Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterin hatalı işlemi sonucu malı elinden çıkan gerçek malikin veya iyi niyetli alıcının zararlarından dolayı noterin sorumluluğunu azaltmak veya gerçek malik ile iyi niyetli alıcıyı noter haricinde tanımadıkları kişilere muhatap etmek özellikle Noterlik Kanununa, hukukun genel prensiplerine ve hakkaniyete aykırıdır....

    Noterin hatalı işlemi sonucu malı elinden çıkan gerçek malikin veya iyi niyetli alıcının zararlarından dolayı noterin sorumluluğunu azaltmak veya gerçek malik ile iyi niyetli alıcıyı noter haricinde tanımadıkları kişilere muhatap etmek özellikle Noterlik Kanununa, hukukun genel prensiplerine ve hakkaniyete aykırıdır....

      Noterin hatalı işlemi sonucu malı elinden çıkan gerçek malikin veya iyi niyetli alıcının zararlarından dolayı noterin sorumluluğunu azaltmak veya gerçek malik ile iyi niyetli alıcıyı noter haricinde tanımadıkları kişilere muhatap etmek özellikle Noterlik Kanununa, hukukun genel prensiplerine ve hakkaniyete aykırıdır....

        Noterin hatalı işlemi sonucu malı elinden çıkan gerçek malikin veya iyi niyetli alıcının zararlarından dolayı noterin sorumluluğunu azaltmak veya gerçek malik ile iyi niyetli alıcıyı noter haricinde tanımadıkları kişilere muhatap etmek özellikle Noterlik Kanununa, hukukun genel prensiplerine ve hakkaniyete aykırıdır....

          Davalı noterin sorumluluğu, Noterlik Kanunu'nun 162. maddesine dayalı kusursuz sorumluluk olup, oluşan zarar ile davalı noter işlemi arasında uygun illiyet bağının kurulduğunun kabulü gerekir. Davalı noterin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde nedensellik bağının kesildiğini ispat külfeti ise, davalı notere düşmektedir. Öte yandan; Türk Borçlar Kanunu'nun 52. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; "Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir."...

            Kusura dayanmayan sorumlulukta; sorumluluğu doğuran olay, zarar ve zararla söz konusu olay arasında bir illiyet bağı bulunması sorumluluğu doğurmak için yeterlidir. ---------Öğretide kusursuz sorumluluk hâlleri olağan sebep sorumluluğu, tehlike sorumluluğu olmak üzere ikili ayrıma tabi tutulduğu gibi hakkaniyet sorumluluğu, nezaret ve ihtimam gösterme yükümlülüğünden doğan sorumluluk, tehlike sorumluluğu şeklinde üçlü ayrıma gidildiği de görülmektedir. Öte yandan objektif sorumluluk üst başlığı altında kusursuz sorumluluk hâlleri olarak da düzenlemeler bulunmaktadır. Tehlike sorumluluğu terminolojide ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu, ağırlaştırılmış objektif sorumluluk olarak yer alır. Diğer sorumluluk türlerinden farklı olarak bu türde kurtuluş beyyinesi getirme imkânı bulunmamaktadır. Ancak, uygun illiyet bağını kesen sebepler sorumluyu sorumluluktan kurtarır....

              Anılan madde uyarınca noterlerin sorumluluğu için noterin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin görevleriyle ilgili bir eylemleri olmalı; bir zarar bulunmalı; zarar doğuran eylem hukuka aykırı olmalı ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen noterin sorumluluğu, ancak zarar ile uygun nedensellik bağının kesildiğinin kanıtlanması durumunda ortadan kalkacaktır. Yani zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurunun veya mücbir sebep halleri gibi illiyet bağını kesen bir durumun varlığının kanıtlanması halinde sorumluluktan kurtulunabilecektir (Tekinay S., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt 1, 1985 İst., Sayfa 764 vd; Kartal B., Noterlerin Hukukî Sorumluluğu ve Kusursuz Sorumluluk, Yargıtay Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, Sayfa 340 vd). Uygun illiyet bağı ile belirtilmek istenen noterin veya çalıştırdığı kişilerin yaptığı noterlik işlemlerinden dolayı zarar doğmuş olmasıdır....

                Noterin hukukî sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için ortada; noterin veya noter çalışanının bir eyleminin bulunması ve bu eylemden dolayı bir zararın doğması, bu zararla birlikte eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Bu şartlardan birisinin gerçekleşmemesi hâlinde noterin hukukî sorumluluğunun doğmayacağı kabul edilmektedir. Noterin bir kamu hizmeti ifa ettiği de dikkate alınarak sorumluluğun belirlenmesinde normal bir insanın göstereceği özenli davranış değil, aynı işi üstlenen noterlik mesleğinde çalışan bir kişinin göstermesi gereken objektif davranış esas alınacaktır. Buradaki tazminat yükümlülüğü; sorumlu kişinin somut olaydaki bireysel davranışından ziyade daha çok onun toplum ve ekonomi içindeki durumu ile kanunun ona yüklediği ihtimam ve özen görevine bağlanmaktadır....

                Asliye hukuk Mahkemesi'nin 2018/186 Esas sayılı dosyasında davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda müvekkilinin hukuki sorumluluğunu kaldıran nedenler bulunmakta olduğunu, kendisine vekaleten noter başkatibi tarafından yapılan işlemle ilgili olarak müvekkiline dava açıldığını, kusursuz sorumluluk rejimi nedeniyle noter ispat ederse tazminat sorumluluğundan kurtulacağını, zarar ile noterin eylem veya işlemi arasında nedensellik bağını kesin bir vakanın ispatlanması halinde noterin tazminat sorumluluğu ortadan kalkacağını, noterin eylem veya işlemi nedeniyle meydana gelen zararın üçüncü şahsın ağır kusurundan ileri geldiğini ispatladığı takdirde tazminat sorumluluğundan kurtulacağını, sahtelik işindeki kişi ile kimliği sahte olarak kullanılan gerek kişi arasında ticari ilişkinin varlığı taraflarca kabul edilmekte olduğunu, sahteliği yapan kişinin diğer kişinin tüm kimlik bilgilerine kolayca ulaştığı ve elde ettiği bilgilerle işlem yaptığı hususunda şüphe olmadığını belirterek...

                gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle dolandırıldığını ve zarara uğradığını, müvekkilinin noterin resmi bir kurum olması nedeniyle yapılan işlemlere güvenerek aracı satın alarak bedelini ödediğini, noterin kamu hizmeti ifa eden bir güven kurumu olduğunu, müvekkilinin de bu inançla işlem yaptığını, dolayısıyla oluşan zarardan noterin sorumluluğu olduğunu, tüm bu hususlar dikkate alınarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000- TL. alacaklarını ödeme tarihinden itibaren faize işletilmesine, davalarının kabulüne, yargılama ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiş, davacı vekili ıslah dilekçesi ile taleplerini 62.000- TL'na yükseltmiştir....

                UYAP Entegrasyonu