Temyiz Sebepleri Davalı ...; Hukuk Genel Kurulu kararının sadece güven teorisine ilişkin olduğunu, ödeme makbuzu bulunmadığını, ıslahın zaman aşımına uğradığını, güven teorisinin Türk Hukuk sisteminde bulunmadığını, aynı daire için birden fazla dava açıldığını, 26 ay sonra sözleşeme imzalayanların güven ilkesinden yararlanacağından bahsedilemeyeceğini, birinci ve ikinci bilirkişi raporunun senetleri ödeme belgesi olarak kabul edilmesi hususunda farklı olduğunu, davalı ... A.Ş.'nin iflas ettiğini ve bunun iflas idaresine bildirilmesi gerektiğini, senetler üzerinde kriminal inceleme yapılması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taşınmazın harici satış sözleşmesi ile satın alınarak teslim edilmemesi sebebiyle sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1....
Davalı Termal&Termal vekili istinaf dilekçesinde özetle, sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, bu davada ki uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerektiğini, devre tatil sözleşmesi olmadığı için sözleşmenin hiçbir satırında cayma hakkı düzenlenmediği gibi sözleşmeden cayıldığı beyanının da hukuki dayanak yoksun olduğunu, müvekkilinin tüm edimlerini ifa ettiğini, davacının konaklama yapmadığından bahisle cayabileceğinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi (devre mülk satış sözleşmesi)nden kaynaklanan sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tapu iptal ve tescil davasıdır. Taraflar arasındaki 08/02/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde, tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 05.02.2007 tarihli sözleşmenin feshi ile davalıya yapılan fazla ödemenin iadesi istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı tarafından açılan davada 05.02.2007 tarihli sözleşmenin feshi de talep edilmiş, mahkemece fesih isteminin reddine karar verilmiştir. Oysa yanlarca imzalanan sözleşme bedel karşılığı kararlaştırılan eser sözleşmesi olup fesih iradesinin karşı tarafa ulaştırılması ile sona erecek niteliktedir. Davacının 06.03.2007 tarihli fesih iradesinin davalıya ulaşması ile akit son bulmuştur....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ifasının götürü bedel olarak kararlaştırılan miktarın fahiş şekilde aşılması nedeniyle imkansızlaşması sonucuna bağlı olarak sözleşmenin feshi ve kesin teminat mektubunun iadesine karar verilmesi istemine ilişkin olup; mahkemece davanın fesih istemi yönünden kabulüne, teminat mektubunun iadesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davalı iş sahibi idare vekilince temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca, kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda yargılamanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir....
Bölge Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet göstermek üzere 12/07/2004 tarihinde acentelik sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmenin her yılın temmuz ayının 12'si itibari ile sükut halinde kendiliğinden 1 yıl uzamakta olduğunu, davacının bu şekilde acente olarak faaliyetini sürdürmekte iken davalının bir takım soyut gerekçelerle ihtarname göndermek suretiyle sözleşmenin 22. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle sözleşmenin feshedildiğini, ancak haziran ayı üretiminden kaynaklanan temmuz ayı komisyonunun ödenmediğini, ileri sürerek 4.500 TL'nin ve ayrıca 1.400 USD tutarındaki nakdi teminatın (tahsil tarihindeki kur karşılığı TL olarak) ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini bu nedenle davacının komisyon talep etme hakkının bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece harçlandırılmayan teminat mektubunun iadesi talebi yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, davacının peşin harcı ikmal ettiği zararın tazmini talebi yönünden de dosyanın işlemden kaldırılması ve sonrasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi yerinde olmamıştır...'' gerekçesiyle mahkememiz kararını kaldırmıştır....
Yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi'nce konut alanının tel örgü ile çevrilmesinde davalının kusuru olmadığı, satış tarihinde ifrazların tamamlanmış ve ifrazın gerçekleşmiş olması, tapu kaydından bu durumun kolayca anlaşılabilmesi dikkate alınarak davanın ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmişse de; taşınmazların tapu kayıtlarının incelenmesinde; davanın açıldığı tarih itibariyle her iki dükkanın da davalı ... adına kayıtlı olduğu, sözleşme bedelinin davalı tarafa ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, ancak tapunun devredilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi talebi, tek taraflı bir irade beyanı niteliğinde olup, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Bu durumda, mahkemece davacının sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesine yönelik talebinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eskik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Tüketici Mahkemesince, uyuşmazlık konusu yapılan sadece sözleşmenin feshi olmadığı, tapunun davacı adına kayıtlı olması nedeniyle tapu iptal ve tescil talebini de içerdiği dolayısıyla HMK'nun 12. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebi yönünden gayrimenkulün aynından kaynaklanan dava yönünden taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Yalova 3. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ) Mahkemesince, davalı taraflarca süresinde ve usulüne uygun şekilde yapılmış bir yetkisizlik itirazı bulunmadığı, dava konusu ihtilafın ve davacı talebinin taraflar arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, davanın hukuki niteliği gereği kesin yetki kuralı teşkil etmeyen ve süresi içerisinde ileri sürülmeyen yetki itirazı üzerine mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
K A R A R Davacı, davalı şirkete ait internet sitesi üzerinden iki adet tatil paketi satın aldığını, 4.460,00 TL bedel ödediğini, Yasadan kaynaklanan cayma hakkını kullanmak istemişse de davalı şirketin olumsuz yanıt verdiğini ancak henüz hizmetten yararlanmadığı için cayma süresinin başlamadığını ileri sürerek sözleşmenin feshi ile ödediği miktarın davalıdan ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının internet üzerinden konaklama hizmeti satın aldığını, bu işlemin mesafeli satış niteliğinde olduğunu yasal cayma süresinde sözleşmenin feshedilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkı kullanma süresinin hizmetin verildiği tarihte başlayacağı belirtilerek henüz hizmetten yararlanılmaması nedeni ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir. Bu durumda davacının açıkça sözleşmeden döndüğü ve sözleşmenin feshini talep ettiği kuşkusuzdur. 4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Her ne kadar yasada “ Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir.” Hükmü mevcut ise de somut olayda dava konusu edilen satıma konu eşya mobilya olup her zaman göz önünde bulunan ve umulan faydadan ziyade estetik amaçlı olarak kullanılması hedeflenen bir mal olduğundan tüketicinin ayıplı eşyanın görüntüsüne katlanmasını beklemek doğru değildir....