alınmasına ve ortaklığa konu malların aynen veya satışı suretiyle bedellerinin paylaştırılarak tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak .... ile ..... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 15.02.2013 gün ve 70/144 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ..... vekili, dava dilekçesinde gerekçelerini açıklayarak dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tescili, kooperatif hissesi bedeli ile ortak döviz hesabından çekilen davacıya ait para miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını tamamladığı 8.4.2008 tarihli dilekçesi ile talebini mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak olarak ıslah etmiştir....
Dava eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Bilindiği üzere, ihtiyati tedbirin HMK’nda "Geçici Hukuki Korumalar" üst başlığı altında taraflar arasındaki ihtilafın çözümüne katkı sağlayan ve asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini temin eden ve hakların korunması bağlamında aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin ayrılmaz bir parçası olarak hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir usul hukuku müessesesi olduğunda kuşku yoktur. Talebin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Eşya Alacağı-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından talep edilen eşyaların tamamı 2.5.2009 tarihinde teslim edildiği, eşyalara ilişkin davanın konusuz kaldığının anlaşılmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının mal rejiminin tasfiyesine yönelik talebi hakkında 10.9.2009 tarihli oturumda tefrik kararı verildiği halde son hükümle tefrik kararı verilen bu konuda yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek...
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir. (TMK 222. m). Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun 227/1, 231, 236/1 m). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3.madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....
Aile Mahkemesi tarafından ise, TMK'nın 214. maddesi gereğince "eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesinin" yetkili olduğu hükmü karşısında açılan dava, öncelikle, katkı payı ve katılma alacağının tespiti ile aile konutunun gerekirse bedel eklenmek sureti ile davacı eşe özgülenmesine ilişkin olup; 214. madde gereğince kesin yetkili yer mahkemesinin ölenin son yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davalıların murisi ... Aydın'ın yerleşim yerinin "...", dava konusu taşınmazın da "..."da bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. TMK'nın 214. maddesi'nde “Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki mahkemeler yetkilidir: 1. Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi, 2....
Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 30 uncu maddesi, 33 üncü maddesi, 114 üncü maddesi, 115 inci maddesi, 165 nci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 225 nci maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı. 3. Değerlendirme 1.4721 sayılı Kanun'un 225 inci maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtayın ve Dairemizin devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R DURUŞMA İSTEMLİ Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın katılma payı alacağını karşılıksız bırakmak amacıyla muvazaalı olarak elden çıkartıldığı iddiası ile TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve eski şekli ile davalı eş adına tescili isteğine ilişkin bulunduğuna, davada mal rejiminin tasfiyesine dayalı bir istek bulunmadığına göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi...
Mahkemece, 11.10.2011 tarihli ara kararın 3 nolu bendiyle davalı karşı davacı vekiline mal paylaşımına ilişkin açıklayıcı beyanda bulunmak, değer bildirmek ve bildirilen değer üzerinden peşin nispi harcı yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde bu talebe ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına karar verilmiş, davalı karşı davacı vekili 25.10.2011 havale tarihli dilekçesiyle tarafların mal ve mali durumlarının tam olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklara saklı kalmak üzere şimdilik 1000 TL alacak talep ettiğini beyan etmiş, buna ilişkin harcı ise 25.10.2011 tarihli makbuz ile yatırmıştır....
kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....