"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... (...) ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen karar verilmesine yer olmadığına dair ... 6. Aile Mahkemesi'nden verilen 29.01.2013 gün ve 387/61 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında evlilik birliğinin halen devam etmekte olup uyuşmazlığın, eşlerin birbirine yönelik görevlerini yerine getirip getirmedikleri hususları ile birlikte mal rejimine dayalı hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, tarafların halen evli oldukları ve uyuşmazlığın mal paylaşımına ya da malların yönetimine ilişkin olmadığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı eşi lehine tesis ettiği intifa hakkının kaldırılmasını talep etmektedir. Buna göre dava, mal rejimi tasfiyesine ilişkin olmayıp intifa hakkının tapudan terkinine yönelik taşınmaz hukukuna ilişkin bir davadır. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 4....
Dava eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. madde başlığında "geçici hukuki korumalar" içerisinde düzenlenmiş ve aynı maddenin birinci fıkrasında; "mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" şeklinde ihtiyati tedbirin şartları belirtilmiştir....
Dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi, 4721 sayılı TMK nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra eşler arasında başka bir mal rejimi kararlaştırılmadıkça, yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. 01/01/2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlükte olduğu dönemde ise, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri gözönünde bulundurularak katkı payı alacağı hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (BK 544,TBK 646 m)....
Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak ..... ile...... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kabulüne dair Asliye Hukuk (Aile Mah....
Şöyle ki, banka hesabından paranın boşanma dava tarihinden (09.08.2017) yaklaşık bir buçuk yıl önce 06.01.2016 tarihinde hesaptan çekildiği, mal rejimin devamı süresince diğer eşin alacağını azaltmak kastıyla paranın hesaptan çekildiğinin davacı-davalı erkeğin iddia ve ispat etmesi gerektiği, erkeğin süresinde mal kaçırma kastıyla paranın hesaptan çekildiğini iddia etmediği gibi, tarafların arasındaki ilk boşanma dava tarihinden önce paranın çekilmiş olması, para çekildikten sonra ilk boşanma dava tarihinden önce kadın adına taşınmaz alınarak kadının mal edinmeye devam etmesi, tarafların barışarak bir araya gelmesi ve paranın çekildiği tarih ile mal rejiminin sona erdiği tarihler arasındaki süre ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mevcut delil itibariyle paranın mal kaçırma kastıyla bankadan çekildiği de ispatlanamamıştır....
O halde davalı-davacı erkeğin zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazları ile tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma ve inceleme kapsamı dışında kalan temyize konu mal rejimi tasfiyesine ilişkin bölümün ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1.480 TL vekalet ücretinin, Gülnaziye'den alınarak Sedat'a verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.11.2017(Salı)...
Somut olayda; Davacı yan taşınmaz ile ilgili edinilmiş mal kapsamında alacak talebinin yanında ayrıca araç yönünden de hem aynı sebeple alacak hem de aracın alımında kullanıldığı iddia ettiği düğün takılarının bedellerinin tahsilini talep etmektedir.Mahkemece öninceleme duruşmasında uyuşmazlık mal rejimine dayalı alacak ve ziynet eşyası alacağı olarak tespit edilmiş ve neticeten hem taşınmaz ve aracın tespit edilen bedellerinin yarısı oranında katılma alacağı hem de kuyumcu bilirkişi tarafından tespit edilen düğün takılarının bedellerinin toplamına katılma alacağı olarak karar verilmiştir.Oysa düğün takıları ile ilgili talep bilirkişinin de raporunda belirttiği üzere mal rejimine dayalı alacak niteliğinde değil kişisel eşyanın bedelinin tahsili niteliğindedir ve katılma alacağı içerisine dahil edilerek tek kalem halinde hükmedilmesi yerinde olmamıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların anlaşmalı olarak boşanmasına ve mal rejiminin tasfiyesine karar verildiği görüşünden hareketle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır....
Taraflar 24.09.1986 tarihinde evlenmiş, 24.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 12.05.2011 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava konusu taşınmaz, davalı eş tarafından 11.07.1996 tarihinde iktisap edilerek adına tescil edilmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Davacı kadının evlilik birliği içerisinde süreklilik arz etmemekle birlikte yevmiyeli olarak evlere temizliğe gitmek, gündelikçilik yapmak suretiyle çalıştığı tanık beyanlarıyla doğrulanmıştır. Bu durumda davacının dava konusu taşınmazın alımına az da olsa katkısının bulunduğu kabul edilmelidir....