çekişme konusu taşınmazların müşterek murisleri ... ve ...’tan intikal ettiği ve terekenin usulünce taksim edilmediği iddiasıyla tapu iptali ve tüm mirasçılar adına tescil istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacı ... müşterek murisler ... ve ... terekesine temsilci olarak atanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir taşınmaza ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi uyarınca, tüm malikler tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm malikler tarafından birlikte açılması gerekir. Bir paydaşın, özellikle acele hallerde diğer maliklerin de menfaatini korumak için, bütün malikler adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir davaya tüm maliklerin katılımı sağlanmadan yürütülemez....
. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı tarafından, ön alım hakkına dayanarak açtığı tapu iptali ve tescili davası sonucunda … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iktisap ettiği Adana İli, … Mahallesi, … ada ve … parselde bulunan taşınmaz üzerinde önceki malikler … ve …'ın ortağı olduğu şirketin vergi borçları nedeniyle konulmuş olan 03/05/2014 ve 15/05/2014 tarihli hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/06/2013 gününde verilen dilekçe ile şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/09/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, 125 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, davalının 01.04.2010 tarihinde 1/2 pay satın aldığını belirterek şufa hakkına dayalı tapu iptali ve tescili isteminde bulunmuştur. Davalı, taşınmazda önceki malikler tarafından taşınmazın fiilen taksim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın kabulüne dair bu hüküm Yargıtay 6....
Sitesi'nin 04.09.2013 tarihinde yapılan toplantısının ve toplantıda alınan kararların iptali ile 2012 yılı hesaplarının incelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davacı ...'a 04/09/2013 tarihli kat malikleri genel kurul davetiyesinin tebliğinin 28/08/2013 tarihinde gönderildiği 05/09/2013 tarihinde bekleme müddeti bittiğinden tebligat yapılmaksızın iade edildiği anlaşılmakla davacıya usulüne uygun tebligatın yapılmadığı belirlenmiş olup bu sebeple olağanüstü kat malikler kurulunun toplantısının toplantıdan en az 15 gün önce tebliğ edilmesi koşuluna uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; incelenmesi istenen mahkeme kararının gerekçe kısmında denetim raporuna atıfta bulunduğuna göre anılan kararda bir isabetsizlik bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili, dava dilekçesinde davacıların murisi,.... paydaş olduğu taşınmazlarla ilgili olarak verilen yönetici kayyımlığı kararının kaldırılmasını istemiş, mahkemece kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, yönetim kayyımlığının kaldırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ....Hukuk Mahkemesinin.... sayılı kararı ile ......ı parsellerde malikler ...... ulaşılamadığından bu kişilere ..... yönetim kayyımı olarak tayin edildiği, .....Sulh Hukuk Mahkemesinin ....sayılı ilamı ile de ...alik olduğu bu parseller için kayyımlığın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece davalının yasa hükümleri uyarınca malikler kurulu kararlarına uymakla yükümlü olduğu, iptal edilmemiş ve kesinleşmiş kurul kararları gereği maliklerin genel gider, avans, aidat bedelini ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ... 24. İcra Müdürlüğünün 2014/11682 sayılı dosyasında 31.160,00 TL asıl alacak 5.842,00 TL işlemiş gecikme tazminatı toplamı 37.002,00 TL'ye yönelik itirazın iptaline, asıl alacak likit ve muayyen olduğundan asıl alacağın %20'si 6.232,00 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava, yönetim aidat bedelleri için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Dava kooperatif aidat borcundan kaynaklanan icra takibine itirazın iptali davası olarak açılmış, davacının ... olduğu anlaşılmış ise de mevcut Yargıtay onamasından da geçerek kesinleşen ... 10....
Dosyanın incelenmesinde, 108 parselde kat mülkiyetinin kurulu olduğu, toplam üç bağımsız bölüm bulunduğu, davacının 3 nolu, davalının ise 2 nolu bağımsız bölümün maliki olduğu, dava konusu istemin 108 parsel sınırları içerisindeki ortak yerlere davalının müdahalesinin önlenmesi ve eski hale getirilmesi ve tazminat istemine ilişkin olduğu, tazminat istemi yönünden bir zararın varlığının tespit edilmediği ve davanın ispatlanamadığı, kat mülkiyeti kurulu tek parseldeki malikler arasındaki parselin ortak yerlerine müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilmesi davasının Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 1-Tazminat istemi yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre; zararın varlığına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesi ile istemin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilmesi istemi yönünden; Dava konusu...
-TL işlemiş faiz üzerinden iptali ile takibin bu şekilde devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve yasal şartları bulunmayan icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 67 vd maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacının davalılar aleyhine Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2013/ 8823 Esas sayılı dosyasında Ekim 2012 tarihi ile Mayıs 2013 tarihleri arasında ortak yaşam bedeli 3219,62....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, .... mahallesinde bulunan 6430 ada, 8 parseldeki kat mülkiyetine tabi 5 nolu bağımsız bölüm .... adına, 20030 ada, 6 parsel ise .... adına kayıtlı iken, ....adına düzenlenen sahte vekaletname ile davacıya satışlarının yapıldığı, bu durumu öğrenen gerçek tapu maliklerince davacı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davaları sonucunda davacı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile gerçek malikler adına tapuya tescile karar verildiği, bu kararların kesinleştiği ve taşınmazların halen gerçek malikler adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Buna göre, usulsüz işlemin sahte vekaletnameden kaynaklandığı sabittir. Diğer bir anlatımla zarar tapu sicilinin tutulmasından değil, sicilin düzenlenmesinde etken olan sahte vekaletname tanziminden kaynaklanmaktadır. TMK'nın 1007. maddesinde öngörülen sorumluluk kusursuz sorumluluktur. Yani zarar gören, davalı idarenin kusurunu ispatlamak zorunda değildir....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazların sahte vekaletname ile .....isimli şahıs tarafından davacı şirkete satıldığı, daha sonra bu durumu öğrenen gerçek malikler tarafından davacı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davaları sonucunda tapularının iptali ile önceki malikler adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan, Devlet sorumludur. ''hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamamkta, sadece Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....