Davacı vekilinin 12/04/2018 tarihli dilekçesi ile ön inceleme duruşmasındaki davanın mahkemece nitelendirilmesi birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinin davalı T1 Arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup tapu iptal ve tescile yönelik herhangi bir talebi bulunmadığı görülmüştür. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2021 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.-19.-46. Hukuk Dairesinin görev alanındadır....
Davacı vekilinin talebi mahkememizce net ve açık bulunmadığından talebini açıklaması istenmiş, davacı vekili 09/03/2021 tarihli beyan dilekçesi ile taleplerinin gemi satım sözleşmesi ve gemi kiralama sözleşmesine istinaden yapılmış olan ödemeler nedeni ile tazminat davası olduğunu, gemide kalan eşyalar nedeniyle tazminat taleplerinin olmadığını, dosyaya sunulan sözleşmeler gereğince gemi satım sözleşmesi ve gemi kiralama sözleşmesinin haksız yere feshi sebebiyle tazminat davası olduğunu söylemiştir. CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; gemi kiralama sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Dava ve iddiaları reddetmiş sayıldığından tarafların aralarında uzlaştıkları bir husus bulunmamaktadır....
Davalı vekili 04/03/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; zorunlu dava şartı olan arabuluculuk sürecinin tamamlanmadan karar verildiğini, taşınmazın %75 oranında tamamlanmış olmasına rağmen sözleşmenin tümden geçersiz olacak şekilde değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, taşınmazın tapu devrinin 17/08/2018 tarihinde yapıldığını, bu tarihten dava tarihine kadar herhangi bir ihtar ve ihbarda bulunulmadığını, devri yapılan taşınmazdaki ayıpların gizli ayıp niteliğinde olmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve cezai şart alacağı tahsiline ilişkindir. İlk derece mahkemesince, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin kabulüne, cezai şart alacağı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi ve tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 3....
lik 2 teminat mektubu alındığı, işe sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 3 gün içinde yer teslimi yapılarak başlanacağı ve yer tesliminden itibaren de 40 gün içerisinde tamamlanacağının kararlaştırıldığı görülmüştür. Her ne kadar, davacı tarafından sözleşmenin haklı sebeplerle (aşırı ifa güçlüğü) feshi dava yoluyla talep edilmiş ise de; davacının veya davalının dava yoluna başvurmadan da sözleşmeyi tek taraflı (ve karşı tarafın ulaşması gereken) irade beyanı ile feshetmesi mümkün olduğundan, sözleşmenin feshi için dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, davalı taraf davadan önce ihale komisyonu kararı ile 14/07/2022 tarihinde taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmiştir. Hukuki yarar, her aşamada ve re'sen gözetilmesi gereken bir dava şartı (6100 s. HMK'nin 114/1-h, 115/1. maddeleri) olduğundan, sözleşmenin feshine ilişkin talep yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de, tapu devri ile geçersiz olan sözleşmenin geçerlilik kazanmış ve taraflarca sözleşmenin geçersizliği savunulmamıştır. O halde, sözleşmenin feshinin koşullarının anlaşılması halinde davacı üzerinde yer alan tapunun feshin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekecektir. Tapusu iade edilecek taşınmaz Yalova ilinde yer almaktadır. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda 6100 sayılı HMK 12/1. maddesi uyarınca kesin yetki kuralı geçerlidir.(Emsal Yargıtay 13 HD si 2019/2148 E. 2019/1700 K.) Her ne kadar; Yargıtay 5....
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile sözleşmenin devamına, sözleşmenin geçerli olduğuna karar verildiği için teminatın iadesi ile ilgili isteğin reddine ve sözkonusu teminatın davalı uhdesinde bırakılmasına, birleşen davanın reddine dair verilen karar davalı-birleşen dosya davacısı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Yanlar arasında imzalanan 10.12.1998 tarihli sözleşme ile davacı Vakıf davalı kuruma ait taşınmaz üzerinde bulunan yalı köşkü binasının inşa, iç dekorasyon ve çevre düzeni işlerini yapmayı üstlenmiş, bedel olarak da bu yerin sosyal ve kültürel kullanımı esas olmak üzere genel ahlaka, kanun ve yönetmeliklere aykırı olmamak kaydıyla çok amaçlı salon olarak kullanılması, 25 yıl sonra yapılan...
- K A R A R - Asıl ve birleşen davalar, ayıplı araç nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedelin iadesi veya tenzili ve uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Davalı vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan bir ayıbın bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının TTK’nun 25/4. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi ile iki ve sekiz günlük ayıp muayene ve ihbar yükümlülüklerine uymadığı, ancak aracın motor kaputunda meydana gelen boya kusurunun, üretim aşamasında ya da aracın tesliminden önce gerçekleşmiş olduğu, davalının bu ayıbı aracın ilgili kısmını boyamak suretiyle gizlediği ve aracı bu şekilde davacıya teslim ettiği, ayıp hile ile gizlendiğinden 818 sy....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yanlar arasında imzalanan sözleşmenin feshi nedeniyle davalıya verilen teminat mektubunun ve masraflarının iadesi, 2.000.000.000 TL maddi ve 2.000.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili, birleşen dava ise, sözleşmenin haklı feshi nedeniyle işin başkasına ihale edilmesi nedeniyle oluşan bedel farkının ve davalıya ödenen avansın iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen kararın Dairemizce bozulmasından sonra bozmaya uyan mahkemece her iki davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2020/49 ESAS-2020/328 KARAR DAVA KONUSU : AYIPLI MAL NEDENİYLE BEDEL İADESİ KARAR : Antalya 4....