WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Manevi tazminata hükmedilirken; şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Yargıtay 13. HD'nin 11/06/2014 gün ve 2014/4307 E.-2014/18685 K. sayılı kararında: "Satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle, davacının kişisel haklarının zarara uğradığı kabul edilemeyeceğinden, manevi tazminatın koşulları bulunmamaktadır. Mahkemece aksine düşüncelerle,davacının ayıplı araç nedeniyle büyük bir üzüntü duyduğundan bahisle,koşulları oluşmadığı halde yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklinde karar verilmiştir....

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduklarını, dava konusunun da bir ticari satım ve ticari vasıta olduğundan davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğini, müvekkili Mehmet'in traktör ticareti ile uğraştığını, davacı tarafın müvekkili T2'dan 34 XX 288 plakalı traktörü satın aldığını, davacının da kendisine ait 34 XX 476 plakalı traktörü müvekkili olan T1'ya sattığını, bu hali ile davacı tarafın iddia ettiği gibi bir takas trampa işleminin mevcut olmadığını, ayrı ayrı iki satış işlemi olduğunu, gene bu hale göre ayıplı olduğu iddia edilen malın satıcısının müvekkili Duran olup, T1'nın davada taraf ehliyetinin olmadığını, davacı yanın belirsiz alacak davası açmış olup davaya konu ayıplı vasıtanın noter satım değerinin 10.000,00 TL olup, dava değerinin açıldığı anda belirlenebilir vaziyette olduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, yine davalı adına kayıtlı 34 XX 288 plakalı vasıtanın tesliminden sonra yolda arıza yaptığının iddia edildiğini...

Davalı vekili, davacılar arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığının olmadığını, davaların ayrı açılması gerektiğini, müvekkili şirketin yerleşim yerinin Simav olması nedeniyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ayıp ihbarının TTK.nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalının sattığı masif kapı serenlerinin eğri ve dönük olması nedeniyle ayıplı bulunduğu ve ayıbın gizli ayıp olduğu, ayıbın öğrenilmesinden itibaren davalının derhal uyarıldığı ve ayıplı malların değiştirilmesi veya bedelinin tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı ...Ş.nin maddi tazminat davasının kabulüne, ... A.Ş.nin davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

    Davalı vekili, davacılar arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığının olmadığını, davaların ayrı açılması gerektiğini, müvekkili şirketin yerleşim yerinin Simav olması nedeniyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ayıp ihbarının TTK.nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalının sattığı masif kapı serenlerinin eğri ve dönük olması nedeniyle ayıplı bulunduğu ve ayıbın gizli ayıp olduğu, ayıbın öğrenilmesinden itibaren davalının derhal uyarıldığı ve ayıplı malların değiştirilmesi veya bedelinin tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı ...Ş.nin maddi tazminat davasının kabulüne, ... A.Ş.nin davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 5 adet krank milini 29.04.2009 tarihli fatura ile 6.608,00 TL bedelle satın aldığını, davalıdan alınan bu malın aynı tarihte dava dışı ... Ltd.Şti.’ne satıldığını, ancak mallar ayıplı çıktığı için dava dışı şirketin malları müvekkiline 19.08.2009 tarihli fatura ile iade ettiğini, 09.09.2009 tarihli ihtarnamenin davalıya gönderilerek ayıplı malın bedelinin ödenmesi ve iade alınmasının istendiğini, yine ayıplı mallar hakkında 27.08.2009 tarihli iade faturası tanzim edildiğini, ancak davalının ödemede bulunmadığını ileri sürerek 6.608,00 TL mal bedeli, 2.442,60 TL kar mahrumiyeti ve 500,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 9.550,60 TL’ nin 30.04.2009 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        , davacının kullanılamayacak derecede ayıplı olan ıslak mendillerin bedelinin davalıdan tahsiline ve ispatlanamayan iskonto bedelinin tahsili isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi isabetli olmamıştır....

          Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir." şeklinde düzenlenmiş olup, anılan hükme göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayın, davacının istirdada dayalı menfi tespit davası olduğu, davanın konusunu para alacağının tahsili hususu oluşturmakta olduğundan, uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafça dosyaya "Dava şartı arabuluculuk son tutanağı" nın sunulmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Dava konusu aracın satım ilişkisinin tarafları davacı ve davalı T4 olduğundan davalı T5 sözleşmenin tarafı olmadığından bu davalı T5 yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir, satın alınan malın ayıplı çıkması sonucu kişide manevi tazminatı gerektirecek derecede bir elem oluşmayacağından koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin reddine, Davalı T5 yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Davacının bedel indirimi talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 7.250,00- TL'nin 27/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T4'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, Davacının araç devir ve yol masrafı talebinin reddine, Davacının manevi tazminat talebinin reddine,..." şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı asilce yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....

            Birleşen dava ise, ayıplı mal tesliminden dolayı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından ve tarafların dosya içeriğinde yer alan yazışmalarından 1. parti malın ayıplı olduğu, ayıbın süresinde satıcıya ihbar edildiği anlaşılmaktadır. İcra takibine konu olan faturada gösterilen 14.700 kg malın da 1. partide ayıplı çıkan malın yerine tazmin amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda asıl dava davacısı satıcı, icra takibinde konu yaptığı mal bedelini isteyemez. Birleşen davaya gelince ise, davalı alıcı malın muayene edilmesi için yaptığı olağan harcamaları satıcıdan isteyemez. Bu nedenle birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

              Dava konusu olayda ise, satın alınan aracın ayıplı çıkması ve bu nedenle kullanılamamış olması nedeniyle, davacının kişisel haklarının zarara uğradığı kabul edilemeyeceğinden, manevi tazminatın koşulları bulunmamaktadır. Mahkemece aksine düşüncelerle, davacının ayıplı araç nedeniyle sıkıntıya düştüğünden bahisle, koşulları oluşmadığı halde yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: 1.bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 61.30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 15.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu