için arabulucuya başvurulduğunu ancak arabulucu davetine de cevap vermeyen davalı aleyhine iş bu davayı açma zarureti doğduğunu, ayıplı ürünün davalıya gerek teslimi gerekse sonrasındaki süreçte davalının tutum ve davranışları nedeni ile maddi ve manevi zarara uğradığını, halen davalıda bulunan ayıplı malın bedeli olan 5.182,75 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işlemeye devam edecek olan yasal faizi birlikte müvekkile iadesine, uğranılan 1.000 TL maddi ve 2500 TL manevi zararın ise 27/09/2017 gününden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davaıldan tahsili ile müvekkile ödenmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
için arabulucuya başvurulduğunu ancak arabulucu davetine de cevap vermeyen davalı aleyhine iş bu davayı açma zarureti doğduğunu, ayıplı ürünün davalıya gerek teslimi gerekse sonrasındaki süreçte davalının tutum ve davranışları nedeni ile maddi ve manevi zarara uğradığını, halen davalıda bulunan ayıplı malın bedeli olan 5.182,75 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işlemeye devam edecek olan yasal faizi birlikte müvekkile iadesine, uğranılan 1.000 TL maddi ve 2500 TL manevi zararın ise 27/09/2017 gününden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davaıldan tahsili ile müvekkile ödenmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/235 KARAR NO : 2023/612 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ZİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2022 NUMARASI : 2019/161 ESAS - 2022/722 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Malın Ayıplı Olması Sebebine Dayalı Bedel İadesi) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı süresinde davalı Necat Yılmaz vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Zile İlçesinde esnaf olduğunu, müvekkilinin binek araca ihtiyacı olduğunu öğrenen, davalılardan Necat Yılmaz'ın müvekkiline Peugeot marka araçları olduğunu aracın iyi durumda olduğunu belirterek satmak istediğini, müvekkilinin de otomobile ihtiyacı olduğundan bu teklifi kabul ettiğini ve kendisini araçla beraber Zile ilçesine çağırdığını, davalı şahsın...
-KARAR- Davacı vekili, faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, müvekkilinden alınan malın ayıplı olmadığını, sorun varsa da bunun davalının uygulama aşamasındaki deneyimsizliğinden kaynaklandığını ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıdan alınan zemin kaplama malzemesinin ayıplı olduğunu, durumun 05.12.2011 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, tespit raporu ile de malzemenin ayıplı olduğunun anlaşıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
verimli olduğunun tespit edildiği, dolayısı ile davacının “------- kullanabilecekken sahte ürünün en fazla 5- 6 kez kullanılmasının mümkün olduğu” iddiası ile bu yönde ki tazminat talebinin makul olmadığı, Davalının ---- düzenleyerek sattığı ürünlerin TL değerlerinin sabit olması, davacının “Davalı yanın davacıya ----- ürünün sahtesini imal edilmiş zannı uyandırılarak ---- sattığı, davaya konu ürünün sahte olması nedeni ile --- fiyatlandırılmasının mümkün olmadığı” iddiaları doğrultusunda faturalara kur değerlemesi uygulanmaması kaydı ile davacının davalıdan çeklerden dolayı oluşan kur farkından---- edebileceği, Manevi tazminatta zarar olgusunun soyut olduğu, bu nedenle tespiti için teknik bir inceleme yapılması ---- manevi tazminatın hesaplanmasını sağlayacak bir formülün bulunmadığı, buna karşılık, olayın oluş şekli, tarafların maddi gelir durumu, kusur oranları ve zararın ne kadar büyük olduğu manevi tazminatın belirlenmesinde temel kıstaslar olduğu, manevi tazminat taraflardan birini...
Mahkemece açıklanan husus gözardı edilerek, araştırma ve inceleme yapılmadan, husumet itirazına karşı konulmadığından bahisle, adı geçen davalı hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, ayrıca bozmayı gerektirir. SONUÇ: 1.bent gereğince davacının manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının reddine, maddi tazminat yönünden temyiz edilen hükmün, 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 28.9.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ticari satımdan kaynaklanan malın ayıplı olması nedeniyle misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. TTK'nın 23/c maddesinde ''malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı iki gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkca belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK 223.maddesi uygulanır'' hükmüne yer verilmiş olup, mahkemece madde hükmü gözönüne alınarak ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda talep sonucunun azaltılan kısmı olan ayıplı malın iadesi ve bedelin geri verilmesi talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken satış bedelinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, cihazın davalıya iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; ayıplı malın satıcıya iadesi ile satış bedelinin geri verilmesi talebi bakımından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu talep yönünden davanın kabulü doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından davanın kısmen kabulüne, 13.669,59-TL onarım masrafının davalılardan tahsiline, davacının cihazın kullanılamamasına dayalı tazminat talebinin reddine, ayıplı malın satıcıya iadesi ile satış bedelinin geri verilmesi talebi bakımından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İlk Derece Mahkemesince; "Davanın KISMEN KABULUNE, 1- 24.900.00TL'nin davalılar T8 TİC LTD.ŞTİ, ile T6 İM.TK.OT.SAN TİC LTD.ŞTİ' den dava tarihinden itibaren işleyecek banka faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2- Davalılar Necibullah RAŞİD ve T3 yönünden husumet nedeniyle davanın REDDİNE, 3- Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE, 4- Fazlaya yönelik maddi tazminat ve alacak talebinin REDDİNE," karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın bir kısım davalılar yönünden reddi ile manevi tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava; ayıplı araç satışından kaynaklı maddi ve manevi zararın tahsili isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından zina (TMK m. 161) hukuksal nedenine dayalı boşanma davası hakkında karar verilmemesi, maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddi, manevi tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde zina sebebi (TMK m. 161), olmadığı takdirde geçimsizlik (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek, terditli dava açmıştır. Mahkemece, tarafların şiddetli geçimsizlik hukuki sebebi ile boşanmalarına karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan zina hukuki sebebine dayalı talebi hakkında bir hüküm kurulmamıştır....