"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, mal rejimine dayanılarak alacağın eş tarafından tahsiline yönelik yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay (8) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince, tarafların evlilik birliği içerisinde alınan eşyalara yönelik tazminat ve manevi tazminat talebinde bulundukları, dava konusunun mal rejimine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usulleri'ne Dair Kanunun 4.maddesinin 1.bendinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısım harici olmak üzere ikinci kitabı ile Türk Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre Aile Hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemelerinin görevli olduğu belirtildiğinden, talep mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, aile mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 11. Aile Mahkemesince ise maddi tazminatın evlilik öncesi yapılan masraflara ilişkin olup yine manevi tazminatın da borçlar kanunu kapsamında haksız fiile dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
/c maddesinde; UPS katılımcı firmaların keseceği proforma faturalarda içeriği beyan edilen mallardan başka malı taşımayacağını, 5/f maddesinde; katılımcıların sergileyeceği mallarla ilgili olarak verecekleri mal bildirim listelerinde ve proforma faturalarda kayıtlı olan mal çeşit ve miktarları verecekleri koli ve sandıklardaki mal çeşit ve miktarları ile aynı olacağını, koli veya sandıklarda genel ithalat ve ihracat rejimine aykırı mallar bulundurulamayacağını, bundan sonra doğacak maddi ve manevi sorumluluğun katılımcıya ait olacağının kararlaştırıldığını, davalı tarafın beyanı haricinde malları müvekkil şirkete teslim ettiğini ve bu durumun Rus Gümrük görevlilerince tespit edildiğini, bu tespit üzerine de müvekkil şirkete 1.500 Euro ceza kesildiğini, bu cezanın faturalandırıldığını ve davalıya gönderildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine de İstanbul 12....
Mal rejimine ilişkin davalar ise boşanmanın eki (fer'i) niteliğinde davalar olmadığını söylemekteler. Konunun çok tartışmalı olduğu ve henüz bir birlikteliğin gerek doktrinde ve gerekse uygulamada sağlanamadığı görülmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...iddia ettiği hususların gerekçe gösterilmeksizin kabul edilmemesinin yerinde olmadığını,tanık beyanları ve deliller üzerinde dairemizce değerlendirilmeye esas açıklık serdedilmediğini,1997 yılında üye olunan kooperatif hissesinin, müvekkilinin kişisel malı olduğunu,diğer dairenin de 1997 yılından bu yana Oyak Konut edindirme fonundaki kişisel birikimler ile edinildiği için kişisel mal olduğunu,aracın doğrudan davalı babaya ait olduğunu,bu hususları ispatladıklarını ancak tanık ifadelerine üstünlük tanınmamasının nedeninin kararda irdelenmediğini,oranlama yapılmadan yasal faize hükmedildiğini,kararın ortadan kaldırılmasını"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Dava ;mal rejimine dayalı alacak ve tasarrufun iptali taleplerinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın edinilmiş mal grubuna dahil bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 1451 ada 33 parselin davalı üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile ½ hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 1.9.2000 tarihinde evlenmiş, 11.6.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.5.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, taraflar evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/119 Esas 2012/220 Karar sayılı 12/09/2012 tarihli ilamı ile yasal mal rejiminin mal ayrılığı rejimine dönüştürülerek şikayete konu taşınmazın 1/2 oranında hissedarının ... olduğunun tespiti ile bu hususta tapu kütüğüne şerh düşürülmesine karar verildiği görülmektedir. Mahkeme kararı taşınmazın 1/2 hissesinin şikayetçi adına tesciline ilişkin bir hüküm içermemektedir. Haczin konulduğu 09.02.2007 tarihinde taşınmaz, borçlu adına kayıtlı olduğundan taşınmaz üzerine haciz konulmasında bir usulsüzlük yoktur. Şikayete konu taşınmaz dosyadaki mevcut tapu kayıtlarına göre tam hisse ile borçlu adına kayıtlı olduğundan şikayetçinin taraf sıfatı bulunmamaktadır. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir....
satın alabilecek ekonomik durumunun olmadığını, bu taşınmazların evlilik birliği içerisinde satın alınmış olduğundan eşler arasındaki mal rejimine tabi olduğunu, mal paylaşımı davasına konu edileceğini, eldeki davadan hemen sonra da mal paylaşımı davası açılacağını belirterek dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile T4 adına tescilini talep ve dava etmiştir....
TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine (4722 s. K.m. 10/1) göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Dosyadaki belge ve bilgilere göre karı ve kocanın her ikisi de yurt dışında çalıştığından, iki tarafın da belirli bir gelire sahip olduğu ve davacının taşınmazın edinmesine katkıda bulunduğunun kabulü yerindedir....
Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir. Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde(01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir....