Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 1658 ada 1 parsel sayılı taşınmaz malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş, 23.03.2000 tarihinde imar-ıslah uygulaması nedeniyle 10096 ada 7 parsel sayısını alarak 110.33 metrekare yüzölçümlü arsa niteliği ile davalı olarak tescili yapılmıştır. Davacı Hazine dava konusu taşınmazın malik hanesinin boş olduğunu ileri sürerek Hazine adına tapuya tescil istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında ... mirasçıları davaya müdahil olmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 10096 ada 7 parsel sayılı taşınmazın açık olan malik hanesinin davacı Hazine adına doldurulmasına ve taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, dava konusu taşınmaz üzerindeki “binanın davalı ..., ...'...

    Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın zilyetliğe dayalı tazminat davası olup davaya bakma görevinin 743 sayılı MK.nin 894 ve 897. maddeleri uyarınca... Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davacının zilyetliğine saldırı iddiasında bulunmadığı, mülkiyet iddiasına dayalı tazminat talebi olduğu ve görevli mahkemenin ...asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; dava konusu taşınmazın orman vasfı ile tespit dışı bırakılan yerlerden olduğu, taşınmazın davacı tarafından ekilip biçildiği, davalıların ekili olan ürünlere haksız olarak zarar verdiği iddiasıyla zararın tazmini ve tespit dosyasında yapılan giderlerin tahsili talep edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı yol olarak bırakılan yerin davacı adına tescili istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.09.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Ayrıca Kadastro Mahkemesinde davacılar ... ve arkadaşları tarafından, tapu kaydına vergi kaydına ve irsen intikale dayanılarak malikhanesi boş bırakılmış olan taşınmazın adlarına tescili istemi ile Hazine ve Koçpınar Köyü Tüzel Kişiliği hasım gösterilmek suretiyle dava açılmış; ... da satın alma iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Kadastro Mahkemesince bu dava dosyası ile çekişmeli parsel tutanağı ve aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacıların davalarının reddine, müdahil ...’nın davasının kabulüne çekişmeli parselin davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.04.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Davacı ..., 1182 parselle bütünlük arzettiği iddiasıyla bitişiğinde köy boşluğu olarak tescil harici bırakılan alanın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro sırasında tescil harici bırakılan yer hakkında zilyetliğe dayalı tescil istemi ile açılmıştır. Mahkemece, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç mevzuata uygun bulunmamaktadır. Ayni haklar, yasal sınırlama bulunmadığı sürece her zaman ve herkese karşı ileri sürülebilir....

            Şöyle ki; toplanan deliller ve uzman bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamından davacı gerçek kişinin kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetliğe dayanarak adına tescili talebi ile dava açtığı, çekişmeli taşınmazın yörede 1957 yılında yapılan genel kadastro çalışmalarında devlet ormanı olarak tescil harici bırakıldığı, çekişmeli taşınmazın yörede 12.08.1987 yılında ilan edilen orman kadastro çalışmasında orman sınırları dışında bırakıldığı anlaşılmakta olup her ne kadar yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın davacı tarafından 30 - 40 yıldır kullanıldığını ifade etmişlerse de, kadastro işlemi olan tesbit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. 6831 Sayılı Orman Yasasının 1. maddesi gereğince, "Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaçcık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır."...

              Şöyle ki; toplanan deliller ve uzman bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamından davacı gerçek kişinin kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetliğe dayanarak adına tescili talebi ile dava açtığı, çekişmeli taşınmazın yörede 1957 yılında yapılan genel kadastro çalışmalarında devlet ormanı olarak tescil harici bırakıldığı, çekişmeli taşınmazın yörede 12.08.1987 yılında ilan edilen orman kadastro çalışmasında orman sınırları dışında bırakıldığı anlaşılmakta olup her ne kadar yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın davacı ve önceki zilyetler tarafından 30 - 40 yıldır kullanıldığını ifade etmişlerse de, kadastro işlemi olan tesbit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. 6831 Sayılı Orman Yasasının 1. maddesi gereğince, "Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaçcık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır." zaman içinde taşınmaz üzerindeki orman örtüsünün kaldırılmış olması o yerin orman niteliğini...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, kadastro tesbitinde hakkında tutanak düzenlenmeyen haritasında yol olarak bırakılan yerin kadastro öncesi sebebe ve zilyetliğe dayalı olarak tescili istemine ilişkin olup, hüküm Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 16.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Köyünde bulunan taşınmazın tapulama dışı bırakıldığını ve uzun yıllardır zilyetliğinde olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme şartlarının oluştuğu iddiası ile taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıt ve tescili talebiyle dava açmıştır. Mahkemece, taşınmaz orman sayılan yerlerden olduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava arazi kadastrosu sırasında tapulama harici bırakılan taşınmazın Medenî Yasanın 713 . maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılan ve 06.05.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1981 yılında yapılıp kesinleşmiştir. Dava tarihi ile genel arazi kadastrosunun kesinleşme tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir....

                    Mahkemece, dava konusu taşınmazın köy boşluğu olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Ş.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Davalı Ş.. B.. vekili 14.11.2008 tarihli davaya cevap dilekçesi ile dava konusu taşınmazın ilçe sınırları dahilinde kaldığını bildirerek belediye adına tesciline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. TMK.nun 713. maddesinin 6. fıkrasında; açılmış bulunan tescil davasında davalıların aynı davada kendi adına tescilini isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu