Davalı tarafta cevap dilekçesinde dava konusu ürünün kendisine teslim edildiğini ancak ayıplı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu itibarla davacının faturaya konu ürünü teslim ettiği kabul edilmiş ve fatura bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı taraf her ne kadar takipten önce faiz talebinde bulunmuş ise de, takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge olmadığından dolayı takipten önce işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Alacak faturaya dayalı belirlenebilir ve likit bir alacak olduğundan alacak miktarı üzerinden ---- inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
-TL, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması; davalı firmadan gelen seramiklerin 12,90m2 sinin açık ayıplı olduğu, seramik uygulaması yapılırken gözle çok net olarak görüldüğünden ( Adliye bahçesine seramikleri getiren 3 kişininde aynı beyanda bulunduğu) ayrılarak istenildiği taktirde 12,90m2 lik bir alanda kullanılabileceği, fakat tüm alanların aynı renkte olması istenildiği taktirde yenisi ile davalı firmanın değiştirmesi gerektiği, davalı vekilinin dava dilekçesinde 02.09.2022 tarihli fatura ve sevk irsaliyesi ile de görüleceği üzere malın eksiksiz teslim alındığına ilişkin davacı tarafından imza da mevcut olduğu, davacının teslim almış olduğu malın ayıplı olmadığı fatura üzerindeki imza ile de sabit olduğu, Sevk irsaliyesinde malın eksiksiz alındığı doğru olup, palet içerisindeki seramiklerin renkleri uygulamaya başlanılmadığından önce görülemeyeceğinden, palet açıldıktan sonra açığa çıkan ayıplı seramiklerin değiştirilmesi gerektiği, davacı vekilinin...
tahsiline karar verilmiş ise de, dava konusu malın davacı tarafından kullanıldığı sürece ve satıcıya iade edilmeden faiz istenemeyeceği gözetilmeden mahkemece ihtarname tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Açılan karşılıklı boşanma ve alacak davasında kadının açtığı davada verilen boşanma hükmü temyiz edilmeden kesinleşmiş, Dairemizin 26.05.2015 tarihli bozma-onama kararı sonrasında bozmaya uyularak erkeğin açtığı boşanma davasının reddine, kadına maddi-manevi tazminat takdirine ve ziynete dayalı alacak davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....
A.Ş.nin davacıya karşı teslim edilen emtianın TSE 822 standardına uygun bulunduğuna dair test sonucunu bildirmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Türk Medeni Kanunu’nun 24/A ve Borçlar Kanunu’nun 49. maddeleri uyarınca şahsiyet hakları hukuka aykırı şekilde tecavüze uğrayan kişi uygun bir manevi tazminatın tahsilini talep edebilir ise de, dava konusu olayda malın ayıplı teslim ve üretimi sebebiyle davacı ile dava dışı idare arasındaki akit feshedilmemiş, ayıplı malın standarda uygun hale getirilmesi için yapılan girişimler sonucunda mal teslimatı idare tarafından kabul edilmiştir. Bu işlemler sebebiyle davacının sözleşmesi feshedilmediği gibi davacıya bir ceza uygulanmamış ve kamu ihalelerine katılmaktan men edilmesine de karar verilmemiştir. Bu nedenlerle mahkemece manevi tazminata ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....
Mahkemece davalının siparişi üzerine Türkiye'ye gelen ikinci parti mal üzerinde herhangi bir ayıp incelemesi yapılmadığı, davalının malı gümrükten çekmeyerek millileştirilmesine neden olduğu gerekçesiyle, ikinci parti malın 170.420 USD bedelinden sorumlu olduğu, karşı davada birinci parti malın ayıplı olması nedeniyle semenden tenzilat yapılarak 49.649 USD ve 470,56 YTL' nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle 6.8.1998 tarihinde teslim alınan 78.400 USD tutarlı birinci parti derinin ayıplı olduğunun, ancak davalı yanca kullanılmış olması sebebiyle iadesinin mümkün olmadığı gözetilerek semenden indirim yapılmasında, ikinci parti malda ayıp bulunduğu tespit edilmeden, malı gümrükten çekmeyen davalının malın millileştirilmesine neden olduğundan bedelinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacının ve davacı-karşı davalının...
GEREKÇE :Dava, ayıplı mal nedenine dayalı olarak ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesinde; " 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile,araçtaki ayıp nedeniyle değer farkının faiziyle tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4/2 madde ve fıkrası uyarınca satın alınan malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde; tüketici, malı teslim aldığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde bu malları satıcı firmaya geri vererek değiştirilmesini veya ödediği bedelin iadesini veya ayıbın neden olduğu değer kaybının bedelden indirimini ya da ücretsiz olarak tamirini talep edebilir. Aynı kanunun 4/3. madde ve fıkrası gereğince, satılan malın ayıbı gizli nitelikte ise veya ayıp tüketiciden hile ile gizlenmişse, satıcı 30 gün içerisinde kendisine başvurulmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz....
Davacı dava dilekçesinde her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunmuşsa da 6098 sayılı TBK 58/1 maddesine göre manevi tazminat talebinde bulunmak için talepte bulunanın kişilik haklarının saldırıya uğraması gerekmektedir. Somut olayda ayıplı ürün sebebi ile davacının kişilik hakları saldırıya uğramadığından davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satın alınan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....