Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi 06.01.2022 tarihli ara kararında ihtiyati haciz isteminin reddine dair ara kararı vermiş, bu ara kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiş ve dairemizin 16.03.2022 tarihli ara kararı ile istinaf isteminin HMK 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir. Mahkeme 09.03.2022 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin 2. kez yaptığı ihtiyati haciz isteminin de reddine karar vermiştir. Davacı vekili 08.03.2022 tarihli dilekçesi ile 3. kez yeni delillerin toplandığı belirterek ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. Mahkeme 14.03.2022 tarihli ara kararı ile daha önce iki kez ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Bu ara kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Mahkeme tarafından verilen 14.3.2022 tarihli ara karar ihtiyati haciz istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair ara kararıdır....

    Mahkeme verilen 25.11.2022 tarihli ihtiyati tedbir ara kararı incelendiğinde; sunulan bilirkişi raporunun hükme esas alınıp alınmayacağının bu aşamada belli olmadığı, tedbirin kaldırılması halinde telafisi güç zararların doğma ihtimalinin bulunduğu, esas hakkında yapılacak yargılama sonucunda tedbirin kaldırılmasını talep edenin alacaklı olduğuna kanaat getirilse dahi ihtiyati tedbir talep edenin faaliyetine devam etmesinde borcun ödenebilmesi bakımından tedbirin kaldırılmasını talep edenin yararının bulunduğu, ayrıca % 20 oranında belirlenen teminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bulunduğu gerekçesi ile; "1-Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması ya da teminatın değiştirilmesi talebinin reddine, 2-İşbu ara kararın taraflara tebliğine" 25/09/2023 tarihinde istinafı kabil olmak üzere karar verilmiştir....

      Konulan tedbirlerin orantısız olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemenin 24/06/2022 tarihli ara kararının kaldırılarak, davalı adına banka hesapları üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davalı erkeğin banka hesapları üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılması istemi dışındaki sair istinaf istemlerinin HMK.nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı erkeğin banka hesapları üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine ilişkin istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Antalya 5....

      İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesi ile; 20/06/2022 tarihinde tedbir ara kararı ile kurulan icra veznesindeki girecek paranın ödenmemesine ilişkin verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kaldırılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08/09/2022 tarih ve 2022/... Esas sayılı ara kararı ile; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, İİK 72/3 2. cümle gereği davacı talebinin yerinde bulunarak kabulüne karar verildiği, davalı yanın itirazlarının mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir şartları taşımadığı, mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/222 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı Binali Cengiz'in takip borçlusu Bulut Bulut hakkında maddi manevi tazminat davası açıldığı, 09.04.2012 tarihli ara kararı ile ... plaka nolu borçluya ait aracı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, ara kararında satışa engelleyici bir ibarenin olmadığı görülmektedir. İcra Müdürlüğünce söz konusu araca konan tedbirin cebri satışa engel bir durum olup olmadığının sorulduğu, mahkemenin 25.02.2015 tarihli cevabi yazısında 22.04.2014 tarihli trafik kaydındaki haczin 10.04.2014 tarihli mahkeme tedbir kararından sonra olduğu ve tedbiri dava ettiği gerekçesi ile satışa engel olduğunu bildirmiştir. Söz konusu kararda tedbir kararının satışa engel olduğundan bahsedilmemiş, sadece tedbir kararının haczinden önce olması nedeniyle satışa engel olduğundan bahsedilmiştir....

          Mahkemenin 11/08/2020 tarihli ara kararla dava konusu edilen çeklerle ilgili tedbir kararı verdiği, 13/04/2021 tarihli duruşmada ise; "fer'i müdahil talebinde bulunan vekilinin tedbirin kaldırılması yönündeki talebinin müracaatı halinde değerlendirilmesi" şeklinde ara kararı oluşturduğu, fer'i müdahil olarak kabul edilen .... vekilinin 21/04/2021 tarihli talebi üzerine, 28/04/2021 tarihindeki ara kararıyla dosya üzerinden tedbirin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....

            ara kararlarında mevcut tüm delilleri değerlendirerek yaklaşık ispat hususunu tartışıp, istinafa denetimine elverişli olacak şekilde gerekçeli olarak karar vermesi gerekirken, bu hususa da riayet edilmediği anlaşıldığından, yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiştir....

            Taraflar arasındaki davada verilen ara kararına yönelik; Davalı şirket vekili; mevcut delil durumu itibarı ile müvekkili işverene kusur izafe edilmesi mümkün olmadığından ve davacı kurumun şirkete rücu etme imkanı olmadığından, ayrıca davacının taleplerinin işveren sorumluluk sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olması nedeni ile herhangi bir hak kaybı doğmayacağından mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarına ilişkin ara kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ile araç üzerinde bulunan ihtiyati haciz şerhinin teminatsız, mahkemece aksi kanaat hasıl olması durumunda teminat mukabilinde kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; Rücuen alacak talebine ilişkindir....

            ile ... işlemlerinin tamamının durdurulmasına yönelik verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiği gerekçesiyle, davalı ......

              GEREKÇE: Talep, davacının ihtiyati tedbir ve haczin kaldırılması istemlerini kabul eden yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün (01.01.2018 itibariyle 15 gün) içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

              UYAP Entegrasyonu