Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Davacı tüketici gerçek kişi, davalı prefabrik ev üreten şirketten, prefabrik ev aldığı, prefabrik evin ayıplı olması nedeniyle öncelikle ayıplı malın iade edip ücretin geri verilmesini, bu olmadığı taktirde ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesi bilirkişiden rapor alarak ayıplı kısmın bedelinin 2.000,00 TL olarak belirlendiğinden bahisle davanın kabulüne karar verildiği, davacı kararı kendisinin ayıplı malı kullanmak zorunda olduğunu, yenisi ile değiştirilmesini istediğini belirterek istinaf etmiştir....

Somut olayda, 818 Sayılı Yasa'nın 360. maddesi hükmünde öngörülen seçimlik haklardan ayıp sebebiyle davacının bedelde indirim isteme hakkı vardır. Nitekim davacı vekili terditli olarak bedelde indirim talebinde de bulunmuştur. Bununla birlikte ayıp sebebi ile bedelde indirim yapılacak miktar teknik inceleme gerektirmekte olup, davacının iddiası ile ilgili bilirkişi tarafından değerlendirme yapılmadan doğrudan mahkemece kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda, bedelde indirim ile hükmedilecek miktar, teknik inceleme gerektirmekte olup, kararlaştırılan bedel ile ayıplı değerin çarpımı sonucu bulunan değerin ayıpsız değere bölünmesi ile bulunabilir. Mahkemece yapılması gereken iş, keşfe katılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyetten ek rapor alarak, ayıplı işler sebebiyle iş bedelinden indirilmesi gereken miktarın saptanması ve sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir....

    Mahkemece; tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporları, içeriğine göre; davalı tarafından davacının siparişinin gereği gibi yerine getirilmediği, kumaşlarla ilgili ayıp ihbarının ayıbın gizli ayıp olması nedeniyle makul sürede yapılmış olduğu, davacının bilirkişi incelemesi nedeniyle zararının 92.874,62 TL olarak tespit edildiği, birleşen dosya davacısının talebinde malın ayıplı olduğunun tespiti nedeniyle haksız olduğu, davacının diğer talepleri ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 92.874,62 TL. maddi tazminatın 10/08/2016 tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebinin ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında; manevi tazminat verilmesi gerektiğini, yasal şartların oluştuğunu kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; yalnızca lokal bir bölgede yer alan boya kalınlığının araç değişimini gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür.6502 sayılı yasanın 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. Hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, aracın dava tarihindeki değerinin 107.000 TL olduğu, araçtaki ayıbın ise 9000 ila 10.000 TL arasında bir değer kaybına yol açacağı bildirilmiştir....

        Davalı vekilinin manevi tazminat talebi ile ilgili ilk derece mahkemesince hüküm kurulmadığına yönelik istinaf talebinin yapılan incelemesinde mahkemesince bu yönlü olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmış, bu istinaf sebebinin yerinde olduğu değerlendirilmiş, manevi acının ölüm ve beden bütünlüğünün bozulması veya kişilik haklarına saldırı durumlarında meydana geldiğinin, alış veriş sonrası ürünün ayıplı olmasına dair maddi zararların manevi acıya sebebiyet vermeyeceği ve manevi tazminat gerektirmeyeceği değerlendirilmekle; ilk derece mahkemesince hükme bağlanmayan manevi tazminat talebinin yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle dairemizce reddine yönelik hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere: Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, davalı Nissan Otomotiv A.Ş. vekilinin İstinaf talebinin kısmen KABULÜNE; Adana 1. Tüketici Mahkemesi'nin 22/09/2020 tarih ve 2018/179 Esas 2020/405 Karar sayılı kararının HMK.'...

        . - K A R A R - Davacı vekili, davalıya ara dinlendirme ve boston işleme makinesi satıldığını, mal bedeli 17.000,00 TL’nin mahkemenin ayıplı olduğu ileri sürülerek ödenmediğini, sözleşme konusu alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili, müvekkilinin taraflar arasında yapılan sözleşme gereği satın aldığı makineyi davacının sağlam ve çalışır vaziyette teslim edeceği, müvekkilinin de mal bedelini taksitler halinde ödeyeceğini, ancak davacının zamanında makineyi teslim etmediğini, daha sonra ayıplı ürün teslim ettiğini, müvekkilinin ayıplı mal nedeniyle bedelde indirim talep ettiğini ve ödemezlik def'ine bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

          Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin olarak ise 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendine göre (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. 4.fıkrası hükmüne göre ise; Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir....

            Sözleşme geçerli olmakla davacının tarafı olması sebebiyle aktif husumet ehliyeti bulunduğu da kabul edilmiştir. Ne var ki sözleşmenin 6. Maddesi kapsamında bilirkişi raporuna göre halen alacağı bulunan davalıdan sözleşme uyarınca cezai şart istenmesi mümkün değildir. Bu kalem yönünden koşulları oluşmadığından ret kararı vermek gerekir. ... bölüm malikleri dosyamızda dava dışı 3. Kişi konumunda olup keşif sırasında her birinin dairesindeki eksiklikleri incelemek fiilen mümkün olmamıştır. Eser sözleşmesinde ayıplı ifa ve eksik ifada iş sahibinin seçimlik hakları TBK 475 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre davacı sözleşmeden dönme, bedelde indirim, ücretsiz onarım talep edebilir. Ancak somut olayda sözleşmeye göre bedeli her bir ... bölüm maliki ödeyeceğinden ve her bir daire bakımından eksik ve ayıplı işin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğinden davacı kooperatifin bedelde indirim isteme hakkı bulunmamaktadır....

              Hukuk Dairesi tarafından mahkememiz kararının kaldırıldığı, kaldırma ilamında belirtilen hususlar çerçevesinde davacı vekiline sözleşmeden dönme mi yoksa ayıp oranında bedelden indirim mi talep ettiğinin sorulduğu, davacı vekili tarafından sunulan 18/03/2021 tarihli dilekçe ile, "ayıp nedeniyle bedelde indirim talebinde bulunduklarını " beyan ettiği, bunun üzerine daha önce rapor düzenleyen bilirkişiye dosyanın tevdii ile eserin kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olup olmadığı hususunda ve bedel indirimi gerekecekse nisbi metoda göre değerlendirme yapması hususunda ek rapor talep edildiği, bilirkişinin hazırladığı ek raporda; yapılmış olan imalatların kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olmadığı, sökülüp kaldırılması sonucunda sıva ve boya tamiratı gerektirecek hasarlar oluşacağı, ancak aşırı zarar doğurmayacağı yönünde görüş bildirdiği, ayrıca nisbi metoda göre bedelde indirim miktarını hesapladığı, hazırlanan ek raporun mahkememizce de hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu...

              Usul ve yasaya uygun kök ve ek raporlar hükme esas alınarak davacının maddi ve manevi bir zararı bulunmadığından maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu