Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir....

    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir....

      Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise üniversite hastanelerinin adli tıp anabilim dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir....

        Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir. Bu durumda İtiraz Hakem Heyeti tarafından; kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları temin edildikten sonra, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ölçülerine göre, uzman bilirkişi heyetinden, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Ne var ki, anılan raporun yazılış şekli gözetildiğinde hangi yönetmelik hükümlerinin esas alındığının tespiti mümkün bulunmadığı, bu hali ile kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak maluliyet değerlendirmesinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir. Öte yandan, davacı tarafından ibraz edilen ... Üniversitesi ... Devlet Hastanesince tanzim edilen 20/07/2016 tarihli özürlü sağlık kurul raporunda davacının maluliyeti %10 olarak tespit edilmiş olup İtiraz Hakem Heyetince benimsenen 28/12/2018 tarihli maluliyet raporu ile de arasında çelişki bulunmaktadır....

            Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir....

              Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi olan 15.04.2019 tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Somut olayda, hükme esas alınan raporun kaza tarihi itibariyle geçerli olan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği belirtilmiş ve davacının maluliyet nedeninin üst ekstremite özürlülüğü ve deride skar olduğu belirtilerek oran belirlenmiştir....

                Ne var ki, anılan bu raporda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak maluliyet değerlendirmesi yapılmamış, rapor tanziminde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ve Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller kullanılmıştır. Bu yönüyle, maluliyet oranı tespitine ilişkin bu rapor, hükme esas almaya elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir....

                  Öncelikle, İtiraz Hakem Heyetince, maluliyet oranındaki artışın nedenlerinin denetime açık şekilde belirlenmesi, kaza sonrasında ve daha önceki davalıya başvuru sonrasında davacı tedavi gördü ise buna ilişkin tüm tedavi belgelerinin getirtilmesi, ondan sonra davacıdaki maluliyet oranındaki artışın hareket kısıtlılığı sebebi ile ortaya çıktığı gözetilerek davacının da bu maluliyet oranının artmasında veya maluliyetin artmasının önlenmesinde üzerine düşen yükümlülük olup olmadığının, maluliyet oranının artışında davacıya da izafe edilebilecek bir kusur bulunup bulunmadığının araştırılması gereklidir (TBK 52 md.)....

                    Maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Kazanın 14.06.2014 tarihinde meydana geldiği gözetildiğinde maluliyetin tespitinde maluliyet tesbit işlemleri yönetmeliğinin esas alınması gerekirken, hükme esas alınan 12.01.2016 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Bilirkişi kurulu maluliyet raporunda hem Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hem de maluliyet tesbit işlemleri yönetmeliği yazıldığından tesbitin hangi yönetmelik hükümleri esas alınarak yapıldığı anlaşılamamakta bunun gerekçesi de yazılmayarak denetime imkan vermemektedir....

                      UYAP Entegrasyonu