Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "...davacının bedelde indirim talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 9.600,00 TL'nin T3 Limited Şirketin'den tahsili ile davacıya verilmesine, bedelde indirim yönünden davalı T5 yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine..." karar verilmiştir....

Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine, davacının uğradığı zarar olan 2468,10 YTL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının manevi tazminat istemi ile ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava konusu araçtaki boya atmaları ve paslanmaların üretim hatasından kaynaklandığı ve aracın gizli ayıplı olduğu, yargılama sırasında da alınan bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Davacı süresi içinde davalılara ayıp ihbarında bulunarak, aracın yenisiyle değiştirilmesini istemiş, sonuç alamayınca ... bu davayı açmıştır....

    Hukuk Dairesinin 03.12.2014 tarihli, 2014/10223 E., 2014/38281 K. sayılı kararı ile; “...Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davalıya iadesine, dava konusu araçta hasar nedeni ile oluşan 1.000 TL değer kaybının mahsubu ile davacının ayıplı mala ödediği 70.513,50 TL nin aracın iade tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya yönelik istemi ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.2.2012 tarihli 2011/19864 Esas ve 2012/3350 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından davalıya iadesine, dava konusu araçta hasar nedeni ile oluşan 1.000 TL değer kaybının mahsubu...

      Manevi tazminata hükmedilirken; şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Yargıtay 13. HD'nin 11/06/2014 gün ve 2014/4307 E.-2014/18685 K. sayılı kararında: "Satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle, davacının kişisel haklarının zarara uğradığı kabul edilemeyeceğinden, manevi tazminatın koşulları bulunmamaktadır. Mahkemece aksine düşüncelerle,davacının ayıplı araç nedeniyle büyük bir üzüntü duyduğundan bahisle,koşulları oluşmadığı halde yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklinde karar verilmiştir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/78 E. sayılı dosyasında müvekkilleri ile ihyası talep edilen şirket arasında imzalanan alım-satım sözleşmesine dayalı olarak ihyası talep edilen şirkete karşı dava konusu malın ayıplı olması nedeniyle bedelde indirim ve kâr mahrumiyetli tazminat talepli dava açıldığını, esas numarası belirtilen mahkeme dava dosyasında ihyası talep edilen şirkete karşı açılan malın ayıplı olması ve tazminat davasında davanın açıldığı tarih olan 21/11/2011 tarihinden sonraki tarihte şirket ortaklarından Fuat Özdil'in vefat ettiğini, şirketin tasfiye sürecine girdiğini, mahkemece T6 yazılan müzekkereyle şirketin tasfiye halinde olup olmadığı, tasfiyenin sona erip ermediği hususunun talep edildiğini, gelen yazı cevabında şirketin 14/10/2015 tescil tarihiyle fesih edildiği ve feshine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi'nin mahkemeye sunulduğunu, mahkemece 17/05/2018 tarihli duruşmada şirketin ihyası için taraflarına süre verildiğini, verilen süre içerisinde Kocaeli 2....

      KARAR Davacı, davalı ... bilgisayar şirketinde 20.3.2014 tarihinde televizyon satın aldığını, televizyonun görüntü kalitesinin bozuk olması nedeniyle 28.04.2014 tarihinde servise başvurduğunu, servis tarafından parça değişimi yapılmasının gerektiğinin belirtildiğini, ancak onarım istemediğini, davalı tarafın ayıbı gidermeye yönelik üzerine düşenleri yapmadığını, televizyondaki ayıp nedeniyle mağdur olduğunu ileri sürerek; ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, 1.000,0TL manevi tazminat ile 239,45TL noter giderinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 26.03.2015 tarihli celsede manevi tazminat talebinden feragat etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

        Netice olarak; davacının haklı görülmesi halinde 04/02/2016 dava tarihi itibariyle; ayıp nedeniyle bedelde indirim bedeli 10.234,78 TL olduğunu" teknik kanaatleri olarak belirtmiştir. Dava. Sözleşmenin feshi, menfi tespit (istirdat), maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkememizce istinaf ilamı kararı uyarınca ayıp ihbarı hususu irdelenmiştir. 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür....

          Mahkemece, dava açıldıktan sonra oluşan zararın ıslah dilekçesiyle davaya dahil edilerek davalılardan tahsilene karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Manevi tazminat yönünden ise, B.K.’nun 49. maddesi hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için; kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekmekte olup, davacının kişilik hakkının zarara uğraması söz konusu olmadığından manevi tazminat talebinin reddi gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar gözetilerek manevi tazminat talebinin tümden reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir. Yerel mahkeme kararının yukarıda ikinci ve üçüncü bentte açıklanan gerekçelerle bozulması gerekirken, zuhule dayalı olarak onandığı hususu bu defa yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalıların bu yönlere ilişkin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ....

            Malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları;aynı yasanın 11.m.sinde; "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz....

            UYAP Entegrasyonu