"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak Talebi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davaların bileştirilmesi kararı verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ... A R A R Davacı ... vekili, davalının davacıya karşı ... 1. Aile Mahkemesinin 2011/2027 Esas sayılı dosyasında paylaşım davası açtığını, açıklayarak öncelikle dava dosyalarının birleştirilmesini, ...'de 4853 parselde kayıtlı taşınmaz açısından mal rejiminin tasfiye edilerek, şimdilik 10.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; eldeki dosyanın ... 1....
Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır. (4721 sayılı Kanun, md.227/1, md.231 md.236/1), (YİBGK; 1953/18 E., 1953/7K.) 3. Somut olayda, Mahkemece, davanın muvazaaya dayalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan hukuki nitelendirme hatalı hatalı olmuştur. Şöyle ki, davacının dava dilekçesinde taşınmazın mal kaçırmak amacıyla devredildiği belirtilerek kaydın iptali ile önceki malik davalı eş adına değil, davacı adına tesciline karar verilmesi talep edildiği anlaşılmakla, iddianın ileri sürülüş şekline göre, dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan kooperatif kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin İptali DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 20.10.2016 K A R A R Dava, taraflar evli iken düzenlenen ancak aile hukuku ile ilgisi olmayan 02.11.2010 tarihli adi nitelikli sözleşmenin, taşınmazın devrinin ancak Tapu Kanunu'nun 26.maddesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 288.maddesi uyarınca resmi şekilde yapılacağı ileri sürülerek geçersizliğinin tespiti ile iptali isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan bir istek bulunmadığına göre, hükmü temyizen inceleme görevi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Dava,ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, aile konutu şerhi ve katılma alacağını mahsuben aile konutunun özgülenmesi ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK'nin 19. maddesi gereği genel muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan bir istekte bulunulmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 karar ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (4.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Ancak haklarımdan feragat etmedim...” şeklinde beyanda bulunduğu, delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar davacı erkek tarafından düzenlenen dilekçe mal rejiminin tasfiyesine ilişkin açıklamaya içermiyorsa da davacı erkeğin, dilekçe altındaki imzanın kendisine ait olduğu ve dilekçe içeriğini tevil yollu ikrar ettiği, dinlenen tanık beyanlarına, özellikle tarafların ortak çocukları ...’in beyanlarına göre, davacı erkeğin icra borçlarının davalı kadın tarafından ödenmesi nedeniyle davacı erkeğin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan haklarını davalı kadına hibe ettiği, İlk Derece Mahkemesi kabulünün de bu yönde olduğu, söz konusu dilekçenin boşanma dava tarihinden, diğer bir anlatımla; tasfiye alacağı hakkının doğduğu tarihten sonra verildiği, davacı erkeğin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan haklarını davalı kadına bağışlaması sebebiyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğinde bulunamayacağı, ancak bağıştan dönme koşullarının varlığı halinde...
KARAR : Direnme-ret Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince, Dairemizin bozma kararına karşı, tarafların anlaşmalı boşanma dava dosyasındaki beyanlarına göre mal rejiminin tasfiyesini gerçekleştirdikleri gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir....
Dava, 22.12.2006 tarihinde edinilerek davalı adına tapuya kaydedilen 40 nolu daire ile ilgili olarak açılmış bulunan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa alacak isteğine ilişkindir. Taşınmazın edinme tarihi itibarıyla taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu açıktır. TMK.nun 214/2. maddesinde, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda; taraflar 12.3.2007 tarihinde kesinleşen İstanbul 2. Aile Mahkemesi’nin 28.12.2006 tarih 2006/816 Esas 2006/923 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır....
Mahkemece yapılacak iş; 50.000 TL ivaz yönünden davanın tefrik edilerek, yeni esas üzerinden Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebi hakkında ise, özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nin 297. (Mülga HUMK mad. 381, 388 ve 389.) ve 27. maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olmalıdır....
Davacı kadının dava dilekçesindeki anlatımına göre talebinin açık olmadığı, mahkemece tefrik öncesi, dava dilekçesi içeriğinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebi olmasına rağmen talep sonucu bölümünde bu husustan bahsedilmemesi nedeniyle açıklama için 2 hafta kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından herhangi bir dilekçe sunulmadığı, fakat verilen kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının hatırlatılmaması sebebiyle usulüne uygun olmadığı, mahkemece talep tefrik edilerek yargılamaya devam edildiği ve yargılama sonucunda davacının yukarıda bahsedilen 29.01.2019 tarihli dilekçeyi sunduğu anlaşılmaktadır....