DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İşbu davanın davacının babası tarafından aslında davacıya verilmek istenen fakat o dönemde davacının borçları ve ekonomik sıkıntıları sebebi ile davalı adına tescil edilen dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacının babasının davacıya bağışı olduğundan bahisle tazminat istemine ilişkin olup, davanında asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, her ne kadar Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından işbu davanın mal rejiminden kaynaklı alacak olduğundan bahisle Dairemize aidiyet kararı verilmiş ise de, davacının talebinin mal rejiminin tasfiyesi değil, aslında davacıya ait olan ancak bazı nedenlerle davalı adına tescil edilen hisse için alacak talebi olması sebebi ile mal rejiminin tasfiyesinden bahsedilemeyeceği, istinaf inceleme görevinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Mümkün Olmaması Halinde Katılma Alacağı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair 8. Hukuk Dairesinin 13.04.2021 gün ve 2021/1405-2021/3429 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Uyuşmazlık ve hüküm, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde alacak isteğine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı iş bölümü kararı uyarınca davanın niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Dairemize ait ise de, karar düzeltme istemini inceleme görevi ortak hükümler 3. maddesindeki "Temyiz incelemesi tamamlanarak mahalline gönderilen dosyalara ilişkin karar düzeltme istemlerinin incelemesi kararı veren daire tarafından tamamlanır." düzenlemesi gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Mümkün Olmaması Halinde Alacak Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair 8. Hukuk Dairesinin 22.02.2021 tarihli, 2020/2248 esas, 2021/1517 karar sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Uyuşmazlık ve hüküm, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde alacak isteğine ilişkin olup Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı iş bölümü kararı uyarınca davanın niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Dairemize ait ise de, karar düzeltme istemini inceleme görevi ortak hükümler 3. maddesindeki "Temyiz incelemesi tamamlanarak mahalline gönderilen dosyalara ilişkin karar düzeltme istemlerinin incelemesi kararı veren daire tarafından tamamlanır." düzenlemesi gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir....
Somut olayda, davacı ...’nın dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebinde bulunduğu, ayrıca miras hakkından kaynaklı alacak talebi bulunmadığı, mahkemece davacının ayrıca mirastan kaynaklı alacağının da tespit edilip miktarla bağlı kalınarak alacağın tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davacı kadının sadece belirlenen 412.500,00 TL katılma alacağının olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak 378.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde talep aşılarak ayrıca miras hakkından kaynaklı alacak miktarının da tespit edilip alacağa hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından ve ayrıca sonuç itibarıyla hükmedilen alacak miktarı doğru olduğundan, gerekçenin düzeltilmek suretiyle hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava; TMK'nun 240.maddesine dayalı ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan aile konutunun özgülenmesi, olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Davacı ile müteveffa ..., 21.03.1946 tarihinde evlenmişler, taraflar arasındaki mal rejimi, eşlerden ...'nin 18.04.2012 tarihinde ölmesi üzerine sona ermiştir. Dava konusu ... parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm, 28.09.1987 tarihli resmi senet ile müteveffa tarafından 3.kişiden satın alınmış ve 01.02.1989 tarihninde kat mülkiyeti tesisi suretiyle müteveffa ... adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/1. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölen eşin son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu yetki kesin olup(TMK'nun 576. m) dava şartıdır(HMK'nun 114/ç. m)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacağı istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mal rejimi yurt dışında boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erecektir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir (TMK m.180, 206, 208, 225)....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, ölüm nedeniyle sona ermiş evlilikte ölen eşin mirasçısı tarafından açılmış mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere Aile Hukuku'ndan (TMK'nun m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Yukarıda açıklandığı gibi; uyuşmazlık mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davası niteliğinde olup; görevli mahkeme Aile mahkemesidir. Durum böyle iken mahkemece hatalı sonucu davanın ortaklığın giderilmesi davası olarak kabul edilip, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olmuş; hükmün bozulması gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece Mahkemesinin verdiği karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; pay taleplerinin arsa için olmayıp, arsa üzerinde yapılan yapı ile ilgili olduğunu, söz konusu yapının keşif tarihi itibari ile 16 yaşında olduğunun tespit edildiğini, yani bu yapının 2003 yılı başlarında yapıldığını, yasal mal rejiminin bu yapıya ilişkin edinilmiş mallara katılma rejiminin yürürlüğe girdiği tarihten sonrasına denk geldiğini, yapının edinilmiş mal kapsamında olduğunu, davanın kabulünün gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Dava; dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebi niteliğindedir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....