Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir....
Eşler, anlaşmalı boşanmada mal rejiminin tasfiyesine karar verdikleri takdirde bu durum doğmamış bir hakkın kullanımı anlamına gelmeyecektir. Zira boşanma ile sona eren evlilikler yönünden mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik koşulu olarak boşanmanın gerçekleşmesi aranmakta ise de eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih kabulle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihi olup (TMK m. 225/2), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı dava tarihi itibariyle doğmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mal rejiminden kaynaklı hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, diğer bir ifadeyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilebilmesi için eşlerin boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiğidir. Anlaşmalı boşanmada ise eşler boşanma davası açmakla doğmuş hakları olan mal rejiminin tasfiyesine yönelik tasarrufta bulunabilirler. Uygulamada eşler boşanma davası ile eş zamanlı mal rejimin tasfiyesi davası açmaktadırlar....
Birleşen dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, bu tür davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Davalı-karşı davacının mal rejiminin tasfiyesi yönündeki talebi ile ilgili nispi peşin harç alınmamıştır. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Dosya kapsamından davalı-karşı davacı kadının adli yardıma ilişkin bir talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-karşı davacı kadına, mal rejimi tasfiyesine yönelik talebi yönünden nispi peşin harcı yatırması için süre verilmesi gerekir (Harçlar Kanunu m.30-32)....
Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejimin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Somut olayda, mahkemece, davanın ek dava olduğu, davacının Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/733 Esas, 2020/297 Karar sayılı dava dosyasında dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tuttuğu, ancak 25.04.2011 tarihinde harç ıslah ile talep miktarını 70.000,00TL’ye yükselttiği ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutmadığı, ayrı bir ıslah dilekçesi vermediği, harç tamamlama yoluyla ıslah hakkını kullandığı, fazlaya ilişkin kısım yönünden ek dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, Tire 1....
TMK.nun 225/2. maddesi hükmüne göre; kabul ile sonuçlanan boşanma davasının açıldığı tarihte eşler arasındaki mal rejimi sona erer. Başka anlatımla, boşanma kararı kesinleşinceye kadar eşler arasındaki evlilik birliği devam eder. Boşanma kararı ile evlilik birliğinin sona ermesi mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davaların görülebilirlik koşuludur. Somut olayda; eşler arasında görülen Denizli 2. Aile Mahkemesinin 2009/857 Esas sayılı boşanma davasının sonuçlanarak kesinleşmesi beklenmeden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
Davacı vekili dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tapu iptal tescil isteminde bulunmuş ise de, Mahkemece 10.06.2010 tarihli celsede talebin edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesine yönelik talep olup olmadığı, eğer buna ilişkinse davaya konu taşınmaza yapılan katkı miktarı ve katkı tarihinin ne olduğuna ilişkin açıklama yapması ve buna ilişkin harcın yatırılması için süre verildiği, verilen süre içinde davacı vekili tarafından sunulan 22.07.2010 havale tarihli dilekçeyle, davaya konu taşınmazın taraflarca müştereken edinildiği, taşınmazın bugünkü değerinin 250.000 TL olup, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yarısının mal rejimi gereği davacıya ödenmesini talep ettiği, yine duruşmada alınan beyanlarında da taşınmaz değerinin yarısını talep ettiğinin anlaşıldığı, buna göre davacının talebinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın tamamen kusurlu bulunmasına, davalının mal rejiminin tasfiyesine yönelik harcı verilerek usulüne uygun şekilde açılmış bir dava veya karşılık davasının bulunmamasına ve dava tarihinin 16.3.2006 olduğu halde karar başlığında 28.7.2006 tarihinin yazılmasının yerinde düzeltilebilir maddi hataya dayalı olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 60.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.02.2010 (Çrş.)...
Karaköse adına kayıtlı dava konusu 93 ada 366 parseldeki 19 nolu meskenin evlilik birliği içinde edinildiğini ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, davalı vekili cevabında boşanma dava dosyasına sunulan protokolün 3. maddesi gereğince davanın reddini savunmuştur. Sayın çoğunluk ile muhalefet görüşü arasındaki ayrılık, protokolde sözü edilen “mal” tabirinden, mal rejiminin tasfiyesine konu edilebilecek malvarlıklarının anlaşılıp anlaşılamayacağıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabının birinci kısmının dördüncü bölümünün başlığı “Eşler Arasındaki Mal Rejimi” dir. Bu bölümün ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ayırımları; sırasıyla “Edinilmiş Mallara Katılma”, “Mal ayrılığı”, "Paylaşmalı Mal Ayrılığı” ve “Mal Ortaklığı” başlıklarını taşımaktadır. Söz konusu bölüm ve ayırımların altında yer alan bir çok kanun maddelerinde de “mal” ya da “malvarlığı” tabiri kullanılmıştır....