Şikayete dayanak yapılan icra takip dosyasında borçluya 1.939,50 TL'lik borç nedeniyle usulüne uygun ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresi içinde 23.08.2010 tarihli dilekçe ile yaptığı mal bildiriminin İİK'nun 74. maddesinde yazılı şartlara haiz olduğu, borçlunun mal beyanı dilekçesinde, adına kayıtlı hiçbir menkul ve gayrimenkul mal varlığı bulunmadığını beyan etmesine rağmen, borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği ... plakalı aracın adına kayıtlı olduğu müşteki vekilinin POL-NET'ten yapılan sorgulama sonucunda ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Mal beyanında bulunmanın amacı, alacaklının alacağına kolayca kavuşabilmesi için borçlunun hacze konu teşkil edebilecek mallarını göstermesidir. Diğer bir deyişle, hacizden önceki dönemde, hakkında icra takibi yapılan borçlunun ne gibi mallarının bulunduğunun saptanmasıdır....
TMK.nun 219. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı değerleri edinilmiş maldır. Davacı tarafından davalının emekli ikramiyesi üzerinde katılma alacağı isteğinde bulunulmuş ise de davalının boşanma dava tarihi öncesinde, diğer anlatımla evlilik içerisinde emekli ikramiyesi aldığına ilişkin bir belge, delil olmadığı gibi dosya arasında getirtilen belgelere göre davalının emeklilik başvurusunu boşanma dava tarihinden sonra 14.3.2008 tarihinde yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mal rejimi sona ermeden davalının elde ettiği bir emekli ikramiyesi, davalıya yapılan bir ödeme, mal varlığına giren bir değer bulunmadan ileride elde edilebilecek mal varlığı değeri (beklemece= beklenen ileride ödenebilen haklar) üzerinde tasfiye yapılarak katılma alacağı istemesi mümkün değildir....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 09 L 8707 plakalı araç, 17.06.2006, 09 D 1757 plakalı araç da 14.05.2009 tarihinde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmişlerdir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir ( TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 3696 parsel 7 nolu bölüm, 25.12.1997 tarihinde, 3980 ada 6 parsel 24 nolu bölüm 1991 yılında kooperatif üyeliği yoluyla edinilmiş ve teslimat 1996 yılında yapılmış, resmi işlemler nedeniyle 26.10.2007 tarihinde tahsis yoluyla davalı adına tescil edilmiştir. Taşınmaz mallar eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiş, dava konusu otomobil ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.05.2006 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir....
TMK'nun 225. maddesinde ise mal rejiminin ne şekilde sona ereceği ve sona erme tarihi yazılı olup, boşanma sebebi ile evliliğin sona ermesi durumunda mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona erecektir. Bu maddede fiili ayrılık veya eşlerin ayrı yaşamaları mal rejiminin sona erme sebepleri arasında sayılmamıştır. Fiili ayrılık, ayrı yaşamaları halinde haklarının zarar göreceğini düşünen eş haklı sebebin de bulunması halinde TMK'nun 206. maddesine göre mal ayrılığına geçilmesi isteğinde bulunabileceği gibi sözleşme ile mal rejiminin değiştirilmesi yoluna da gidebilecektir. TMK.nun 227. maddesine dayanan değer artış payı alacağında eşlerden birinin diğer eşin mal edinmesinde katkısından söz edilmekte ise de, TMK'nun 236. maddesine dayanan katılma alacağında eşlerden birinin herhangi bir katkısı gerekli olmadığı gibi eşlerden birinin diğer eşin edindiği mal üzerindeki hakkı Yasa'dan kaynaklanan şahsi hak niteliğindedir....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davacılar ve birleşen dosyada davacının davalı eş adına edinilen mallar nedeniyle katılma alacağı talebinde bulundukları, davalının 2002 sonrası edinilen malları kişisel malvarlıklarıyla edindiğine yönelik kişisel mal savunmasında bulunduğu, Mahkemece, 2002 sonrası edinildiği kabul edilen ..., ... ve ... plakalı araçlar ile 1478 ada 2 parselde 8 numaralı bağımsız bölüm yönünden hesaplanan katılma alacağına hükmedildiği anlaşılmaktadır....
Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma açısından ise; borçlu, başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisininmiş gibi veya kendisine ait mal, alacak ve hakları başkasına aitmiş gibi gösterir (beyan eder) veya saklar, ya da kendisine ait mal, alacak ve haklar üzerinde üçüncü şahısların mevcut haklarını bildirmez veyahut bildirdiği malların kıymetleri ve vasıfları hakkında icra müdürünü hataya düşürecek müspet beyanda bulunur veya bu hususta kasten sükut eder, beyan ettiğinden başka malları da mevcut halde yokmuş gibi beyanda bulunursa, gerçeğe aykırı (hakikate muhalif) beyanda bulunmuş olur. Somut olayda borçlu dilekçesinde, ipotekli taşınmaz dışında başkaca mal varlığı bulunmadığını açıkça beyan etmiştir. Beyan ettiği bu taşınmaz üzerinde şikâyet konusu icra takibi ile birlikte 11 adet, bildirmediği diğer taşınmazları üzerinde 10 ilâ 13’er adet haciz şerhleri bulunmaktadır....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir. (TMK 222. m). Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun 227/1, 231, 236/1 m). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3.madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal ortaklığı rejiminin tasfiyesi ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki mal ortaklığı rejiminin tasfiyesi davasının kısmen reddine ve kısmen de mahkemenin görevsizliğine dair Kayseri 2. Aile Mahkemesinden verilen 26.03.2009 gün ve 144/336 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan... ve...vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, tarafların 1973 yılında evlendiklerini, muris ...’ın 17.11.2006 tarihinde öldüğünü, müvekkiliyle eşinin Kayseri 3.Noterliğinin 27.12.2002 tarih 41956 yevmiye numaralı sözleşmesiyle mal ortaklığı rejimini benimsediklerini açıklayarak terekenin mal ortaklığı sözleşmesi uyarınca tasfiyesine, dava konusu yazlık ev, konut ve dükkanın tasfiye payına mahsuben müvekkile verilmesini istemiştir....
miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 15.03.2007 tarihli mal bildiriminde borca yetecek kadar mal bildiriminde bulunmasının sadece başka mal, kazanç ve haklarını bildirme zorunluluğunu ortadan kaldırmakla birlikte, anılan maddede düzenlenen diğer unsurların bulunmaması halinde isnat edilen suç da oluşmayacaktır....