Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin yetkili servis olarak “ayıplı hizmet” sunmuş olması nedeniyle sorumlu bulunduğunu ileri sürmüştür. İlk derece yargılama makamınca, karar gerekçesinde davalı ....'nin sorumluluğu, 6502 sy 9.maddesi kapsamında her üç davalının ayıplı maldan birlikte sorumlu oldukları davalı ... Otomotiv ltd şti'nin diğer davalı ... motorlu araçlar ltd şti ile birlikte hareket ederek dava konusu aracı alıp davacıya satmış olduğunun görülmesine dayandırılmıştır. Dosyanın incelenmesinde; teknik bilgi gerektiren konuda görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından dosyaya sunulan rapor ile dava konusu aracın imalat hatasına dayalı gizli ayıplı olduğu mütalaa edilmiş ve herhangi bir ayıplı hizmetten bahsedilmemiştir. Yine davacının dava dilekçesinde ifade ettiği ve ilk derece yargılama makamınca karar gerekçesinde değinildiği üzere, davalı ....'nin diğer davalı ... Otomotiv Ltd....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Açılan karşılıklı boşanma ve alacak davasında kadının açtığı davada verilen boşanma hükmü temyiz edilmeden kesinleşmiş, Dairemizin 26.05.2015 tarihli bozma-onama kararı sonrasında bozmaya uyularak erkeğin açtığı boşanma davasının reddine, kadına maddi-manevi tazminat takdirine ve ziynete dayalı alacak davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....

      Hemen belirtmek gerekir ki, eksik iş, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı iş ise, eserde olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade eder. İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek yoktur. İş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü sadece ayıplı işler içindir. 4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki eksiklik nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir....

        Davalı tarafta cevap dilekçesinde dava konusu ürünün kendisine teslim edildiğini ancak ayıplı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu itibarla davacının faturaya konu ürünü teslim ettiği kabul edilmiş ve fatura bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı taraf her ne kadar takipten önce faiz talebinde bulunmuş ise de, takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge olmadığından dolayı takipten önce işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Alacak faturaya dayalı belirlenebilir ve likit bir alacak olduğundan alacak miktarı üzerinden ---- inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

          Bir tüzel kişinin kişisel haklarından olan ( adı, şerefi, onuru ve itibarı gibi) varlıklarına yapılan saldırının; bu manevi değerlerinde bir eksilmeye ( manevi zarara) sebep olacağı kabul edilmektedir. Davaya konu olayda, davacının aracı ayıplı ise de; şirket tüzel kişiliğine yönelik ticari itibarını zedeler nitelikte bir saldırı ya da manevi tazminatı gerektirir bir husus bulunmamaktadır. Bu nedenle, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satın alınan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              A.Ş.nin davacıya karşı teslim edilen emtianın TSE 822 standardına uygun bulunduğuna dair test sonucunu bildirmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Türk Medeni Kanunu’nun 24/A ve Borçlar Kanunu’nun 49. maddeleri uyarınca şahsiyet hakları hukuka aykırı şekilde tecavüze uğrayan kişi uygun bir manevi tazminatın tahsilini talep edebilir ise de, dava konusu olayda malın ayıplı teslim ve üretimi sebebiyle davacı ile dava dışı idare arasındaki akit feshedilmemiş, ayıplı malın standarda uygun hale getirilmesi için yapılan girişimler sonucunda mal teslimatı idare tarafından kabul edilmiştir. Bu işlemler sebebiyle davacının sözleşmesi feshedilmediği gibi davacıya bir ceza uygulanmamış ve kamu ihalelerine katılmaktan men edilmesine de karar verilmemiştir. Bu nedenlerle mahkemece manevi tazminata ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....

                Mahkemece davalının siparişi üzerine Türkiye'ye gelen ikinci parti mal üzerinde herhangi bir ayıp incelemesi yapılmadığı, davalının malı gümrükten çekmeyerek millileştirilmesine neden olduğu gerekçesiyle, ikinci parti malın 170.420 USD bedelinden sorumlu olduğu, karşı davada birinci parti malın ayıplı olması nedeniyle semenden tenzilat yapılarak 49.649 USD ve 470,56 YTL' nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle 6.8.1998 tarihinde teslim alınan 78.400 USD tutarlı birinci parti derinin ayıplı olduğunun, ancak davalı yanca kullanılmış olması sebebiyle iadesinin mümkün olmadığı gözetilerek semenden indirim yapılmasında, ikinci parti malda ayıp bulunduğu tespit edilmeden, malı gümrükten çekmeyen davalının malın millileştirilmesine neden olduğundan bedelinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacının ve davacı-karşı davalının...

                  Davalı alıcı, malın ayıplı olması nedeniyle teslim alınmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda, satış konusu malın ayıplı olmadığı ve malın davacı elinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme satış bedelinin davalı alıcıdan tahsiline karar vermiş ise de, daha sonra davalı malın kendisine teslimini kabul etmiş olmasına göre birlikte ifa kuralı gereğince satış konusu malın satış bedelinden hurda bedeli indirimi yapılmadan, malın iadesi karşılığında bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    GEREKÇE :Dava, ayıplı mal nedenine dayalı olarak ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesinde; " 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....

                      UYAP Entegrasyonu