Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelemesinde; İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; Geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe geçici bir hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33). İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir....

Yani davacının gerçek zararının ne olduğu hususu ve davalılar ile aralarındaki hukuki ilişkinin niteliği ancak eldeki davaya bağlı olarak tespit edilebilir.Diğer bir anlatımla davacı vekili davanın sonunda elde edilebilecek bir hakka şimdiden ihtiyati haciz yoluyla ulaşmak istemektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasının çözümleyecek veya böyle bir sonucu doğuracak nitelikte geçici hukuki koruma tedbiri verilemez. Diğer taraftan, davacının malvarlığı zararı dışında vücut bütünlüğü veya kişilik hakları bakımından manevi tazminat şartları bakımından yaklaşık ispatı gösteren bir delilde mevcut değildir. Yukarıda belirtildiği gibi davacının zararının varlığı ve kapsamı ile varsa davalıların bu zarardan sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ancak yargılama sonucu anlaşılabilecek nitelikte olduğundan bu aşamada yaklaşık ispat sağlanabilmiş değildir. İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasayla aykırılık bulunmamaktadır....

    "...Somut olayla ilgili Dairemizin 19.01.2021 Tarih ve 2020/8678 E- 2021/412 K sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere, “Geçici ödeme, haksız fiil sebebiyle meydana gelen zararın karşılanması için açılan tazminat davalarında hükmedilen ve yargılama sonucunda hükmedilecek zarara mahsuben yapılan bir ön ödemedir. Ön ödeme geçici bir karardır. Bu geçici ödemenin miktarı, geçici ödemeler ne HMK.’da düzenlenmiş olan ihtiyati tedbir niteliğindedir, ne de İİK.’nda düzenlenmiş olan ihtiyati haciz niteliğindedir. Tam tersine, aynı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi ayrı bir geçici hukuki koruma türüdür. Çünkü HMK’nın 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbir, sadece dava konusu uyuşmazlıklar hakkında verilebilen bir geçici hukuki koruma türüdür. Dava konusunun para alacağı olması halinde ise kural olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir.( Kuru/Arslan/Yılmaz (Usul), s. 580- 581; Pekcanıtez/Özekes/Atalay (Usul), s. 711- 713.)...

    Geçici Madde 1/(4) Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir kararları görevli aile veya asliye hukuk mahkemelerince alınır." şeklindedir. Çocuk Koruma Kanuna göre verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması hakkındaki Yönetmeliğin 8....

      Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/25 Esas – 2013/15 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının kaçakçılık ve sahtecilik suçlarından yargılandığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 20/01/2016 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu anlaşılmakla; Davacının 5.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın soruşturma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında; davacı hakkında CMK'da düzenlenen arama, gözaltına alma, tutuklama, el koyma gibi herhangi bir koruma tedbiri uygulanmadığı, davacı hakkında sadece yargılama yapılmış olmasının tazminat sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki CMK'nın 141/1. maddesinde haksız yargılama yapılmasının tazminat kapsamında sayılmadığı bu nedenle davacının maddi manevi tazminat talebinin yasal dayanağının olmadığı anlaşılmakla davanın...

        Davacı gözaltı süresinin dışında 6 aylık adli kontrol süreci ile ilgili olarak da tazminat talebinde bulunmuş ise de 5271 sayılı Kanun'un 141 inci maddesinde tazminat gerektiren koruma tedbirlerinin tahdidi olarak sayıldığı, bu tedbirler içerisinde adli kontrol tedbirinin bulunmadığı, yine davacının duruşmada yurtdışına hiç çıkmadığını ve gözaltına alındığı tarihte herhangi bir işte çalışmadığını beyan etmiş olması karşısında, haftada bir gün imza atılması ve yurtdışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrolün amacı aşar ve davacının çalışmasını engeller nitelikte olmadığı, söz konusu adli kontrol tedbiri nedeniyle davacının maddi ve manevi zarara uğramadığının kabulü gerekmiştir. Davacı dilekçesinde ceza dava dosyası ile ilgili olarak 4.500,00 TL vekalet ücreti ödediğini belirterek bunu maddi tazminat kapsamında talep etmiş ise de, bu ödemesini belgelendirmemesi nedeni ile davacının bu talebine itibar edilmemiştir....

          Şti. vekili ve davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyizi üzerine, Daire'nin 2014/15171 E.-2016/12127 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda manevi tazminat yönünden; davanın kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... Koruma San. Tic. Ltd. Şti. ve ...'den olay tarihi olan 28.08.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, maddi tazminat yönünden; davanın kısmen kabulü ile 7.000,00 TL tazminatın davalılardan Güvence Hesabının sigorta limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, olay tarihi olan 28.08.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, birleşen dava yönünden; davacının tazminat talebinin reddine dair verilen hüküm, davacılar vekili, davalı Güvence Hesabı vekili ile davalılar ... Koruma San. Tic. Ltd....

            Uyuşmazlık, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının ölümü nedeniyle yakınlarının uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini için açılan dava sırasında talep edilen ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. Her iki hukuki koruma tedbiri; amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

            Koruma tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklama kararının şüpheliye tebliğ edilmesi biçimini öngören yasal mevzuatımızda açık bir düzenleme yer almamaktadır....

              Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu