Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

aleyhine 14/08/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/04/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, konut dokunulmazlığının ihlali eylemi ve evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

    Davacı istinaf dilekçesinde özetle; davanın esasının haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, davalının öne sürdüğü iddiaların dava ile alakasının bulunmadığını, bu nedenle davanın esasına bakıldığında tüketici kanunun uygulanmasının mümkün olmadığını, tüketici mahkemelerinin manevi tazminat kararı verme yetkisinin de olmadığını, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/07/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kendisine yönelik yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır....

        Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalı ... yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden kaza tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda ... nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ... ve ... nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 358,60 TL peşin harcın davalı ...'...

          Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Davacı vekilince dava dilekçesi ile talep edilen tazminatlar için kaza tarihinden itibaren faiz istenilmiş, ancak mahkemece faize hükmedilmemiştir. Zarar gören, dava ettiği tazminatlara ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalı araç sürücüsü yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalı araç sürücü yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden dava tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2,451,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26.2.2015 gününde oybirliğiyle verildi....

              Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğinden; mahkemece verilen 18/02/2014 tarihli ilk hükümde; tüm davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat istemin kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07/10/2015 gün, 2015/12116 esas ve 2015/10899 karar sayılı ilamı ile, kural olarak, mala verilen zararlar nedeniyle manevi tazminat istenilemeyeceği, gerek BK’nun 49....

                Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının maddi tazminat istemiyle ilgili olarak, davacının davalı bankanın haksız eylemi nedeniyle zarara uğradığını ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda davacının ne şekilde zarara uğradığının kanıtlanamadığı, bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere bankacılık uygulanmasında borcun sona erdiğine dair belgenin getirilmesi halinde kredi başvurularının kabul olunduğu, davacının kredi başvurusunun sözkonusu haksız eylem nedeniyle reddolunduğuna dair herhangi bir bankanın cevabı ve benzeri belge ve somut kanıtı mevcut olmadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, yine manevi tazminat istemiyle ilgili olarak, manevi tazminata hükmedilmesi için kişisel yararların haleldar olması ön şartının arandığı, malvarlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi üzüntüye düşürebilirse de böyle bir üzüntünün BK'nun 49. ve MK'nun 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde...

                  Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi, taraflar arasındaki ilişkinin TMK'nın 118. maddesinde düzenlenmiş "nişanlanma" olmadığı, davalının evlenme vaadi ile davacıyla bir süre birlikte yaşaması eyleminin, "haksız fiil" niteliğinde olduğu, genel hükümlere tâbi olduğu ve manevi tazminat talebinin genel mahkemelerin görev alanı içinde kaldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davalının davacıya evlenme vaadiyle kaçırarak birlikte yaşamasının bu haliyle nişanlanma olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla; manevi tazminat talebinin TMK'nın 121. maddesi kapsamına girdiği ve aile mahkemesinin görev alanı içinde kaldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

                    Üniversitesi Gemiştirme Vakfı Özel Okulları aleyhine; asıl dosyada haksız eylem nedeniyle manevi tazminat, birleşen dosyada haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; asıl dosyaya ilişkin talebin kısmen kabulüne, birleşen dosyaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne dair verilen 22/09/2016 günlü karara karşı birleşen dosyaya ilişkin davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 10/02/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ile asıl ve birleşen dosyada davacılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

                      UYAP Entegrasyonu