Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamada eksik ve ayıplı işlerin dava tarihi itibariyle serbest piyasa bedelleri de gözönünde tutularak hesaplanması sebebiyle denetime elverişli ve gerekçeli rapor esas alınarak eksik ve ayıplı iş bedeline hükmedilmesinde aykırılık bulunmadığından davalının bu yönlü istinafı yerinde değildir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkemenin, tahsiline karar verilen ayıp giderim bedeline ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; satılanın ayıplı olması malvarlığı zararı dışında davacının kişilik hakkına haksız saldırı da teşkil etmemektedir....

imalâtın giderilmesi için tazminat istemekte ya da bedelde indirim veya ücretsiz onarım istemekte haklı olup olmadığı, miktarı ile ilgili gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi yerine, talimat yoluyla alınan teknik konularda uzmanlığı bulunmayan hukukçu bilirkişinin raporuna itibar edilerek davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Bu kapsamda taleple bağlılık ilkesi ve kısmi ıslaha göre ve özellikle bilirkişi ek raporunda bedelde indirim konusunun hesabının teknik olarak doğru bulunması gözetilerek 6098 sayılı TBK'nın 219 vd. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre dosyaya mübrez satış sözleşmesi, noter kanalıyla yapılan ayıp ihbarı, faturalar, ------bilirkişi ek raporu ve sair tüm deliler gözetildiğinde davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve davacının seçimine göre bedelde indirim isteyebileceği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur....

        Dava; asıl ve birleşen davalarda aynı satım sözleşmesinden kaynaklanan, asıl davada bakiye satış bedelinin istemi, birleşen davada ise satış konusu malın ayıplı olması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini talebine ilişkindir. Davalı-birleşen dosya davacısı... savunmasında malları teslim aldığını, kısmen çekle ödeme yaptığını, 09.06.2012 tarihli faturaya konu malların ayıplı olması nedeniyle zarara uğradığını, satıcı ise ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirmiştir. Somut olayda bu savunma karşısında davalı ayıplı olduğunu bildirdiği mallar yönünden muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve kısmi ödeme yaptığını kanıtlamak zorundadır. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek ispat yükünün asıl dava davalısı-birleşen dosya davacısında olduğu kabul edilerek delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın veya bedelinin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bayisi olan...'den almış olduğu aracın gizli ayıplı olması nedeniyle yenisi ile değiştirilmesine ya da bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satış sözleşmesinin tarafı olmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin yalnızca araca garanti veren firma olduğunu, üretimden kaynaklanan arızaların ücretsiz onarımını taahhüt ettiğini, aracın ayıplı olmadığını, araç ayıplı kabul edilse bile bu durumun bedelde indirim nedeni olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir....

            Maddi tazminat ve 250- TL. Manevi tazminata ilişkin olduğu şeklinde açıklanmış ve ıslah dilekçesiyle araç yoksunluk/mahrumiyet bedeline yönelik talep 4.085- TL.'na yükseltilmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Çarşamba Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, eksik harcın ikmal edilmesi gerektiğini, aracın ayıpsız olarak davacıya verildiğinden hasardan sorumlu olmadığını, davacının aracı kontrollerini yaptırarak satın aldığını, tespit dosyasındaki raporun kendisine tebliğ edilmediğini, ayıba ve bedele itiraz ettiğini belirterek haksız davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, "...Dava, 6098 sayılı TBK'nun 217- 231 maddelerinde düzenlenen davacının davalıdan satın aldığı ikinci el aracın ayıplı çıkması sebebine dayalı onarım bedeli ve mahrum kalınan günler karşılığı maddi tazminat ile manevi tazminat istemidir....

            Ayrıca gerek 4077 sayılı, gerekse 6502 sayılı yasalarda tüketiciye bilerek hatasız veya kusursuz göstererek ayıplı mal satan üreticiye(bayiye) hiç bir taviz verilmemiştir. Ancak özellikle ayıplı malın mislinin temininin veya tamirinin mümkün olmaması veya çok güç olması hallerinde kötü niyetli tüketicinin haklarını suistimal etmesini önlemek için yalnız bedel iadesi veya bedelde indirim isteyebileceği (somut olayda uygulama imkanı olmayan ) 6502 sayılı yasa ile düzenlenmiş ki elimizdeki somut olayda tüketici zaten bedel iadesi istediği için bu yola gidilmesi de mümkün değildir. Diğer yandan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Yargılamaya Hakim Olan İlkeler” başlıklı ikinci bölümü “Taleple bağlılık ilkesi” başlığı altında 26/1.madde ile “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmünü getirmiştir....

              TKHK'nun "ayıplı mal" başlıklı 8 inci maddesinin 1 inci fıkrası "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır." şeklindedir. TKHK'nun "ispat yükü" başlıklı 10/1 inci maddesine göre; "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz."...

              , davacının dava konusu aracı ticari ve mesleki bir amaçla edinmediği, aracın hususi otomobil olduğu davalılar tarafından distribütörlüğü yapılan ve kiralanan aracın ayıplı olaması nedeniyle geçirdiği trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu