Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava haksız fiil nedenine dayandığından dava dilekçesi içeriğinde tanık deliline dayanıldığının anlaşılmasıyla Mahkememizce dinlenen davacı tanıkları beyanlarında genel olarak haciz esnasında davacı müşterilerinin işyerine geldikleri, haciz işlemine şahit oldukları, davacı çalışanları arasında haciz işleminden dolayı tedirginlik yaşandığı, aynı yerde kiracının bulunduğu, haciz işleminin yapıldığı gün kiracının balo yemeğinin olduğu, bazı çalışanların haciz sebebiyle katılamadıkları ifade edildiği anlaşılmış davacı şirketin iş yerlerinde uygulanan hacizler ve eşyaların muhafaza altına alınması işlemlerinin davacı yönünden manevi zarar oluşturacağı açıktır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde yapılan hacizlerin haksız, davalı tarafın kusurlu olduğu, kişinin ekonomik itibar ve onurunun TBK 58. Maddedeki korumadan faydalanması gerektiğinden davalının manevi tazminat sorumluluğu doğduğu kanaatine varılmıştır....

    Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; toplam 1.200.000,00- TL manevi tazminat talep edildiği ve vekil edenlerinin uğradığı manevi zararın boyutu, dosya kapsamından anlaşıldığı halde davalı tarafın bu yöndeki itirazının kabulü ile yazılı biçim ve şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmadığına ilişkindir. Davalılar vekilinin istinaf nedenleri ise; itiraz dilekçesinde gösterilen nedenlerle benzer olup, görülmekte olan davada, ihtiyati haciz şartları oluşmadığı halde haciz kararı verilmesinin hatalı olduğu, kabule göre de manevi tazminata ilişkin belirlemenin ihsası rey niteliğinde bulunduğu hususlarına yöneliktir. İİK.257.maddesinde " Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. "denmektedir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, manevi tazminat yükümlülüğünün toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve bu hali ile ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamadığından, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Davacının 18.02.2010 tarihinde açtığı menfi tespit davası 30.03.2010 tarihli mahkeme ilamı ile kabul edilmiştir.BK.nun 49.maddesi gereğince, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.Davada, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat talep edilmektedir.Davacının borcunu ödemesinde temerrüde düştüğü ve ilamsız icra takibine itiraz etmeyerek hacze sebebiyet verdiği sabittir. Kaldı ki, haciz işlemi de yapılmamıştır. Bu durumda, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü anlaşılamadığından, mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacının kendi kusurlu hareketinden yararlanacak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

      Sayılı dosyasındaki tazminat miktarı göz önüne alındığında mahkemece manevi tazminata hükmedilmesi halinde davalıdan tahsili mümkün olamayacağını, tüm bu sebeplerle mahkemenin ihtiyati haciz taleplerinin yalnızca maddi tazminat yönünden kabulü kararına itiraz etmekle manevi tazminat yönünden de ihtiyati haciz talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Talep ise, manevi tazminat davasında ihtiyati haciz talebinin reddi kararına davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebine ilişkindir....

      , T2 için 1.000- TL maddi ve 100.000- TL manevi, T1 için 1.000- TL maddi ve 100.000- TL manevi tazminatın, maddi tazminat kısmından davalı sigorta şirketinden, manevi tazminatın ise davalılar T5 ve T6'dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, manevi tazminat alacaklarının mesnetsiz kalmasını engellemek için davalı işleten T5 adına kayıtlı 34 XX 783 plakalı tır ve bu tıra bağlı yine adına kayıtlı 34 XX 880 plakalı dorse kayıtlarına ihtiyati tedbir kaydı konulmasına, araçların satılması halinde davalı özel şahıslar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi talep ve dava edilmiştir....

      İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; % 15 teminatla ihtiyati haciz kararı verilmesinin mağdur edici olduğunu, manevi tazminat alacağının mestentsiz kalmaması adına davalı .... adına kayıtlı olan olaya karışan .... plakalı tır ve bu tıra bağlı davalı adına kayıtlı ... plakalı dorse kayıtlarına ihtiyati haciz konulmasına ilişkin taleplerinin değerlendirilmemesinin yerinde olmadığını belirterek teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesi ve ya teminat oranının % 5 olarak belirlenerek davalı ... adına kayıtlı ... ve .... plakalı dorse kayıtlarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar ..... ve ..... vekili dilekçesinde özetle: Manevi tazminat bedellerinin henüz muaccel hale gelmediğini, 400.000-TL nin hukuki anlamda afaki bir miktar olduğunu, taşkın haciz niteliğinde bulunduğunu, davacı sıfatında bulunan baba .....'...

        Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat istemi, zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

        Şti temsilen...vekili Avukat ... vd tarafından, davalı ... aleyhine 08/12/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı şirket, kendi işletmeleriyle ilgili olmayan bir borçtan dolayı depolarında bulunan patateslerin haczedildiğini, durumu izah etmelerine rağmen takip alacaklısı olan davalının haciz işlemi yapmakta ısrar ettiğini, haksız haciz nedeniyle şirketin ticari itibarının zedelendiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

          Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1-b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

            UYAP Entegrasyonu