Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Resmi işlem yapma görevini üstlenmiş olan noterin daha üst düzeyde dikkat ve özen görevi bulunmaktadır. Kamu hizmeti yürüten noterin, daha özenli davranıp gerekli araştırmayı yaparak kimlik belgesinin sahte olup olmadığını detaylı şekilde araştırması gerekmektedir. Davalı noterin, sahte kimlik belgesine dayanarak satış yapılmış olması özen yükümlülüğünü kusurlu şekilde aksattığını göstermekte olup, noterin eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının kesilmediği, davacının zararının oluştuğu açıktır. Bu nedenle, davalı noterin sorumluluğuna gidilmelidir. Ancak, araç kiralama işi ile uğraşan davacının da aracını kiralarken kendisinden beklenen özeni göstermediği ortadadır. Zarar görenin kendi menfaatlerini korumak için makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına birlikte kusur denir. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler....

    Noterlik kurumuna olan güvenin sarsılmaması, noterlikte işlem yapan ilgililerin bu kurumda herhangi bir yanlışlık yapılmayacağı yolunda güven duymaları nedeniyle noterlikte yapılan bir işlemden dolayı meydana gelen zarardan noterin sorumluluğu bir olağan sebep sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. İşlem ister bizzat noter tarafından ister noterin yanında çalıştırdığı yardımcısı tarafından yapılsın, kuruma olan güvenin sarsılmaması için noterin kusursuz sorumlu olması gerektiği prensibinden hareket edilerek Noterlik Kanunu ile özel bir düzenleme yapılmış ve noterlerin sorumluluğu ile ilgili olarak ağırlaştırılmış olağan sebep sorumluluğu kabul edilmiştir. 25. Noterin, yapmış oldukları işlemler nedeniyle iş sahiplerine vermiş olduğu zararlardan dolayı sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp olağan sebep sorumluluğudur. Buradaki sorumluluk, zararın doğumuna sebep olmaktan kaynaklanmaktadır....

      Mahkemece, aldatma yeteneğine sahip sahte nüfus cüzdanı ile noterde satış işlemlerinin yapılmasında davalı noterin sorumluluğu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir . 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine göre; ''Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar''. Bu maddeye göre noterlerin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta ise, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir. Sorumluluk hukukunun önemli unsurlarından biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır....

        Bu nedenle, davalı noterin sorumluluğu cihetine gidilmelidir.Ancak, araç kiralama işi ile uğraşan davacının da aracını kiralarken kendisinden beklenen özeni göstermediği ortadadır. Zarar görenin kendi menfaatlerini korumak için makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına birlikte kusur denir. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. (BK m.43/1; TBK'nın 51/1) Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir....

          Dava; Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine dayalı noterin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. Noterlik Kanunu’nun 1.maddesi gereğince; noterliğin bir kamu hizmeti niteliğinde bulunduğu, hukukî güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendiren bir kurum olduğu belirtilmiştir. Görevi belge ve işlemlere resmîyet kazandırmak olan noterlerin yaptıkları işlemler dolayısıyla meydana gelecek zararlardan ötürü sorumlu tutulması bir zorunluluk olarak kendini göstermektedir. Türk Borçlar Kanunu'nun 50/1. maddesine göre; "Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır." 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine göre; ''Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar''. Bu maddeye göre, noterlerin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur....

            Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir. Zarar doğuran işlem veya eylemde aldatma (iğfal) kabiliyetine sahip bir kimlik veya belgesinin kullanılması hâlinde noterin sorumluluğunun doğmayacağının kabul edilmesi gerekir. Ancak detaylı bir incelemeyle ortaya çıkacak sahteliğin fark edilmesi noter veya çalışanından beklenemeyecek bir durumdur. Somut olayda; ......kimlik bilgileri kullanılarak tanzim edilmiş sahte sürücü belgesini kullanan kişi ve davacı arasında,.... giderek 01/05/2007 gün 02620 yevmiye numaralı sözleşme ile davaya konu aracın satışı işlemi yapılmıştır....

              Noterin sahte belgeler ile işlem yapması hatalı ve eksik bir işlemdir. Somut olayda; dava dışı 3. kişilerin sahte olarak düzenlenen ve gerçek araç maliki ...'nun kimlik bilgilerini içeren nüfus cüzdanı ile ruhsatı noter katibine sunduğu, araç rehin sözleşmesinin, bu sahte belgelere dayalı olarak davalı noterin katibi tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı noterin katibinin, sahte belgelere dayanarak rehin sözleşmesini tamamlamış olması özen yükümlülüğünün kusurlu şekilde aksatıldığını göstermektedir. Araç rehin sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle davacının uğradığı zararla, davalı noterin eylemi arasında illiyet bağı kanıtlanmıştır. Davacının ayrıca kusursuz sorumlu olan noterin kusurunu ispatlama zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı noterin sorumluluğu cihetine gidilmelidir....

                Noterin sahte belgeler ile işlem yapması hatalı ve eksik bir işlemdir. Dosyanın incelenmesinde; sahte nüfus cüzdanı kullanılarak davalı noter tarafından düzenlenen vekaletnameye istinaden davacıya araç satışı yapıldığı, davalının sahte kimlik belgesine dayanarak vekaletname verilmesi işlemini tamamlamış olması özen yükümlülüğünün kusurlu şekilde aksattığını gösterdiği, noterin eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının kesilmediği açıktır. Bu nedenle davalı noterin sorumluluğu cihetine gidilmelidir. Türk Borçlar Kanununun 52. maddesine göre “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir....

                  Bu cümleden olarak noterin veya çalışanının her zaman belgenin sahte olup olmadığını anlamasını ve tetkik etmesini yani grafolojik bir inceleme yapması beklenemez. Ancak; belgenin veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunması noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Bu gibi hâllerde noterin veya çalışanının gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranış özen yükümlülüğünün ihlâlidir. Yargıtay uygulamasına göre; belgenin sahteliği hususundaki en önemli kıstas belgenin veya kimliğin aldatma yeteneğine (iğfal) sahip olup olmamasıdır. Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir....

                    Bu cümleden olarak noterin veya çalışanının her zaman belgenin sahte olup olmadığını anlamasını ve tetkik etmesini yani grafolojik bir inceleme yapması beklenemez. Ancak; belgenin veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunması noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Bu gibi hâllerde noterin veya çalışanının gerekli özeni göstermesi beklenir. Aksine davranış özen yükümlülüğünün ihlâlidir. Yargıtay uygulamasına göre; belgenin sahteliği hususundaki en önemli kıstas belgenin veya kimliğin aldatma yeteneğine (iğfal) sahip olup olmamasıdır. Yargıtay bir çok kararında; aldatma (iğfal) yeteneği bulunan belgelerin kullanılmasını üçüncü kişinin ağır kusuru olarak nitelendirmiş ve noterin sorumluluğu bakımından illiyet bağını kestiğini kabul etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu