Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve hüküm Borçlar Kanununun 392. maddesinde yer alan vekilin vekaletin ifası dolayısıyla almış olduğu şeyi müvekkiline tediye etmediği iddiasına dayalı olup vekalet ilişkisinden kaynaklanmaktadır. İnceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.03.2011 (Pzt.)...

    Dava, hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Bu itibarla, dosyadaki belgelere, bilirkişi raporlarına, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yeterli açıklıkta bulunduğu, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: K A R A R Dava, (ölüm ve cismani zararlar sebebiyle açılan) maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hizmet akdinden ve iş ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla); uyuşmazlığın hizmet akdinden kaynaklanmadığı ve haksız fiil iddiasına dayalı davanın Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirileceğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4857 sayılı İş Kanununun 1/II. maddesinde “Bu Kanun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, taşınmaz kira sözleşmesinden kaynaklı davalının haksız işgal iddiasına dayalı ecrimisil talebi ile açılan tazminat davasıdır. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir." Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re'sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınır....

        Davalı vekilinin temyizi %40 tazminat talebi yönünden bir karar verilmemiş olmasının ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı yönüne ilişkindir. Mahkemece davalının tazminat talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal dayanaklarının karar yerinde gösterilmemiş olması da isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 22.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          tarafından komplikasyon yönetiminin başarılı şekilde yapıldığını, davacının manevi tazminat talebinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını, davada müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

          Türkiye vatandaşı olduğu, anne ve babasının da Türkiye vatandaşı oldukları görülmüş olup, en azından davacının büyüdüğü ailede Türkçe konuşuluyor olduğunun değerlendirildiği, öte yandan davacının Türkçesi madem onam formunda yazanları bile anlamayacak derecede ise, davacının ameliyat öncesi bunu imzalamayı reddetmesi ve bu belgenin tercümesini yaptırtıp öyle imzalaması mümkün iken, davacının Türkçe dilinde yazılmış olan onam formunu imzalamış olması karşısında, davacı vekilinin bu iddiasına, ispat edilmediğinden, itibar edilemeyeceği,davacının tanık deliline dayanmadığı, olayın kusura dayalı sorumluluk olduğu, davalı hastane ve hekimin kusurunun bulunmadığının ATK raporuyla tespit edildiği,davalılar yararına vekalet ücreti taktirinin gerekmediği davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile; "Davanın REDDİNE, manevi tazminat talebinin de REDDİNE" karar vermiştir....

          Gerekçeli kararın başlık kısmında dava tarihinin 20.05.2009 yerine 20.05.2010 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir. 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2-63 sayılı kararında açıklandığı üzere: haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı ... lehine vekalet ücretine hükmolunacağından, davanın kısmen kabulü halinde davalı ... lehine vekalet ücretine hükmolunamayacağının gözetilmemesi, 2- Davacıların halen Geçici Köy Korucusu oldukları, işe başlamak için haklarında verilen beraat kararlarının kesinleşmelerini öğrenmiş olacaklarından bu husus araştırılarak davanın 3 aylık sürede açılıp açılmadığı tespit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi, Kanuna aykırı, davacılar ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı tebliğnamedeki isteme uygun şekilde BOZULMASINA, 30/12/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı adına ön tanı konulan ilk muayenesinde hasta mevcut bulunan ekstremite şekil bozukluğunun çocukluk yıllarından beri süre gelmekte olduğunu fakat hastalığın giderek ilerlemesi ile son zamanlarında ayrıca kendisinde diz ağrısı yapmaya başlaması üzerine müvekkil hastaneye tedavi amacıyla başvurduğunu, Hekim T5 muayenesi sonucunda hastaya ilgili deformitenin tedavisi kapsamında ameliyat önerildiğini, hekim tarafından davacıya alt ekstremite şekil bozukluğunun ameliyat ile düzeltilmesi ve peşi sıra tedavisi sırasında meydana gelebilecek komplikasyonlar ve tedavi süreci hakkında bilgi verildiğini, hastanın Aydınlatılmış ve Yazılı olarak Onamı alındığını, ameliyatının başarılı geçtiğini, hastaneden taburcu edilirken hastaya düzenli kontrol ayrıca fizik tedavi önerildiğini, ameliyat sonrasında iyileşme sürecine girildiğini, dava dışı hekim tarafından davacıya tıp kuralları çerçevesinde ameliyat ve tedavi uygulandığını, dava dışı hekim T5 müvekkil...

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 09/10/2019 NUMARASI : 2017/445 ESAS 2019/329 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda ayrıntısı yazılan ve istinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın incelenmesi sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların iddia ve savunmasının özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının hizmet ilişkisinden kaynaklanan işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi kararının özeti: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; '' Davanın reddine'' karar verilmiştir. İleri sürülen istinaf sebepleri: İlk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu