Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince, düğünde davacıya takılan ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacının bilgi ve rızası ile bozdurulup evlilik birliğinin gerektirdiği masraf ve harcamalara sarf edildiği, bunların daha sonra davalı tarafça borç alınıp iade edileceğine dair veya davacıdan zorla alınıp bozdurulduğuna veya bunların davalıda olduğuna dair bir delil ve iddia bulunmadığı görüldüğünden davacının ziynet eşya alacağı talebi yerinde bulunmadığından sübut bulmayan davanın reddine" gerekçesi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş ise de, davalının süresinde cevap vermemesi nedeniyle davalı tanıklarının beyanlarının hükme esas alınamayacağı, erkeğin sosyal inceleme raporundaki beyanında düğünde takılan altınların ihtiyaçlar için harcandığını beyan etmesi, davacı kadının ise ziynet eşyalarını davalının kendisi ve ailesinin vatandaşlık işlemleri ve borçları için aldığını, geri ödemediğini iddia etmesi ve bu iddiasının tanıklarınca doğrulanması, davacı kadının bileziklerden...

Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin (TMK m. 174/l-2) reddedilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 2- Ziynet eşyası alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5. maddesi hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık , şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararın da kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur. (HUMK m. 381/2). Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyası alacağı K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ziynet eşyası alacağına ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür....

      Somut olayda, mahkemenin çeyrek altınların ziynet eşyası olmadığına ilişkin gerekçesi isabetli değildir . Çeyrek altınların diğer ziynetlerden farkı olmadığı için bunlar da tıpkı bilezikler vb gibi kadına bağışlanmış sayılır,yukarıda anılan karineler de çeyrek altınlar için de geçerlidir. Mahkemece, çeyrek altınlar da ziynet eşyası kabul edilerek taraf delilleri değerlendirilerek, yukarıda anılan ilkelere göre, davacının bu talebi yönünden de sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; yasal olmayan gerekçeler ile talebin reddi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Davacının evlilik birliği içinde yapılan birikim ile alınan altınların yarısına ilişkin talebi ise; "Değer Artış Payı" isteğine yöneliktir. (TMK.m.227) Bu isteğin esası "eşler arasındaki mal rejimi" sona ermedikçe dinlenemez. Dava tarihi itibari ile, tarafların evli olduğu, aralarındaki mal rejiminin henüz sona ermediği anlaşılmaktadır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece katılma alacağı yönünden ıslah edilen davanın kabulüne karar verildiği, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelin iadesi istemine ilişkin ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından reddedilen ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelin iadesine ilişkin dava yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

        İcra Müdürlüğünün 2007/1582 talimat sayılı dosyasından, davacının eşinin borcundan dolayı davacının şahsına ait ziynet eşyası ve takının 29.02.2008 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, haczin borçlunun evinde yapıldığından mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğunu,hazır bulunun borçlunun babasının da aynı mallarla ilgili istihkak iddiasında bulunduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının takıları düğünde takıldığını iddia etmiş ve bu iddia tanık, video görüntüleri ve bilirkişi raporu ile ispatlandığından bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ,3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ziynet eşyası alacağı, ziynet eşyası davasında erkek yararına hükmedilen vekalet ücreti ve boşanma davasında vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden; davalı erkek tarafından ise ziynet eşyası alacağı, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların ziynet alacağı davası yönünden temyiz itirazlarının incelemesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 44. maddesi ile 6100 sayılı Kanuna eklenen Ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanununun...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; her iki boşanma davası ve kadının reddedilen ziynet eşyası davasına dair vekâlet ücreti yönünden, davalı davacı kadın tarafından ise; tazminatların miktarları ve ziynet eşyası davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı-davalı erkeğin kumar oynaması tek başına davalının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez....

              Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (....... Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701-6067, ....... Dairesi 06.03.2012 tarih ve 2012/333-3494, ....... Dairesi ....03.2013 tarih ve 2013/3318-4289) ....

                UYAP Entegrasyonu