar oluşturacağı açıktır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde yapılan hacizlerin haksız, davalı tarafın kusurlu olduğu, kişinin ekonomik itibar ve onurunun TBK 58. Maddedeki korumadan faydalanması gerektiğinden davalının manevi tazminat sorumluluğu doğduğu kanaatine varılmıştır....
Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; toplam 1.200.000,00- TL manevi tazminat talep edildiği ve vekil edenlerinin uğradığı manevi zararın boyutu, dosya kapsamından anlaşıldığı halde davalı tarafın bu yöndeki itirazının kabulü ile yazılı biçim ve şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmadığına ilişkindir. Davalılar vekilinin istinaf nedenleri ise; itiraz dilekçesinde gösterilen nedenlerle benzer olup, görülmekte olan davada, ihtiyati haciz şartları oluşmadığı halde haciz kararı verilmesinin hatalı olduğu, kabule göre de manevi tazminata ilişkin belirlemenin ihsası rey niteliğinde bulunduğu hususlarına yöneliktir. İİK.257.maddesinde " Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. "denmektedir....