Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, ziynet alacağı yönünden davanın reddine, çeyiz eşyası alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının başka bir kadından çocuğu olduğunu öğrenmesi ve facebookta o kadını eşi olarak gösterdiğini görmesi üzerine sadece üzerindeki kıyafetlerle müşterek haneden ayrılmak zorunda kaldığını, çeyiz eşyalarını, giysilerini alamadığını, sadakatsizlik sebebiyle boşanma davasının açıldığını, davalı ile aralarında mal rejimi sözleşmesinin bulunmadığını, çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, düğünlerinde takılan CD kayıtları ile tespiti mümkün olan 4 milyarlık altının bugünkü rayiç bedeli üzerinden değerinin...

      Bundan ayrı; davacı vekili boşanma dosyasına verdiği dilekçede, ziynet eşyaları olarak; 50 adet çeyrek, 2 adet yarım, 2 adet Cumhuriyet, 2 adet 40 gr'lık bilezik, 300 EU ve 5100 TL olarak bildirmesine karşılık, eldeki dosyayla birleşen dava dosyasına verdiği dilekçede, 300 EU, 5100 TL, 65 adet çeyrek, 5 adet Cumhuriyet, 5 adet yarım altın, 3 adet 20 gr'lık bilezik, 3 adet 10 gr'lık bilezik ve 1 adet 55 gr'lık setten oluşan ziynet eşyası olarak bildirilmiş, mahkemece birleşen dosyadaki talep miktarı ile bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının boşanma dosyasına verdiği dilekçedeki talep miktarı ile birleşen dosyadaki ziynet eşyası miktarı arasında açıkça çelişki bulunmaktadır....

        temerrüt faizinin bu zararı karşılamaya yetmeyeceğini, somut olay ve yerel mahkemenin ret gerekçesi itibariyle, davacının ödenen para ve faizi ile dava konusu ziynet eşyalarını (altınları) alamadığını, bu şartlarda davacının zararlarının kanıtlamış olduklarının kabulü gerektiğini, davalının dava konusu ziynet eşyalarını iade etmeyerek en geç ziynet eşyası alacağı davasının dava tarihi olan 21/12/2017 tarihinde temerrüte düştüğünü, kesinleşmiş ziynet eşyası davasının da bunu gösterdiğini, yani davalının borcunu tam olarak ifa etmek için ya dava konusu altınların bedelini temerrüt tarihinde ödemiş ya da ziynet eşyalarını aynen iade etmiş olması gerektiğini, eğer borçlunun temerrüt tarihinde ziynet eşyası bedelini ödemiş olsaydı davacının bir zararı olmayacağını, yerel mahkemenin ve dayanağı Samsun BAM 4....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile muris'in 12/11/1976 yılında evlendikleri, mal rejiminin murisin ölüm tarihi olan 01/01/2020 tarihi itibariyle sona erdiği, dava konusu taşınmazın arsa olarak 03/04/2002 tarihinde davalı adına satın alma sureti ile edinildiği, üzerinde bulunan evin inşaat ruhsatının ağustos 2002 yılında alınarak evin inşasına başlandığı, dolayısıyla arsa ve üzerindeki evin edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, davalının arsa alınırken ve ev yapılırken düğünde takılan ziynetleri ve evlilik birliği içinde çalışması karşılığında kazandığı para ile birikim olarak aldığı altınların kullanıldığını iddia ettiği, evlilik birliği içinde çalışma karşılığı elde edilen para ile alınan altının kişisel mal olmayacağı, zira çalışma karşılığı elde edilen kazancın edinilmiş mal olup, onunla alınan altının da edinilmiş mal olması nedeni ile davalı lehine denkleştirme alacağı hesaplanmasına gerek olmayacağı, ancak davalının arsa alınırken ve ev yapılırken...

        Davalı erkek 02/12/2020 tarihli dilekçesinde, manevi tazminat yönünden istinaf talebinde bulunduğu, davacının yoksulluk nafakası, manevi tazminat ve ziynet eşyası alacağı davalarından feragat ettiğini, feragatini kabul ettiğini, kendisinin de istinaf talebinden feragat ettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti istemediğini beyan etmiştir. Davacı kadının, yoksulluk nafakası, manevi tazminat ve ziynet eşyası alacağı talebinden feragat etmesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının 2., 3. ve 4. nolu bentlerinin kaldırılmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası, manevi tazminat ve ziynet eşyası alacağı taleplerinin feragat nedeniyle reddine, davacı kadının ve davalı erkeğin istinaf talepleri konusuz kaldığından ve davalı istinaf talebinden feragat ettiğinden, davacının istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mal rejiminin tasfiyesi yönünden bir hüküm kurulmadığını, tefrik kararı da verilmediğini, ziynet alacağının reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın ziynet alacağı ve mal rejimi yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma; karşı dava ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        İleri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara ve ilk derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ile asıl ve birleşen boşanma davaları usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davalı-karşı davacının vekalet ücretlerine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ziynet eşyasının tarafına verilmesini talep ederek ziynet eşyası yönünden tam eda davası açmıştır. Davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ziynet eşyalarına ilişkin açıklamada ziynet eşyası alacağı davasını belirsiz alacak davası olarak açtıklarını beyan etmiş ise de dava türü ıslah ile değiştirilemez. Davacı vekilinin ziynet eşyalarını açıkladığı dilekçe de altınların değeri 10.000,00_TL belirlenmiş olup bilirkişi raporunda belirlenen ziynet eşyaları bedellerinden fazla olduğu görülmüştür ....

        Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

          HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının kusur durumu ve ziynet eşyası alacağı dışındaki dışındaki istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının kusur durumu ve ziynet eşyası alacağına yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, boşanmaya neden olan olaylarda davacının KUSURSUZ, davalının ise TAM KUSURLU olduğunun TESPİTİNE, Midyat 2....

          UYAP Entegrasyonu