Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2023 Tarihli Ara Karar NUMARASI : 2023/72 ESAS DAVA KONUSU : Mal Rejimi KARAR : İstanbul 3....

Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince, taraflar, 11.08.1999 tarihinde evlenmiş; 29.09.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 09.02.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal paylaşımı, katkı payı ve mal rejimi tasfiyesi Davacı-birleşen dosyada davalı ... ile davalılar-birleşen dosyada davacılar ... ve ... aralarındaki dava hakkında Mersin 3. Aile Mahkemesinden verilen 23.09.2011 tarih ve 1036/863 sayılı hükmün Dairenin 10.04.2012 gün ve 1634/2640 sayılı ilamıyla kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmişti....

      Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davası halen devam ettiğinden eldeki dava yönünden dava şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın dava ön şartı yokluğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir. Bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir....

        Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; taraflar ... (Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2018/441 E. - 2020/285 K. sayılı ilamı ile boşanmışlar ve mal rejimi boşanma ile sona ermiştir. Dolayısıyla uyuşmazlıkta boşanmaya karar veren ... (Yenihisar) Aile Mahkemesi'nin yetkili olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın ... (Yenihisar) Aile Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....

          nın 227. maddesinde "eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık olmaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiyesi sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıcındaki değeri esas alınır." Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde "T.M.Y.'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....

            Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacının, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar ve bankada mevcut paraya yönelik talebi, mal rejiminin tasfiyesi niteliğindedir. Mal rejimi sona ermeden tasfiyeye gidilemez. Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m. 225). Bu hükme göre, boşanma kararı kesinleşmedikçe tasfiye talebi incelenemez. Boşanma hükmü henüz kesinleşmediğine göre, tasfiyeye ilişkin bu talebin boşanma davasından tefrik edilmesi, boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu hususun nazara alınmayarak yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru bulunmamıştır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 23/04/2017 tarihinde evlendikleri, evlendikleri tarih itibariyle geçerli olan yasal mal rejiminin edinilmiş mallara katılma rejimi olduğu, tarafların başka bir mal rejimini seçtiklerine dair herhangi bir iddia da olmadığı, katkı payı alacağının mal ayrılığı rejiminde talep edilen bir alacak olup, mülga 743 sayılı TKM 181 maddesinde her eşin kendi malını alıp, ayrılması üzerine kurulu mal ayrılığı rejimi tasfiyesi düzenlemesinde, eşlerin birbirlerinin mal varlığına katkıda bulunmaları halinde nasıl bir tasfiye yolu işleneceğine dair açıklama olmadığı, bu nedenle katkı payı alacağının Borçlar Kanunu Genel Hükümlerine göre belirleneceği, 4721 Sayılı yasada düzenlenen değer artış payı alacağı, katkı payı alacağına benzemekte ise de, değer artış payı alacağının 4721 Sayılı TMK'da ayrıntılı olarak düzenlendiği, mal rejiminin tasfiyesine dair kavramların sıklıkla karıştırıldığı, sıradan bir vatandaş tarafından bilinebilmesinin zor olduğu...

              Eşler arasında evlenme tarihinden 01.01. 2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM’nin 170), sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 sayılı yür.K.m.10). Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun m. 225/2). Dosya arasında bulunan tapu kayıtları ve diğer belgelere göre dava konusu 490 ada 18 parsel 27.06.2002 tarihinde davalı adına satın alınmış ve üzerine 2004 yılında villa yapılmıştır. 648 ada 12 parsel ise davaya katılan ... adına tapuda kayıtlı iken 10.08.2004 tarihinde davalı ...’na satılmıştır. Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre davacı tarafın isteği mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı niteliğindedir....

                KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak, olmadığı takdirde TMK'nun 226.maddesi uyarınca tapu iptal-tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. İhbar olunanlar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı kocanın taşınmazlarda mülkiyet hakkının hiç doğmadığı buna bağlı olarak davacının da dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak, olmadığı takdirde TMK'nun 226.maddesi uyarınca tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer....

                  UYAP Entegrasyonu