Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; maddi tazminat isteminin kabulüne; haksız hacizler nedeniyle davacının ekonomik ve ruhsal sıkıntılar yaşadığının kabulü gerektiği gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacının talebinin maddi tazminat istemi dışında ayrıca haksız haciz nedeni ile manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Davaya konu olayda kefil sıfatıyla borçlu bulunan davacı hakkında davalının yaptığı icra takibinde kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu kabul edilemez. Şu durumda, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    ağır basanın davacıların zararları olduğunu, davalılar adına kayıtlı taşınmazların kabul anlamına gelmemek kaydıyla en azından bir kısmına ihtiyati haciz konulmasının manevi zararlarının tahsil kabiliyetini biraz da olsa artıracağını, ihtiyati haciz konulmadığı takdirde davalıların dava sonuçlanıncaya kadar üzerlerine kayıtlı olan araç ve gayrimenkulleri satma veya 3....

    Mahkemece 01.02.2023 günlü tensip ara kararı ile; davacının maddi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; davalı Adem Tantalak'ın taşınır/taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerin ihtiyati haciz konulmasına, manevi tazminat yönündeki ihtiyati haciz talebinin ise ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili her ne kadar manevi tazminat yönünden de ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, İİK.nun 257- 268 maddelerindeki düzenlemeye göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması veya muacccel olmamakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekmektedir....

    Mahkemenin, alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterliğidir (gerçeğe benzerlik karinesi). Bu arada manevi tazminat talebinin niteliğine de değinmekte fayda bulunmaktadır. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2012/793 esas sayılı dosyası üzerinden haciz ve muhafaza işlemi için gelindiğini, davacıların dosya borçlusunun burada yaşamadığını söylediklerini , eşyaların borçluya ait olmadığını belirttiklerini bun arağmen haciz işlemi yapıldığını belirterek, uğranılan maddi ve manevi zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı ...; davaya konu haciz işlemini avukat olarak takip ettiğini, icra dosyasında borçlu ... ve ... Gıda aleyhine ... 1....

      İcra Hukuk Mahkemesince kabul edilmesi gerekçeleriyle haczin haksız olduğunun sabit olduğu, haksız haciz nedeniyle davacının ticari itibarının zedelendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, haksız haciz iddiasına dayandırılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Öncelikle belirtilmelidir ki haksız hacizden söz edebilmek için icra takibinde alacaklının kötü niyetli olması, haksız takibe dayalı haciz işleminin de kötü niyetle yapılması gerekir. Alacaklının takipte ve hacizde kötü niyetli olmasının yanında manevi tazminata hükmedilebilmesi için takip alacaklısının ağır kusurunun bulunması ve bunun sonucunda da zararın doğması gerekir. Kesinleşen icra takibinde alacaklı tarafından haciz istenmesi ve gerçekleştirilmesi takip hukukunun doğal sonucudur. Haciz tarihi itibariyle alacak mevcut olduğuna göre yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğundan söz edilemez....

        Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla manevi tazminat davası yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken yazılı biçimde reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

        maddi ve manevi tazminat yönünden davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine lişkin kararı doğru görülmemiştir....

        için 10.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı , 100.000TL manevi tazminat , baba ... için 10.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı100.000TL manevi tazminat , kardeş ... için 50.000TL manevi tazminat , kardeş ... için 50.000TL manevi tazminat , kardeş ... için 50.000TL manevi tazminat , kardeş ... için 50.000TL manevi tazminat , kardeş ... için 50.000TL olmak üzere toplam 450.000,00 TL manevi tazminat talep edildiğinden davacılar ... ve ... yönünden maddi ve manevi tüm davacılar için toplam 450.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faiziyle davalılardan ortaklaşa ve zincirleme (sigorta şirketi haricinde) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, işleten ve sürücünün taşınır, taşınmaz malları ve bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece, davalıların mahkeme ilamındaki davalı isminin yanlış yazılmasını bilmelerine rağmen davacıya ait taşınmazlar üzerine haciz koydurdukları, hatalı konulan hacizleri resen kaldırmadıkları, davacının taşınmazları üzerine konulan hacizlerin İcra Mahkemesi tarafından kaldırıldığı gerekçesiyle manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacının taşınmazlarının tapu kayıtlarına haciz konulmasından dolayı ne gibi maddi bir kayba uğradığını ispat edemediği gerekçesiyle maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalıların kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Somut olay bakımından, davacının borçlu şirket yetkilisi sıfatıyla takipte yer almış olması nedeniyle davalıların takipte kötü niyetli olduğu kabul edilemez. Şu durumda mahkemece, manevi tazminata ilişkin talebin de tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir....

            UYAP Entegrasyonu