Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, satın alınan otomobilin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir....

Bölge adliye mahkemesince; araçtaki arıza nedeni ile değişen parçaların esasa ve aracın değerine etkili nitelikte oldukları, 6502 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca tüketicinin seçimlik haklarından biri olan satılanın ayıpsız misli ile değişim hakkının yasal şartlarının oluştuğu gerekçesiyle; davacının istinaf talebinin kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile dava konusu aracın aynı mahiyette sıfır km misli ile değiştirilmesine, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 11/1. maddesinde; malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....

    Manevi tazminat ağır zarar ve ağır kusurun varlığı halinde kişilik haklarının tecavüze uğraması nedeniyle istenebilir. Prefabrik evin ayıplı ve geç teslim edilmesi manevi tazminat isteğine hak vermeyeceğinden kanıtlanamayan nedenlere dayalı olarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bent uyarınca temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 22.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı-davacı vekili Av. ... 17.05.2017 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün ziynete dayalı alacak davası, maddi-manevi tazminat talepleri, nafakalar yönünden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeple, ziynete dayalı alacak davası, kadının tazminat talepleri ve nafakalar yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.05.2017(Pzt.)...

        Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede ise ; Davacı tarafça her ne kadar manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de manevi tazminat, mal varlığı dışındaki, hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesi olup, haksız saldırı, kişinin psikolojik varlığı üzerinde etki doğurur. Uğradığı tecavüz nedeniyle, fizik ya da manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini kaybeden kişi manevi tazminat isteyebilir....

        HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen malın ayıplı olmasından kaynaklanan bedel iadesi veya misli ile değişim, alacak ve maddi manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın...

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ayıplı malın ayıpsız misli ile değişimi, alacak, manevi tazminat davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ... Ltd.Şti.'nin istinaf talebinin kabulüne, davalı ... . Turizm Ltd.Şti.'...

            Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya ---olup olmadığı, ayıplı ise; ayıplı misliyle değiştirilmesinin veya bedelinin iadesinin gerekip gerekmediği, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı ayıplı malın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 227.maddesindeki; " Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1.Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 2.Satılanı alıkoyup ayıp oranında -------- indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı, araçta meydana gelen değer kaybının, aracın kullanılmaması nedeniyle araç kiralama bedelinin ve manevi tazminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

              Davalı vekili, malın tesliminden itibaren 6 aylık sürenin geçmiş olduğunu, TTK.25/4 maddesine göre zamanaşımı definde bulunduklarını, dava konusu malın davacı şirkete teslim edildiğini, her ne kadar malın ayıplı olduğunu kabul etmeseler de müvekkilinin itibar kaybına uğramamak amacıyla 472 ton yağı bedelsiz olarak verdiğini, müvekkilinin verdiği mallardan kaynaklı açık ya da gizli ayıbın mevcut olmadığını, belirtilen ayıbın da malın boşaltma limanında bekletilmesinden kaynaklandığını ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının veya dava dışı Cezayir firmasının TTK 25/3 maddesi uyarınca 2 gün içinde malı muayene ettirip 8 gün içinde itirazda bulunmadıklarını, Cezayir ile ülkemiz arasında tenfiz anlaşması olmadığından Cezayir’deki davanın kesin hüküm veya kesin delil niteliği taşımayacağını, bu nedenlerle davacının müvekkilinden talepte bulunmasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu