Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

oğullarını davalıların eylem birliği içerisinde bıçakla öldürülmesi soncu oğullarının manevi desteğinden de yoksun kaldıklarını, izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 250TL T2 için 250,00TL T6 için olmak üzere toplam 500,00TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın haksı eylem tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, 50.000,00TL T2 için 40.000,00TL T6 için olmak üzere toplam 90.000,00TL manevi tazminatın haksız eylem tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/05/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 16/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının ... ....

    Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz. Dosya içeriğinden, davalının eyleminin 765 sayılı TCK’nun 452/1 maddesinde düzenlenen yaralama kastının aşılması suretiyle adam öldürme suçunu oluşturduğu, haksız eylem tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, dava konusu haksız eylem tarihi ile dava tarihi birlikte gözetildiğinde, eylem tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nda öngörülen 1 ve 10 yıllık ve 765 sayılı TCK’nda öngörülen 10 yıllık uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve ... aleyhine 25/07/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir....

        Tazminat hukuku ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davalarda, istek bulunması durumunda, kabul edilecek tazminata olay gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Davacı da dava dilekçesinde, kabul edilecek manevi tazminata olay gününden itibaren avans faizi uygulanmasını istediğine göre kabul edilen manevi tazminata yayın gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Diğer yandan, uyuşmazlık konusu olay haksız eylem niteliğinde olup taraflar arasındaki ilişkinin niteliği gereği olayda uygulanacak faiz ölçüsü avans faizi olmayıp yasal faizdir....

          Esas sayılı dosyası ile hemen uygulandığını, müvekkilinin işbu haciz sebebiyle bir çok icra takibine maruz kaldığını, tüm ticari hayatının sona erdiğini, aile düzenin dağıldığını, haciz olayının duyulması üzerine kredi kullandığı tüm bankaların kredi sözleşmelerini kat ettiğini, müvekkili aleyhine icra takipleri başlandığını, müvekkilinin haksız ihtiyati haciz ve işbu ihtiyati haczin neden olduğu icra takipleri nedeni ile uğradığı ve halen devam eden müspet zararları için şimdilik 10.000-TL'nin, menfi zararlar için şimdilik 10.000-TL'nin, müvekkilinin maneviyatının ve aile düzeninin bozulmuş olması sebebiyle 30.000-TL manevi zararlarının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davanın reddini savunmuştur. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; haksız ihtiyati hacizden kaynaklı menfi ve müspet zararın tazmini ile manevi tazminat istemine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 1.000 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminatın (ıslah ile 1991,41 TL) faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın maddi tazminat yönünden kabulü, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. Dava, haksız eylem nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteğine ilişkindir....

              Haksız fiil niteliğindeki saldırı sebebiyle manevi tazminat takdir edilebilmesi için, haksız fiilin nitelikli olması yani; objektif olarak, istemde bulunan kişinin sosyal, fiziki ve duygusal kişilik değerlerine zarar verebilecek, ruhsal bütünlüğünün eksilmesine yol açabilecek nitelikte olması gerekir. Kişilik haklarının bu nitelikte zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Tüm dosya içeriğine göre; baz istasyonunun davacının evinin bulunduğu binanın çatısında olması ve yargılama aşamasında alınan 03.07.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalılardan ...'...

                Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. Buna göre davacı yararına hükmedilen maddi tazminatın tamamının davalılar işleten ve sürücüden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken davalıların kusur oranına göre sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. 2-Uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden gerekse ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir....

                  Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Mahkeme tarafından, hükmedilen manevi tazminat miktarına olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde dava tarihinden faiz işletilmesi doğru doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün, 6100 sayılı HMK’nun geçici .../... maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK’nun 438/... maddesi uyarınca, aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda ... nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ......

                    UYAP Entegrasyonu