Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu ... ada ... parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölümün eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 28.09.2005 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....

    Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 511 parsel sayılı taşınmazın tamamı, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 19.02.2008 tarihinde, 473 parsel sayılı taşınmazın 1/4 hissesi, 30.04.2008 tarihinde, 474 parsel sayılı taşınmazın 1/4 hissesi, 30.04.2008 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....

      Aynı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir....

        Bu açıklamalara göre, TMK.nun 219/4, 221/2. maddeleri uyarınca kişisel malların geliri de aksine sözleşme yapılmadığı sürece edinilmiş mal olup davalının emekli maaşı ile kira gelirlerinin kişisel mal kabul edilerek davalı katkısının % 2/3 olarak kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, eklenecek değerlerden (TMK.nun 229 m.) ve denkleştirmeden (TMK.nun 230 m.) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere davalının edinilmiş malı olan taşınmazın (TMK.nun 219 m.) değerinden bu mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.nun 231 m.) yarısı üzerinden (TMK.nun 236/1 m.) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak davacının katılma alacağının saptanması gerekmektedir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar bu durumları ile tasfiyeye konu edilir (TMK.nun 231/1 m.) Söz konusu mal varlıklarının devredilmesi durumunda ise devredildiği tarih esas alınarak hesaplama yapılır (TMK.nun 235/son m.)....

          Kadın veya kocanın, diğerinin mal rejiminin devamı sırasında edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Somut olaya gelince; eşler, 22.09.1989 tarihinde evlenmiş, 30.05.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.10.2009 kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1)....

            TMK.nun 225/1 fıkrasında; “mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka mal rejiminin kabulüyle sona ereceği” öngörülmüştür. TMK.nun 178. maddesinde ölümden söz edilmediğine göre, TMK.nun 5. maddesi yoluyla somut olayda Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. BK.125. maddesinde “bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava 10 yıllık müruru zamana tabidir” hükmündeki her dava sözcüklerini “bütün alacaklar” şeklinde anlamak gerekir. Diğer bir deyişle, mal rejiminin ölüm sebebiyle sona ermesi halinde, taşınmazın hangi mal rejimine tabi olduğu nazara alınmaksızın 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır....

              Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu 156 ada 45 parselde 1/6 arsa paylı 5 numaralı mesken edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 24.4.2003 tarihinde satış suretiyle ½’şer paylarla taraflar üzerine tescil edilmiştir. TMK.nun 222.maddesi son fıkrası hükmüne göre, bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir....

                Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu ... parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 24.05.2006 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiye edilir (TMK md.235/1). Eşlere ait malvarlıkları mal rejiminin sona erdiği andaki durumlarına (nitelik, özellik, imar durumu vs.) göre değerlendirilir (TMK md.228/1). Bu malların kural olarak tasfiye anındaki sürüm değerleri hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri esas alınır....

                  Eşler boşanıp tekrar evlenmiş iseler; mal rejimi her bir boşanma davasının dava tarihinden geçerli olarak sona erer ve her bir evlilik dönemindeki mal rejimi ayrı ayrı tasfiyeye tabidir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Tasfiyeye konu 3351 ada 4 parsel 2 nolu bağımsız bölüm eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu ilk evlilik döneminde 13.03.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların ilk evliliği mal rejimi tasfiyesini de kapsayacak şekilde anlaşmalı boşanma kararı (TMK.m.166/3) ile sona ermiş; buna ilişkin .......

                    Soyut ayırt edicilik; bir işaretin, bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini, bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye elverişli olması halidir. Bir işaret soyut ayırt edici niteliğe sahip değilse, ayırt edicilik fonksiyonuna da sahip olmayacaktır. Marka, ayırt edicilik fonksiyonunun gereği olarak, mal ve hizmetleri ferdileştirmekte ve bunları tüketiciler için piyasada teşhis edilebilir hale getirmektedir. Bu yolla tüketiciler, almak istedikleri mal ve hizmetleri başka teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edebilmektedirler. Ayrıca, mal ve hizmetlerin piyasada teşhis edilebilir hale getirilmesi ile, farklı teşebbüslerin mal ve hizmetleri için piyasa şeffaflığı sağlanmaktadır. Piyasa şeffaflığının yerine getirilebilmesi, markanın iletişim fonksiyonu ile kolaylaşır. Markanın iletişim fonksiyonu, piyasada mal ve hizmet arz edenlerle talep edenlerin aralarında iletişim kurmalarını sağlamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu