Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalının eşi ile evlilik dışı birliktelik yaşadığını aralarının bozulmasına neden olduğunu, telefonda kendisine hakaret ettiğini bu nedenle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi tazminat; yine eşinin davalıya mal kaçırma amacıyla (evlilik birliğinin devamı sırasında mal ortaklığı sözleşmelerinin olması nedeniyle) taşınmaz mal alması ve bu malların mal ortaklığına dahil olmaması nedeniyle maddi tazminat istemiştir. Mahkemece, davanın mal rejiminin tasfiyesi davası olduğu, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Dava dilekçesi incelendiğinde aldatma ve hakaret eylemleri nedeniyle manevi tazminat istemi yanında dayanağı anlaşılamayan maddi tazminat isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya mal satıp teslim ettiğini, fatura tutarının ödenmemesi üzerine girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkiline mal teslim edilmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplana delillere, tanık beyanı ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, davalının 1.118.755.000.TL'lik asıl alacağa ve bu alacağın takip tarihine kadar işlemiş faizine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %40 oranında inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı mal satıp teslim ettiğini iddia etmiş, davalı ise kendisine mal teslim edilmediğini savunmuştur. Bu durumda davacı mal satıp teslim ettiğini yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır....

      Bu durumda alacaklının borcun ne şekilde ödeneceğini bildiğinden söz edilemez. 20.02.2007 tarihli mal beyanı dilekçesi borcun ne şekilde ödeneceğini içermemesi nedeniyle İİK'nun 74.maddesinde düzenlenen unsurları taşır nitelikte mal bildirimi olarak kabulü mümkün bulunmadığı başka bir anlatımla isnat edilen suçun oluşmadığı anlaşılmakla, gerekçesi yanlış fakat sonucu itibariyle doğru olan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 01.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile müvekkilinin davalıya mal satıp teslim ettiğini, ancak davalının mal bedelini ödememesi üzerine takibe geçildiğini, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında herhangi bir mal alım satım ilişkisi olmadığını, davacının müvekkiline mal teslimi yapmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının, davalıya mal satıp bunları teslim ettiğini iddia etmesine rağmen bu hususu yazılı delille ispat edemediği ve yemin deliline de dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Buna göre, "Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında "borcuna yetecek miktarın" nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, borçlu sanık tarafından icra takip dosyasına sunulan 1.03.2007 havale tarihli mal bildiriminde, 3.157,00 YTL bedelli borcuna karşılık traktörü ile 6.000,00 YTL değerinde büyükbaş hayvanını bildirdiği dikkate alındığında, oğlu adına trafikte kayıtlı 66 AS 748 plaka sayılı otomobilin kendisine ait olduğunu bildirmesi gerçeğe aykırı beyandan bulunma suçunun kastını oluşturmaz. Oğluna ait otomobili bildirmesinin zuhule dayalı olduğunun kabulü gerekir. Kaldıki mal beyanı dilekçeside İİK'nun 74.maddesindeki unsurları taşıdığından geçerli bir bildirimdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya, Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İcra ve İflas Kanunu'nun "Beyanın muhteviyatı" başlıklı 74. maddesindeki "Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, borçlunun tüm mal varlığını bildirmesi zorunlu olmayıp borcuna yeterli miktarda mal bildiriminde bulunması yeterlidir...

                veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 03.10.2008 tarihli mal bildiriminin borçlunun geçim kaynak ve olanakları ile, takip konusu borcun ne şekilde ödeneceğini içermemesi nedeniyle İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşır nitelikte mal beyanı olarak kabulü mümkün bulunmadığından isnat edilen suçun oluşmadığının anlaşılması karşısında sonucu itibariyle doğru olan hükmün bu gerekçe ile ONANMASINA, 16.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Ödeme emrinin tebliği üzerine menkulü olmadığını bildirip, geçim kaynağını açıklayan sanığın, beyanında gayrimenkulü olup-olmadığını açıklamamış olması karşısında, mal beyanının İİK.nun 74. maddesine uygun nitelikte bulunmadığı ve mal beyanı dilekçesinde bildirilmeyen ancak 15.02.2005 günlü hacizde haczolunan malların her evde bulunması olağan ev eşyası olup, toplam değerlerinin de borcu karşılamaktan uzak değerde olması nedenleriyle sanığın üzerine atılı bulunan gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçunun oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine hükmolunması, 2.) Gerekçeli karar başlığında suç türünün gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak yerine yükümlülüklerin yerine getirilmemesi biçiminde yanlış gösterilmesi, 3.)...

                    -K A R A R- Dava, davalıya satılıp teslim edildiği iddia edilen mal bedeli karşılığı 192.978,51 YTL’nin faizi ile tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkili şirketin işlem hacmi gözetildiğinde bu miktarda mal alıp satmasının mümkün olmadığını, müvekkiline mal satılmadığını, borçları olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davacının mal teslimini kanıtlayamadığı, yemin teklif hakkını da kullanmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu edilen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmamasına, davacının mal teslimini usulüne uygun delillerle kanıtlayamamış bulunmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 750.00....

                      UYAP Entegrasyonu