Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde düzenlenen "zina"; kusura dayalı, mutlak ve özel bir boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir (... Dural-Tufan Öğüz-... Alper Gümüş: Türk Özel Hukuku, C.III, Aile Hukuku, ..., 2011, sh.101). "Zina" davranışı; özellik taşıyan yoğunlaşmış bir kusurluluk halidir. Mutlak boşanma sebebi olması nedeniyle; boşanma kararı verebilmek için; zinanın tespit edilmesi (kanıtlanması) gerekli ve yeterlidir. Bunun sonucu olarak; zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, davalı eşin zinası kanıtlandığı takdirde; dava açan eşin kusurunun derecesi ne olursa olsun daha ağır kusurlu olsa bile, boşanma kararı verilmesini engellemez. Ancak; boşanmanın sonuçlarından ve onun fer'i (eki) olan yoksulluk nafakası (TMK.m.175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK.m.174/1-2) taleplerinin karşılanmasında kusur bir ölçüttür. Yoksulluk nafakası talep eden eşin kusursuz veya diğer tarafa göre en azından eşit kusurlu olması gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satın alınan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı iade ve alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 13.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin eksik ve ayıplı olarak yerine getirilmesi nedeniyle doğan maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olup, mahkemece davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine dair verilen hüküm, davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir....

        Davalı-davacı kadın ilk defa istinaf aşamasında manevi tazminat talebinde bulunmuş, davacı-davalı erkeğin ise bu talebe muvafakati olmamıştır. İş bu talep iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı-davacı kadın tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde, davalı-davacı kadının ilk defa istinaf aşamasında talep ettiği manevi tazminat (TMK. m. 174/2) talebi hakkında “Karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekmiştir. Kaldı ki boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir(TMK m. 174). Bu durumda kadın, süresinde talepte bulunulmuş olsa bile boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğe göre daha ağır kusurlu kabul edildiğinden, lehine manevi tazminata hükmedilemeyecektir....

        -YTL. manevi tazminatın avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Dava, malın ayıplı olması sebebine dayalı seçimlik hakkın kullanılması ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Bu itibarla, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, belgelere, beyanlara, bilirkişi raporları ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeter açıklıkta bulunduğu, istinaf incelemesine konu kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          Davalı vekili, davacılar arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığının olmadığını, davaların ayrı açılması gerektiğini, müvekkili şirketin yerleşim yerinin Simav olması nedeniyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ayıp ihbarının TTK.nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalının sattığı masif kapı serenlerinin eğri ve dönük olması nedeniyle ayıplı bulunduğu ve ayıbın gizli ayıp olduğu, ayıbın öğrenilmesinden itibaren davalının derhal uyarıldığı ve ayıplı malların değiştirilmesi veya bedelinin tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı ...Ş.nin maddi tazminat davasının kabulüne, ... A.Ş.nin davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

            Davalı vekili, davacılar arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığının olmadığını, davaların ayrı açılması gerektiğini, müvekkili şirketin yerleşim yerinin Simav olması nedeniyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ayıp ihbarının TTK.nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalının sattığı masif kapı serenlerinin eğri ve dönük olması nedeniyle ayıplı bulunduğu ve ayıbın gizli ayıp olduğu, ayıbın öğrenilmesinden itibaren davalının derhal uyarıldığı ve ayıplı malların değiştirilmesi veya bedelinin tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı ...Ş.nin maddi tazminat davasının kabulüne, ... A.Ş.nin davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı servis hizmetlerinden doğan maddi manevi tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davacının satın aldığı aracın ... süresi bittikten sonra arızalanması sonucu verilen ayıplı servis ve bakım hizmetine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, yetki ve görev itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da aracın teslim tarihinin 12.5.2000 olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, BK.nun 198.maddesi gereğince sorumluluklarının olmadığını, davada 4077 Sayılı Yasanın uygulanamayacağını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/939 Esas KARAR NO : 2022/1016 DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 16/11/2022 KARAR TARİHİ : 22/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ------- aldığını, bu araçlardan----- huzurdaki davadaki davalılardan------ alındığını, ayıplı olduğu iddia ---- araç hakkında ise ----- Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, satın alınan araçların alındığı tarih itibari ile sürekli arıza çıkardığını, müvekkilinin araçlardan kesintisiz bir şekilde faydalanmasının imkansız hale geldiğini ve işlerinin aksamasına sebep olduğunu, müvekkilinin araçların ayıplı olduğunu fark etmesi ve ayıpların giderilemediğinin anlaşılması üzerine davalılardan ayıplı araçların ayıpsız misli ile değişimini ve uğramış olduğu iddia edilen zararın tazmini talep ettiğini ancak sonuç alamadığını, ------ görüşmelerinde...

                  UYAP Entegrasyonu